"50"

666 35 18
                                    


Düzenlenmiştir❤️

Barış ve Zehra için daha fazla özel bölüm gelsin mi?

Bölümü sadık yarimeee😂😂 her bölüm güzel güzel yorumlar yapan, ne burayı ne profilimi hiç boş bırakmayan dünya tatlısı pamela_toma ya ithaf ediyorum. Bebek bu kız bebek❤️

Bugün çok keyifli uyandım. Yağmur damlaları cama çarparken insanın içinin huzurla dolduğu bir sabahtı. Tabii bana göre. Çünkü yağmurlu havalardan da ıslanmaktan da nefret ettiği için kahvaltısını bile ayak üstü yapan Onur'un durumdan ne kadar şikayetçi olduğunu söylemesine gerek bile olmadan direkt yüzünden anlıyordum.

"Asma yüzünü birkaç gün daha böyle olacak hava." "İçim sıkılıyor." "Senin içini severim ben." diyerek çenesiyle boynunun arasını öptüm. Anında yüzüne bir gülümseme yayıldı. "Gitmemem için ikna etmek istiyorsan hiç yorma kendini ben yoldan çıkmaya çok müsaitim." Güldüm. "Olur mu öyle şey Onur? Hadi geç kalacaksın dün demedin mi saat 10:30 da toplantı var diye?"

Sesli bir nefes verdi. "Son zamanlarda çok keyifsiz gidiyorsun işe bir sorun mu var?" "Hayır, bunaldım sadece biraz." "Neden peki?" "Yoruluyorum sıkılıyorum, değişik bir şey yok yani." "Biliyorsun ara tatile girdi okulum. Yani bir engelim yok şu an. Sen de istiyorsan eğer, hazır bahar da tam gelmeden kar erimeden kısa bir tatile gidelim. İzmirden uzaklaşalım birkaç gün, iş güç düşünmeden sadece kafa dağıtalım. Sen de dinlenirsin hem. Nasıl olur?"

"Bilemiyorum. Hafta sonundan sonra olabilir aslında." "Şahane o zaman, bugün cuma zaten, ne kaldı sanki?" "Başbaşa mı olmak istersin diğerlerine de soralım mı?" "Başka zaman olsa onlar da gelsin isterdim ama senin keyifsiz ve yorgunken ortamın havası bozulmasın diye bir sorun yokmuş gibi davranmanı istemiyorum. Başbaşa olalım."

"Bücür ne olacak?" "Evcil hayvan kabul eden bir otel bakarız." "Tamam o zaman. Akşam gelince rezervasyon işini hallederiz." "Tamam hadi gerçekten geç kalacaksın." "Tamam." dedi gülerek. "Sen Zehra'ya gideceksin değil mi?" "Evet, kaç gündür kayıp telefonlarımın da beş kere arıyorsam birini açıyor kısacık konuşup kapatıyor, bakayım derdi neymiş." "Tamam haberleşiriz güzelim." Onu öptüm ve kapıya kadar geçirip sarılarak vedalaştım.

Masadaki kahvaltılıkları dolaba koyup bulaşıkları makineye yerleştirdikten sonra hızlıca hazırlanarak evden çıktım. Onur'a belli etmemeye çalışmıştım ama içten içe endişeli ve huzursuzdum. Taksiye binip evin önünde indiğimde önce onu aradım. Telefonu çaldı ama açmadı. Huzursuzlanarak kapıyı çaldım. Açan olmayınca tam çantama uzanacakken binanın kapısı açıldı.

Orta yaşta bir kadın "Binanın elektrikleri kesik şu an, tadilat var. Ziller de çalışmıyor. Siz kime bakmıştınız?" diye sordu. "Ben Zehra'ya bakmıştım." "Girin içeri isterseniz dairenin kapısını çalın." "Teşekkür ederim." diyerek içeri girdim.

Bu kadından ürperiyordum. İlk başta tanıyamamıştım ama sonradan hatırlamıştım. Zehra bahsetmişti önceden, apartman yöneticisiydi kadın. Evlenmeden önce bir hukuk bürosunda sekretermiş. İşkolik de bir kadınmış ancak evlenip çocuk da yaptıktan sonra işine dönememiş.

Tam işine dönecekken ikinci çocuğa hamile kalınca psikolojisi biraz bozulmuş, apartman yöneticisi olunca da en küçük kağıt evrak işini bile büyütüp tüm gün yeni bir şey düşünüyormuş. Bir ilaçlama için bile türlü türlü görüşmeler yapıp her hafta toplantı yapıyormuş. Kadının sesindeki heyecan ve yüz mimiklerini düşününce gerçekten üzülmüştüm onun için. Zil çalmıyor diye durmuş gelen gidene kime bakmıştınız diye sormayı kendine görev edinmiş bunu bile büyük bir vazife gibi heyecanla yerine getiriyordu. İnsanlar mutlu oldukları veya olacakları hayatı değil de toplumun dayattığı mezuniyet askerlik evlilik çocuk vs gibi hayat basamaklarını birer birer çıkınca sonunda bir ömür harcamış olabiliyorlardı.

Şeytanla Dans +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin