"46"

951 42 20
                                    

Düzenlenmiştir❤️

Kavga dövüş, küfür kıyamet, telefonla, alarmla veya kapı ziliyle uyandığım sabahlar yerini öpülerek uyandırıldığım sabahlara bırakm- lan? Bir saniye. Ben öpülmüyordum, yalanıyordum. Kim yalıyor suratımı anasını satayım diye düşünüp gözümü açmamla bembeyaz bir tüy yumağı dışında bir şey göremediğim için çığlık atarak ayağa kalkmaya çalıştım.

Tek korkan ben değildim elbette. Korkudan yatağın altına kaçsa da gördüğümün beyaz bir kedi olduğundan emindim. Şaşkınca yataktan çıkıp eğilerek ona baktım. Bana korku dolu bakışlarla bakıyordu. Yavru sayılırdı. "Hayatım ne arıyorsun yatağın altında?" Onur'un sesini duymamla ayağa kalkmaya çalışmam ve kafamı yatak karyolasına gömmem bir oldu. Acıyla inledim ve bana doğru koştuğunu ayak sesinden anladım. "Melis iyi misin?" Başımı döndüren ve kulaklarımı uğuldatan bir çarpmaydı.

"Acıyor mu? İzin ver bakayım canım." Gözlerimi aralamaya çalışırken çarpmanın acısını yeni yeni hissediyordum. "Onur." "Söyle sevgilim." "Beynim burnumdan akacak galiba." Güldü. "Abartma küçüğüm. Gel şöyle. İyisin iyi." Beni kollarımın altından tutarak ayağa kaldırıp yatağa uzandırdı. Az önce eğildiğim gibi eğildi ve yatağın altından beyaz kedi yavrusunu çıkardı. "Demek tanıştınız." dedi keyifle.

"Nerden çıktı bu?" "Bahçeden ayrılmıyor günlerdir. Mama ve su veriyordum ama hep arkamdan eve girmeye çalışıyordu. Üşüyor herhalde diye düşündüm içeri aldım. Uysal bir şeye benziyor. Cins kedi zaten. Kayıp desem, tasması yok. Sanırım kasten dışarı bırakmış sahibi. Tüyleri hala beyaz ve temiz olduğuna göre de sanırım çok uzun zaman geçmemiş. üstünden. Senin için de bir sakıncası yoksa ben çok ısındım. Sahiplenmek isterim."

Birkaç saniye düşündüm. O sırada Onur kucağına kurulan kediyi seviyordu. "Yani sahibi çıksa gelse tam biz alışmışken, üzülürüm açıkçası. Birkaç gün bekleyelim, civarda da soruşturalım. Dediğin gibiyse eğer geldiği yer uzak olamaz. Kayıp falan değilse bir sakıncası yok bence de." Kafasını salladı ve kediyi bana uzattı.

"Naber?" dedim kafasını okşayarak. Patisini yaladı ve kafasını dizime sürttü. "Onur çok tatlı bir şey bu." Yatakta yanıma uzandı ve eğlenerek "İki tane kedim oldu." dedi. "Yaa." "Biri pembe saçlı bu da beyaz." Umut'a mı diyordu kedim diye? "Çok kötüsün." Sesli güldü ve yanağımı öptü.

"Kıskandın mı küçük?" "Yoo hem sen kıskanılmak için böyle numaralar yapar mıydın? Yaşlanıyorsun Çağlayan." "Hep genç kalamam küçük. Bana iyi bakmalısın. Eşim benzerim de yok. Bu dünya mirasına sahip çıkmalısın." Eğlendiği her halinden belli oluyordu. "Seninki egoyu da geçti direkt narsistlik haberin olsun."

"Var mı eşim benzerim?" "Bilmem. Yok diyorsan yoktur." "Olabilir ama bak." "Ay Onur karar ver sen de var mı yok mu?" "Şimdi sen ve ben dünyaya bir şaheser getirirsek, eşim benzerim olmuş olur. Bunu kültür ve turizm namına yapmalıyız güzelim olaya üremek olarak bakma." Kıkırdadım. "Sabah sabah modundasın maşallah." "Birilerinin aksine benim keyfim yerinde." dedi ve sırıtarak kediyi kucağımdan alıp sevdi.

"Sen bana huysuz mu diyorsun?" "Yoo sadece çarpmanın etkisiyle olsa gerek biraz halin tavrın değişti herhalde." diyerek cümlesinin sonuna doğru kahkaha attı. "Senin jeton paraşütle iniyor herhalde yeni mi gülüyorsun?" "Yoklayayım dedim beynin yerinde mi diye. Şimdi içim rahat gülebilirim." diyerek tekrar kahkaha attı.

"Onur seni döverim. Kafana kafana vururum beynin sulanır oturur karşına gülerim." "Ben narsistsem sen sadist falansın direkt, ürkütücü düşüncelerin var küçük." "Hala dalga geçiyor ya." diyerek alayla güldüm. "Ürkütücü ama çok kışkırtıcı. İtiraf etmeliyim etkilendim. Hadi vur bana." Aklıma Kerimcan Durmaz Vur Bana geldiği için kahkaha attım.

Şeytanla Dans +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin