"14"

6.4K 197 14
                                    

Düzenlenmiştir❤️

***

Tam aramayı sonlandıracakken Onur aramayı bir anda açınca neye uğradığımı şaşırmış ve sudan çıkmış balık gibi çırpınır vaziyette suratımı kapatmaya çalışmıştım. Yüzümdeki komik ifadeyi birkaç saniyeliğine de olsa görmüş olmalı ki alıştığım tok kahkahalarından birini patlattı. Tam neden saklanıyorum ben diye düşünürken aklıma Onurun yüzüne bakamadan telefonu elimden attığım geldi ve gelin arabasının önünü kesip atılan zarfı yakalamaya çalışır gibi kıvrak bir hamleyle telefonuma doğru fırladım.

Telefonu yerden aldığımda Onur görüntüyü çoktan kapatmıştı ve sadece ses vardı. "Ne yapıyorsun kızım sen?" diyerek tekrar güldü. "Ne bileyim açacağını panikledim bir an. Yüzünü neden göstermiyorsun aslanım sen?" Sesli bir nefes verdi. "Kalbin kaldırır mı dersin?" Burun kıvırdım. "Haspam sanki bana Johnny Deep, nerde oğlum yüzün fake misin yoksa?" Güldü, "Fake olmamamı çok istiyorsun bakıyorum, korkuyor musun bu yakışıklı adamı kapamazsam diye?"

Gözlerimi devirdim ve bezgin bir tonla "Ne demezsin..." dedim. "Duvağını mı kaldırmam lazım mah cemalini görmek için aç işte ön kameranı. Ben sana boy boy fotoğraf atıyorum sen yüzünü göstermiyorsun, çok mu çirkinsin yoksa sen?" Yaramaz bir gülüşle karşılık verdi. "Hayallerini süslemek çok daha heyecan verici bir süre daha hayal et beni. Beklentilerinin üstünde olduğuma eminim." Şu adam ve egosu...

Onurla biraz daha telefonda konuştuktan sonra sırıtmaktan çenemin ağrıdığını fark etmiştim ve telefonu kapatmıştık. Evde kendi kendime mutlu mutlu dolanırken bir an duraksadım. "Anasını satayım aşık mı oluyorum? Hem de yüzünü bile görmeden, Melis sen manyak mısın kızım?" diye sesli düşündükten sonra sakinleşmek namına koltuğa oturdum.

Aşık oluyor olamazdım iki buçuk aydır falan tanıyordum nasıl olacaktı hem? Heyecandan içim içime sığmıyordu onunla konuşurken ve sürekli gülümsetiyordu beni. Enerjilerimizin uyuştuğu kesindi ama bu adam Türkiye'de bile değildi. İçten içe huzursuz olup "Ya yüzyüze gelemeden konuşmayı kesersek?" diye düşündüm ve o sırada kapı çaldı. İçimdeki hayalperest birkaç saniyeliğine gelen Onur olsa onu nasıl karşılayacağımı gözümün önüne getirdi ve derin bir nefes alarak kapıyı açmak için yerimden kalktım.

Kapıyı açar açmaz karşımda bana kocaman sırıtan arkadaşlarımı gördüm. Çat kapı geldikleri için onlara aynı kocaman sırıtmayla karşılık verememiştim ama hiç oralı olmadan içeri girmişlerdi. "Sen kaç haftadır nerdesin yahu sesin soluğun çıkmıyor." diyerek sitemle bana sarılan Nida'ya şaşkınca sarılıp cevap vermeden geri çekilerek Esra'ya sarıldım. "Hoşgeldiniz. Gördüğünüz gibi burdayım, geçin içeri." Kızlar içeri girdikten sonra yanlarına oturdum ve ağızlarındaki baklayı çıkarmalarını bekledim.

Esra gülerek "Ya Melis millet sevgili yaptıktan sonra dünyadan kopuyor sen sap sap evde takılıyorsun, ne oldu kızım sana, bir uğrayalım sağ mısın sağlam mısın bakalım dedik. Ee anlat neler yapıyorsun? dediğinde Onurdan bahsedip bahsetmeme konusunda kararsız kaldım ve bahsetsem de ortada bir şey yok muhtemelen bir kulp bulur canımı sıkarlar diyerek içime attım.

"İyiyim, yoğun geçiyordu günlerim o kadar." diyebildim. Üniversiteler açıldığı halde okula bile uğradığım yoktu ama günlerim yoğun geçiyordu evet. "Ee siz anlatın, neler yaptınız nasıl gidiyor?" Nida her zamanki gibi konuyu biraz havadan sudan sohbetten sonra bezelye beyinli sevgilisine getirmişti ve ben kafamı duvarlara vurmamak için zor dayanıyordum. İlgiliymiş gibi dinlerken cümlenin sonuna geldiği anda tekrar konuşma şansı vermeden "Ne içersiniz?" diye atıldım.

İkisi de "Bir Türk kahvesi olsa fena olmaz." dediler. Kahveleri hazırlamak için mutfağa gittim ve ikisinin sade içtiğini bildiğim için söylenerek onlara sade kendime şekerli kahve yaptım. Zehir zemberek gibi şeyi nasıl içiyor bu millet diye mırıldanıyordum kahvelerin yanına çikolata ve lokum koyarken. Kahveleri ve yanındaki atıştırmalıkları tepsiye koyup içeri geçtiğimde Nidayla Esra'yı kıs kıs gülerek telefonumu karıştırırken yakaladım.

Aklıma ilk gelen Onurla konuşmalarımız olmuştu. Panikten ne yapacağımı bilemeyip "Napıyorsunuz siz?" diye çıkıştığım anda telefonumu aceleyle ellerinden bırakıp bana hem muzip hem de mahcup bir ifadeyle bakmaya başladılar. Nida dayanamayıp "Ya kızma Melis sen hiçbir şeyini anlatmıyorsun nerdeyse bizi de şeytan dürttü baktık sadece çok özür dileriz." Tepsiyi son sakinliğimi kullanarak bıraktıran sonra "Ne gördünüz?" diyebildim gayet ciddi bir ifadeyle.

Ortamın yumuşaması için ikisi de şebek gibi sırıtmaya devam ediyordu. "Melis hadi lütfen özür dileriz kızma bu kadar ya. Senden dinlemek istiyoruz mutluysan mutluluğunu üzgünsen acını, arkadaşız biz anlat lütfen." diyen Esra'ya ters ters baktım ve sakince tekli koltuğa oturup kahvemi önüme aldım.

"Ne gördünüz ve ne bilmek istiyorsunuz?" diyebildim. Esra "Mesajlarını okumadık ama galerinde kaslı bir çocuğun fotoğrafını gördük. Melis anlat hadi ya flört mü ediyorsunuz ne yapıyorsunuz neden öyle bir fotoğrafı vardı sende?" diyerek kıkırdadı gülerken. Sesli bir nefes verdim. "Flört gibi gibi bir şey bilmiyorum." Nida güldü. "Ama sen ciddi ilişki istiyorum diye diye senelerdir sevgili bile yapmıyorsun tuhafımıza gitti böyle nude yollamalar falan." diyerek eliyle ağzını kapattı.

Sinirli bir bakış attım ikisine de. "Yaptığınız hiç hoş değil, flört veya değil biri var işte ne olacağını zaman gösterir." diyerek konuya son noktayı koyup kahvemden ilk yudumu aldım. Benim bu mesajlara bir çözüm bulmam ve bu çocuğun attığı fotoğrafları başka bir yerde saklamam şart olmuştu.

Kızlara çok bozulsam da belli etmemiştim ve Onurla ilgili aklımı kurcalayan düşüncelerimi bir kenara bırakmaya çalışmıştım ama yine de ara ara "Acaba benden arkadaşlarına bahsetmiş midir?" diye düşünmemi engelleyemiyordum.

Çık artık aklımdan be adam çık, diye kendi kendime sinirlendim. Kızlar biraz daha oturup kalktıklarında ben de kafamı başka şeylerle meşgul etmek isteyerek zihnimi boşaltmanın en huzurlu yöntemine başvurdum. Koltuğa uzanıp en rahat pozisyonu aldıktan sonra zihnimi ve düşüncelerimi kitabımın sayfalarıyla kavuşturdum.

***

Şeytanla Dans +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin