"57"

580 45 22
                                    

Düzenlenmiştir❤️

Bölüm ithafı pickmegrilkatili ne gidiyor❤️ iyi okumalar.

Nişan töreni sonrası yetişkinler ve aileler biz gençleri tabiri caiz kurtlarımızı dökmemiz için nişanın olduğu salonda bırakıp evlerine dönmüşlerdi. Durumdan şikayetçi değildi kimse. Zehra, Barış, Mete, Umut, Onur, ben ve birkaç arkadaşımız daha vardı.

Arkadaşlarımız arasında evime gelip kahve içtikleri gün telefonumu karıştıran ve Onur'dan haberdar olan meraklı fareler de vardı. Bunları gördükçe tadım kaçıyordu ama Zehra'nın en özel gününü hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyeceğim için bir şey demiyordum.

Esra ayran budalası gibi bize bakıp "Sizi konuşuyor herkes, birden başladı ilişkiniz ve birden beraber yaşamaya başladınız. Daha alışamadık siz sözlendiniz. Ee sizin nişan ne zaman?" "Nişan yapıp yapmamak konusunda henüz karar vermedik. Bakalım." dedi Onur kısaca.

Garibim bu salakları yakınım sanıp kibar davranmaya çalışıyordu. "Aa nişansız olur mu hiç?" "Sana ne Esra, seninle mi evleniyorum?" dediğimde Onur da şaşkınca baktı bana. Ortamın gerginliği dağılsın diye birden güldü ve "Hayatım çok alemsin." diyerek yanağımı öptü. Esra bize garip garip bakıp masadan kalkarak Mete'nin yanına gitti. Bu ikisi bu gece işi pişirmezse biri yüzüme tükürebilirdi.

Zehra'nın sıfır iqlu arkadaşı Hüma yanımıza geldiğinde kısa çaplı bir kalp krizi geçirecek gibi oldum. "Melis biz seninle fotoğraf çektirdik mi?" "Yok Hümacığım da zaten toplu fotoğraflarda varız." "Aa olur mu öyle şey? Gel bakayım." Fazla yaklaşmamaya çalışıp selfie çekildim ve kibarca gülümsedim. "Seninle de tanışamadık enişte. Hüma ben." Enişte mi? Ay hoşt ayol. "Onur ben de. Memnun oldum." "Ben daha çok memnun oldum." Diyerek güldü Hüma. Kan beynime sıçrarken Onur'a öldürücü bir bakış attım.

El sıkışacakken bakışımı fark edip kaldırdığı eliyle saçını düzeltti. "Aa Hüma sen Mete'yle tanışmadın mı? Hadi hadi git de tanışın kaynaşın." Onur bıyık altından güldü. Hüma masadan gidince Onur "Kıskançlık kokusu alıyorum." diyerek güldü. "Benim de burnuma hiç iyi kokular gelmiyor." dedim sinirle. "Senin burnunu ısırırım." dayanamayıp güldüm. "Bir kelime konuştuğunuzu göreyim etlerini indiririm Onur. Hiç şakam yok." Yutkundu. "İkna oldum."

Hoparlörün sesi duyulunca herkes sessizleşti. Birkaç saniye sonra erik dalı çalmaya başlayınca önce şaşırıp tepkisiz kaldım, sonra da gülerek Onur'a baktım. Barış'la bakışıp "Bilmiyorum." dercesine ellerini kaldırdı. Zehra kahkaha atarak bize bakıyordu. Umut elinde mikrofonla salona girdi. "Ankaralıyız biz Ankaralı. Yazık değil mi çocuğa bütün gece Gülşen dinlettiniz? Vereceksin erik dalını bak nasıl kendinden geçecek. Oynayın bakayım. Yengelerim, kusura bakmayın sayıca üstün olduğumuz için siz de oynamak zorundasınız. Ankara gelini olacaksınız siz de kolay mı? Haydi bakayım oynamayan evde kalsın innnşalllahh."

Umut piste çıkmış dayılar gibi Ankara havası oynamaya başladığında aklıma Onur'un bilgisayarında görüp gülmekten krize girdiğim videolar geldi. Barış birkaç saniye güldükten sonra ceketini çıkardı ve Umut'a eşlik etmek için yanına gitti. Onur da gülerek kravatını çıkardı ve aralarına katıldı. Ben kahkaha atarken Mete'yi çekiştirerek yanlarına aldılar. "Ya ben evde kalmak istiyorum, bırak." "Sus Metoş! Ermiş miyim evliya mı? Sanki her duam kabul oluyor. Oyna!"

Zehra da aralarına katılıp oynarken dayanamayıp yanlarına gittim. Bir gün Onur'la karşılıklı erik dalı oynayacaksın deseler yerlerde yuvarlanırdım gülmekten ama hayat sürprizlerle doluydu işte.

Şeytanla Dans +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin