Düzenlenmiştir ❤️
Medya bizimkiler ve nişanda giydikleri. Umut'un tüm instagramını gezdim bir tane takım elbiseyi geçtim gömlekli bile fotoğrafı yoktu. Valla helal olsun orijinal hippi kdjdkdnd onun kombinini hayal gücünüze bırakıyorum.❤️
Her hafta geldiğimiz ilişki terapistimiz Ceren Hanım bize bakıp derin bir nefes aldı. Bu kadın da en son ikinizi de sikeyim başlarım verdiğiniz paraya defolun gidin dese şaşırmazdım yani.
"Sizi her hafta böyle görüyorum. Ne ayrılabiliyorsunuz ne de sorunu çözmeye yanaşıyorsunuz. Birbirinizi gerçekten dinliyor musunuz?" "Evet." dedik aynı anda. "Emin misiniz?" "Hayır..." "Tamam. Baştan alıyorum o zaman. Melis, Onur'a neden kırgın olduğunu açıklar mısın? Lütfen şeffaf ol ve düşüncelerini duygularını dile getirmekten utanma." Şeffaf olmasına olurum da senin yanında her şeyi konuşamayız be ablacım...
"Empati kurmuyor, çok öfkeli çıkışları var ve sorun çözüldü gibi davransa da aslında içten içe o sorunla boğuşmaya devam ediyor. Birden patlıyor ve o anlarda çok kırıcı konuşuyor." Onur gözlerime baktı beni dinlerken. "Yani iletişim kurmakta sorun yaşadığınızı düşünüyorsun, doğru mu anladım?" "Kesinlikle doğru." "Peki Onur'a bunları söyledin mi?" "Evet söyledim." "Bir şey değişti mi sence?" "Uzaklaştık. Artık kavga etmiyoruz çünkü yakın değiliz."
Onur'a döndü ve "Sen ne düşünüyorsun bu konuda?" dedi. "Haklı." "Bu kadar mı?' "Evet." "Peki neden uzaklaşıyorsunuz birbirinizden?" "Zarar vermekten korkuyorum." "Bir bardaktaki suyu kutsal sayıp, dokunmadan izlemek, içmeden öylece uzağında durmak suyun hep aynı temizliği ve miktarıyla kalacağı anlamına gelmiyor ki." Onur kaşlarını çatıp ona baktı. "Zarar vermekten korktuğun için ondan uzak durman, ilişkinizi cam bir fanusta bekletmen ona zarar vermediğin veya tüketmediğin anlamına gelmiyor. Bekleyen de seni beklerken tükenebilir. Dayanamayabilir senin bu uzaklığına."
Hiçbir şey söylemeden birbirimize baktık. "Pekala, sen Melis'e hangi konularda kırgınsın Onur? Onunla neyi rahatça konuşamıyorsun?" Gülümsedi. "Bana güvenmediğini düşünüyorum. Beni yapmayacağım şeylerle itham edip durdu defalarca kez. Çok hırçın davranıyor ve buna rağmen nasıl oluyorsa en küçük şeye kırılıyor. Yani hem kendine yaklaştırmıyor, hem de uzak duruyorum diye kırılıyor. Benden dikenli bariyerleri aşar gibi öfkesini aşıp ona ulaşmamı bekliyor ama kendisi gardını indirmiyor."
"Bunu onunla paylaştın mı daha önce?" "Hayır." "Neden?" "Buna da kırılır." "Yani kırılacak diye düşünüp sorunu onunla konuşamıyorsun öyle mi?" "Evet." Derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. "Tamam, iletişim kurmaktan kaçıyorsunuz. O zaman ilişkinizi nasıl devam ettiriyorsunuz? Birlikte yaptığınız aktiviteler var mı? Bildiğim kadarıyla hala aynı evde yaşıyorsunuz."
"Onur akşam eve geliyor, çalışıyor, film falan izliyor. Bazen yanıma geliyor beraber kitap okuyoruz. Öyle." "Akşam yemeklerini birlikte mi yiyorsunuz?" "Bazen." "Cinsel hayatınız nasıl?" İkimiz de sessiz kalınca anlayışla gülümsedi.
"Onu özledin mi?" dedi bana dönerek. Keşke soruyu ilk ona sorsaydı diye düşünüp yutkundum. Bakışlarımı kaçırıp "Sanırım." diye mırıldandım. "Şeffaf ol lütfen Melis." "Onu özledim." Bakışlarımı Onur'a çevirdim. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı.
"Sen ne düşünüyorsun Onur?" "Onu çok özlüyorum." "Neden sevişmeyi denemiyorsunuz peki? Belki de tensel yakınlık sizi yeniden birbirinize bağlayacak..." Üç buçuk aydır kardeş kardeş yatıyoruz ablacım ne diyorsun sen? "Utanıyorum ondan." dedi Onur. Kaşlarımı çattım. "Neden?" dedim. "Suçlu hissediyorum sana karşı kendimi. Sana yaklaşacak yüzü bulamıyorum." İlk kez itiraf etmişti bunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanla Dans +18
Teen FictionHer şeyi başlatan bir mesaj ve sonrasında gelişen olaylar zinciri... Hayat, karşılaşmaması gerekenlerin yollarını kesiştirdi. Siyah ve beyaz birbirine karıştı. Şeytan valse başladı ve tutku kalbe bulaştı. Ancak... Bu dansın kimsenin tahmin edemey...