"35"

1.1K 50 12
                                    

Düzenlenmiştir❤️

*Öncelikle minicik bi açıklama*

Kitap karakterlerini beğenmeyebilirsiniz, size hitap etmeyebilir, etmediğini dile de getirebilirsiniz ancak ne zaman medya koysam karakteri değiştir diye yorum yapmazsanız sevinirim bebişler. Sonuçta bu dizi değil film değil sadece kitap, sizin hayal gücünüze bağlı. Benim yazarken hayal ettiğim temsili karakteri siz beğenmiyorsanız farklı biri gibi hayal edebilirsiniz neden illa değiştir diye yazma gereği duyuyorsunuz ki zaten görmüyorsunuz😂 ben karakterlerimi seviyorum ve değiştirmicem, teşekkürler efenim iyi okumalar.

Öfke insanın vücuduna sinsi bir akrep gibi sızar, yayılır, genişler, içten içe sizi ele geçirir ve tüm zehrini kusar. O andan itibaren tek düşünebildiğiniz şey odur. Ancak zehirli bir öfke, insanın cellatının ta kendisidir esasen. Ben de içimde yayılan bu zehirle her saniye kendimi yiyip bitiriyordum. Vücudum karıncalanıyor, ellerim titriyor, üşüdüğümü hissediyordum.

Kafamı kaldırıp oldukça yüksek katlı olduğu için karınca gibi hissettiğim binaya baktım. Babamın işyerinin önündeydim ve içimde dizginleyemediğim o öfke bana hep sen topladın, artık dağıtma vakti diye fısıldıyordu. Dişlerimi sıkıp sesli bir nefes verdim. İlk adımı atmamla telefonumun sesi kulaklarımı doldurdu. Kimin aradığı şu an umrumda olmasa da sonuna kadar çaldığı için sinirle iç geçirip telefonun ekranına baktım.

Beyim arıyor

Gülümsedim. Aramızda cringe ilişkileri taklit etmek hobi haline geldiği için onu böyle kaydetmiştim. Ne zaman arasa gülüyordum. Ben açamadan arama sonlandığında onu geri aramak için rehberime girdim ama o sırada mesaj attı.

Beyim: Sana ihtiyacım var. Müsait olunca beni arar mısın güzelim?

Kaşlarımı çattım. Ne olmuş olabilirdi? Onu hemen geri aradığımda hiç bekletmeden açtı. "Alo?" "Neyin var?" "Nerdesin?" "Dışarıdayım boşver beni. Sorun ne canım?" Sesli bir nefes verdi. "Annem benimle görüşmek istiyor." "Evet?" "Ve ben onu birkaç yıldır görmüyorum. Yalnız gitmek istemiyorum. Konuşmak istemediğim konular var." "Annen nerde peki?" "İstanbul'da yaşıyor." "Barıştınız sanıyordum." "Onu affettim ama yüzyüze görüşmek istemediğimi söylemiştim. Israr etti. Döndüğümde İzmir'e gelecek."

"Peki sana nasıl yardımcı olabilirim?" "Benimle gelir misin?" "Annenle buluşmaya mı?" "Evet. Yani bir sakıncası yoksa." "Gelirim tabii ama konuşacakları vardır seninle. Ona ayıp olmaz mı?" "Ben de o konuşacaklarını duymak istemediğim için gel diyorum güzelim." "Peki, sana eşlik ederim. Sıkma canını bunun için." "Teşekkür ederim küçüğüm. Ee nerdesin ne yapıyorsun bakiyim?"

Kafamı çevirip soğuk bakışlarla binayı tekrar süzdüm ve Onur gelmeden bir şey yapmamaya karar vererek oradan uzaklaşmaya başladım. "Hiç öyle yürüyüşe çıkmıştım. Anneme uğradım ben de bugün." "Sen iyi misin peki?" "Evet iyiyim." "Nasıl gidiyor Zehra'yla? Çok alışma yanında kalmaya dönünce hep kalmak istersin sonra." dedi gülerek.

Gülümsedim "Arada olabilir ama ben ev arkadaşımdan memnunum." "Ev arkadaşı olduk demek, ayran içtik ayrı mı düştük küçük?" "Ay hemen alın zaten. Öyle mi dedim ben?" "Ay diyor ısırıcam şimdi dilini." "Dilimi mi?" "Hıhım." "Onur'cum başına mı vurdu?" "Ney?" dedi eğlenerek. "Çok konuşma taksiye biniyorum mesajlaşalım, utanırım adamın yanında bu konuları sesli konuşmaya." Gülerek "Olur, mesajla konuşalım o konuları madem. Öptüm." diyerek telefonu kapattı. Taksiyi durdurup bindim ve adama Zehra'nın evinin adresini söyledim.

Beyim: E hani o konuları konuşuyorduk

Beyim: Anlat hadi

Melis: Neyi?

Şeytanla Dans +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin