Şeytanla Dans +18

"33"

Düzenlenmiştir❤️

Melis Akasyalı

Onur yarın gideceği için biraz buruktum ama herkes bizim evde olduğu için eğleniyordum da. La casa de papelin finali haftaya geleceği için finalin önceden yayınlanan ilk kısmını izliyorduk. Umut susmadan konuştuğu için onu yiyecek bir şeyler hazırlamaya mutfağa göndermişlerdi. "Dizi bitecek bu herif hala cips getirecek." dedi Mete.

"Biriniz baksın napıyor diye." dedi Zehra istifini bozmadan. "Sen baksana söyleyeceğine." dedi Barış. "Ben misafirim." dedi Zehra. "Ee ben de misafirim." dedi Barış. "Siz daha yakınsınız ama." "Sen de Melis'e daha yakınsın ama. İkimiz de ev sahibinin arkadaşıyız." "Ne çok konuştun ya Umut'la daha yakınsınız diye demiştim." "Tamam." Elimizde çiğdem kola mahalle kavgası izler gibi onlara bakıyorduk ki biz konuya dahil olmadan atışmaları bitti.

Mete ortam yumuşasın diye güldü ve "Barış bayadır sap ondan herhalde asabi biraz." dedi. Barış "Ben halimden memnunum da sen çok mu farklısın benden?" dedi gülerek. Mete sırıttı ve "Sen aşk adamısın ben meşk, benimkine saplık denmiyor seçenekler arasında boğulmak deniyor." Barış gülerek "Ben seninkine ne deniyor derdim de kızlar burda." dedi. "Yesinler senin kibarlığını oy." diyerek Barışın yanağından makas aldı Mete. "Bak işine." dedi Barış ve hafifçe itti Meteyi. Kıkırdadım. "Hala biriniz gidip bakmadınız hadi ya." dediğimde Umut elinde tabaklarla içeri geldi. "Geldiiim, alın bakayım aç karnınızı doyurun." diyerek cips dolu iki kaseyi bize uzattı.

Bir tanesini Zehrayla ben aldık, diğerini Meteyle Barış. "Bizimkini de getirmeye gidiyorum canısı." dedi Onur'a. "Ben neden seninle yiyorum?" "Yengemin kankisi geldi senin pabuç dama atıldı da ondan." dedi gülerek ve mutfağa gitti tekrar. Kahkaha atarak Onur'un yanağını öptüm. "Takma onu sana takılıyor." Güldü "Sıkıntı değil biliyorum. Ben bi bakayım getirecek başka ne var." diyerek kalktı ve mutfağa gitti.

Birkaç saniye sonra içeri geldiler ve ikisinin de elleri doluydu. "Onur elimdeki tabağı alsana." "İki elim dolu Umut nasıl alayım?" "Mete sen al o zaman." "Oğlum iki tane tabak taşıyorsun zaten." "Lan elimden kayıyor alsın şunu biriniz." Barış oflayarak kalkıp Umut'a uzandığında Umut "Adamın dibi ya dibi." diye bağırıp Barış'a doğru hızla dönünce elindeki tabaktakiler olduğu gibi kayıp yere düştü ve cips sosları parkeye döküldü. Olaya ilk tepkiyi nerdeyse çığırarak kahkaha atan Mete verdiğinde Zehra da gülmeye başladı.

Onur sabır çekerek "Tamam karışma viledayı getiriyorum." dedi ve odadan çıkarken ışığı açtı. Biz de diziyi durdurup gelmesini bekledik. Elinde vileda, poşet ve kağıt havluyla gelip havluyu Umut'un eline tutuşturdu. "Sen kabasını al ben yeri silicem." Çaktırmadan onları çekmek için telefonumu çıkardım ve bir kenara koyup videoyu başlattım. Umut yerdeki sosları silip poşete doldururken Onur da viledayla yeri siliyordu.

Mete yanlarına gidip "Tamam ben bunu hallederim sen git yenisini hazırla sosların." dedi ve Umut'u mutfağa gönderdi. İki dakika içinde onların işi bitmişken "Geliyoruuum." diyerek tekrar içeri geldi Umut. "Ben size yük oluyorum değil mi?" dedi birden durgunlaşarak. Tabakları masaya bıraktığında "Ne alaka oğlum?" dedi Mete. "Yok yok ben anlarım." "Saçmalama sen bizim neşe kaynağımızsın" "Gerçekten mi?" "Tabii oğlum ne yükü, hayatım böyle on numara." dedi.

Umut sırıtarak "Forma giymem ama on numaraaa." dediğinde Mete de gülerek "Kuran çarpsın on numaraaa bak keyfim meyfim on numaraaa." diye bağırdı ve ikisi oynarken biz gülmeye başladık. Onur da onları gülerek izlerken vileda sopasını mikrofon gibi kaldırıp onlara eşlik etmeye başladı. "Hayatım böyle on numaraaa forma giymem ama on numaraa kuran çarpsın on numaraaa bak keyfim meyfim on numaraa." Onlar dans edip eğlenirken Barış "On dakikadır bi sos getirip yer sileceksiniz gelmiş dans ediyorsunuz, jöle gibi adamlarsınız be." dedi ve ben daha çok gülmeye başladım.