"60"

1K 44 46
                                    

Düzenlenmiştir❤️

Merhaba.
Biraz konuşacağım, atlamadan okuyun lütfen. Özel. ❤️

Bu kitabı yazmaya öyle düşünmeden, öyle planlamadan başlamıştım ki... Hiçbir beklentim yoktu. Öylece yazıyordum. Bir gün bu kadar okunacağını asla ama asla tahmin edemezdim. Size minnettarım.❤️
Her güzel şeyin bir sonu var. Ben de artık tıkanmaya başladığım için bu güzel hikayeyi burada noktalamak istiyorum. Ancak unutmayın ki her son yeni bir başlangıcı da beraberinde getirir. Özel bölümler ve yeni kitaplarla ben yine buralarda olacağım. Çünkü bu platform benim altı yıldır birçok yeni hesapla dahil olup adeta büyüdüğüm yer.❤️ Burada kendimden bir parça olması benim için çok önemli. Bana bu zamana kadar destek olup, güzel yorumlarınızla şımarttığınız için teşekkür ederim. Adeta hiç görmeden kucaklaştık sizinle. 60 bölüm yazdım hâlâ en sevdiğim şey yorum okumak :')

Ne zaman isterseniz bana yazın. Gördüğüm sürece dönerim ❤️ dertleşelim sohbet edelim hiç çekinmeyin, ben burda sizinleyim❤️ Her şey için çok çok çok teşekkür ederim.

İyi okumalar.🤍

"Melis, insaf et zalimin kızı fıtık mı olayım?" "Söylenme Onur, bana kilo aldın demeyi biliyordun" "E almışsın ama yalan mı söyleyeyim? Hem kötü anlamda demedim ki gerçekten sadece iki üç kilo almışsın dedim." Gözlerimi devirip "Beni ömür boyu kalbinde taşıyacağını söyleyen adam sırtında taşıyamıyor daha." diyerek lafımı yapıştırıp sırtından inerek sandalyeye oturdum.

"Şu oyunu hanginiz getirdiyse onun ben..." "Oyunun ne suçu var, bana itiraf ede ede kilo aldığımı itiraf eden sendin." Sesli bir nefes vererek kartı önüme itti. Kartı çektiğimde soruyu okuyup sesli güldüm. "Ne zaman evleneceğimi soruyor, kartın içine anneannem kaçmış... Önümüzdeki bir yıl düşünmüyorum." diyerek imayla güldüm. "Bu hatun da gaza gelince hemen evlenelim diyor sinirlenince yok evlenmiyorum diyor ben anlamadım bir şey." diyerek söylendi Onur.

"Sohbetinize duyulmuyor ama bizim kalkmamız lazım bu gece çok işimiz var, nasıl yetişecek bilmiyoruz." dedi Mete. "Ne işi?" "Nişan var, ardından düğün başlayacak aynı yerde. Üç saat içinde o salon nasıl hazırlanacak, nasıl boşaltılıp tekrar dekore edilecek inan bilmiyorum. Ne yaptıysak başka güne veya salona ikna olmadılar." "Biz yardım ederiz ne olacak? Yapmadığımız şey değil." dedi Onur. "Kızlar da yardım eder herhalde?" dedi bize bakıp.

"Yani ederiz tabii." dedim Zehra itiraz etmeyince. Mete "Oğlum siz adamın dibisiniz dibi." diyerek Onur'a sarıldı. Onur gülerek geri çekildi ve "Hadi gidelim işimiz gücümüz var." dediğinde hepimiz ayaklandık.

...

"Şu sandalyeler de içeri gidince bitecek. Ben de bitmiş olacağım tabii..." dedim nefes nefese. Ne kadar yorucu bir işti böyle. "Güzelim sen bayılacak gibisin bırak ben taşırım otur şöyle." dedi ve sandalyeleri kucakladı Onur. "İyiyim ya ne bayıl-" cümlemi tamamlayamadan birden gözlerimin kararmasıyla kendimi yerde buldum. Hatırladığım tek şey Zehra'nın çığlık atarak Onur'a seslenişiydi.

Ne kadar süre kendimde değildim bilmiyordum ama korkunç bir baş ağrısıyla gözlerimi araladığımda ilk önce başımda dikilmiş korkudan sapsarı olmuş Onur'u görmüştüm. Uyandığımı fark etmesiyle elimi tutup "Şükürler olsun." dedi. Ağlamış mıydı o?

"Onur." "Güzelim." "Bana su verir misin?" "Önce doktora haber vermem gerekiyor uyandığını. Hemen geliyorum." dedi ve odadan çıktı. Bir dakika içinde Onur yanında kızıl saçlı orta yaşlarda bir kadınla yanıma geldiğinde diğerleri daltonlar gibi boy boy kapıdan içeri sarkmıştı.

Şeytanla Dans +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin