Düzenlenmiştir❤️
Yorum yapan herkese bir Onur nasip et Allahım (Ama önce bana dkjddknd)
"Neeeeeeğ" diyerek kahkaha krizlerine girip halıda tepinmeye başladı Zehra. "Ay inanamıyorum." "Hıağağağhh hığğğaaağh hahahhhhhhaaahğğh" şeklindeki Mesut komiser kahkahası eşliğinde mosmor olmuş yüzüyle güldüğü de Onur'un Buse'ye verdiği ayar ve benim ona attığım tokattı.
Dün eve geldiğimde direkt uyumuştum ve bu akşam daha yeni anlatabilmiştim olanları. Zehra başta sitem etse de şu an zevkten dört köşeydi. "Ay tokat attığında bir şey demedi mi?" "Ne diyecek? Baktı kaldı." Çığlık atarak tekrar güldü ben de onun gülüşüne güldüm. "Zehra çok çirkin gülüyorsun yapma ne olur seni de evden çıkarırlarsa sokakta kalırız." "Sus be, doyasıya güleyim içimde kalmasın."
Yumurtlamış tavuk edasıyla her üç saniyede bir güldüğü için sinirlerim bozulmuştu. "Meliaeeğs" Zehra hala güldüğü için "Sesi duydun mu?" dedim onu dürtüp. "Ne sesi?" dedi nefes nefese. "Biri bana seslendi sanki." "Gaipten sesler mi duyuyorsun kızım sen?"
"Meliieeeeğs" diye bir böğürtü daha duyduğumda Zehra da duymuş olacak ki kaşlarını çattı ve ciddileşti. Ayağa kalkıp nerdeyse birbirimizi iterek cama koştuk ama görmeyi beklediğimiz şey zil zurna sarhoş ayakta zor duran Onur değildi. "Bıraksana oğlum beni. Bırak. O kadın beni terk gitti." Terk gitmek?
"Beni beni." Şizofren gibi kahkaha attı ve "Melieeees nerdesin?" diye bağırmaya devam etti. Şaşkınlıktan elimle ağzımı kapattığımda Zehra'nın kahkahası evi çınlatıyordu. "Kız içip içip kapıya dayanmış bu." "Ben göremiyordum iyi oldu söylediğin." dediğimde Zehra daha da güldü. Sinirle "Salak adam." dedim.
Barış çaresizce Onur'u kolundan tutmuş "Rezil ettin kendini de bizi de yeter eve gidelim yarın ayık kafayla konuşun." diyordu. "Sus! Benim kafam ayık. Bana yarın deme. Bu gece gelecek! O kadın buraya gelecek beni dinleyecek! Dinlesin..." "Onur adamı hasta etme yürü dedim." "Bana sarhoş gibi davranmayın külahları sevişiriz."
Barış sesli bir nefes verip kafasını kaldırdığında bizi fark etti. "Ne oluyor?" diye seslendim aşağıya. "Yok bir şey girin içeri götürüyorum şimdi." "İyi olur yoksa polis çağırmak zorunda kalırım." "Melis bari sen biraz mantıklı davran iki ergenle uğraşılmıyor." Barış'a gözlerimi devirdim. Cevap verecekken "Melis." diye bağırdı Onur. "Aç kapıyı." diye Zehra'nın olduğu cama doğru seslendi.
Barış sinirle "Geri zekalı, Melis değil o." diyerek ensesinden yakaladı Onur'u. Zehra krizlere girerek video çekerken ben sinirden terlemeye başlamıştım.
"Barış al götür şunu yeter bu kadar kepazelik." diye bağırdım. Mete yardıma gelip Onur'u tuttu. "Lan yeter bin şu arabaya." "Melis engelimi kaldırsana." diye bağırmaya devam ederken gitmemek için ikisine de direniyordu. Kurbanlık danadan hiçbir farkı yoktu şu anki çırpınışlarının.
"Zehra su getir." "Ne?" "Vileda kovasını getir banyodan. İçinde su olacaktı." "Kız deli misin?" "Zehra!" Kahkaha atarak koşturdu ve saniyeler içinde elinde vileda kovasıyla gelip camdan aşağı kovadaki suyu boşalttı.
Birkaç saniye şaşkınlıktan olayı algılayamasam da tepeden tırnağa sırılsıklam olmuş Barış'a ve donmuş vaziyette onu izleyen bir damla bile ıslanmamış Onur'la Mete'ye baktım. "Siktir" diyerek şaşkınlıkla kovayı bırakıp elini ağzına götürdü Zehra. Barış korkacağım kadar ters bakışlarını yukarı dikip Zehra'ya baktı ve "Napıyorsun kızım sen? Delirdin mi?" diye bağırdı.
Şaşkınlığım geçtiği an dudaklarımın arasından bir kahkaha döküldü. Ben "Kış gününde piç ettin adamın üstünü başını." diyerek kahkaha atarken Zehra koşarak kapıyı açtı ve Barış sinirle apartmana girdi. Arkasından da Mete Onur'u güçlükle iterek binaya soktu. Bir dakika geçmeden evin önüne geldiler ve Zehra onları içeri aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanla Dans +18
Teen FictionHer şeyi başlatan bir mesaj ve sonrasında gelişen olaylar zinciri... Hayat, karşılaşmaması gerekenlerin yollarını kesiştirdi. Siyah ve beyaz birbirine karıştı. Şeytan valse başladı ve tutku kalbe bulaştı. Ancak... Bu dansın kimsenin tahmin edemey...