"51"

700 38 18
                                    

Düzenlenmiştir ❤️

BU BÖLÜM ZEHRA VE BARIŞ'A ÖZEL BÖLÜM. ONA GÖRE OKUYUN.

Geçtiğimiz birkaç bölümü derledim. Bazı yerleri direkt kopyalayıp bölüme ekledim ki kopuk kopuk olmasın. İki bölüm olacaktı ama tek bölümde topladım. Uzun oldu haliyle bölüm. Özel bölüm niyetine yazdım yani. İyi okumalar.❤️

Zehra Aydoğan

Duştan çıkmış üstümde açık pembe bornozumla saçlarımı kurutuyordum. Gözüm makyaj masamdaki telefonumun ekranına takılınca Barış'ın beni aradığını görerek heyecanla fön makinesini kapatıp telefonu açtım. "Alo?" Sesimi stabil tutmak için birkaç saniye beklemem gerekti.

"Efendim Barış?" "Evde değil misin?" "Evdeyim ne oldu?" "Kapıyı çalıyorum niye açmıyorsun?" "Fön makinesinin sesinden duymamışım. Açıyorum bekle." diyerek apartmanın giriş kapısını açtım ve herhalde aşağıdadır diye düşünerek evin giriş kapısını da açıp içeri giyinmeye gidecekken Barış'ı karşımda gördüm.

"Oha! Kızım sen hasta mısın ne bu halin?" diyerek bakışlarını anında yere indirdi. "Çabuk git giyin." "Ya aşağıda sanıyordum seni, sen yukarı gelene kadar ben zaten giyinmeye gidecektim. Kapıda kalma diye açtım. "Kapı deliği icat edileli yaklaşık dört bin yıl oluyor biliyor musun?" "Of Barış tamam gir içeri hadi." "Sen giyinmeden ben hayatta girmem bu eve. Biri görür yanlış anlar. Hadi bekliyorum git giyin." "Gören de çok dindar efendi bir şey sanacak. Geri zekalı." diyerek sinirle kapıyı kapatıp giyinmeye gittim. Ruh hastasıydı bu adam.

Onur birkaç gün önce bize haber verip Melis'in doğum gününü telafi edelim demişti ve plan yapmıştık ona göre. Evlenme teklifi de edecekti bugün ve heyecandan yerimde duramıyordum. Barış bugün beni Mete'nin yanına bırakacaktı ve oradan buluşacağımız mekana gidecekti. Ben sonradan Mete'yle birlikte gidecektim. Eteğimi ve şifon gömleğimi giyip dar deri ceketimi üstüme geçirdim. Çoraplarımı da giyip kapıda beklediği için gidip Barış'a kapıyı açtım.

Kapıyı kapatıp içeri girdiğinde "Hasta." diyerek tekrar odama gittim. Hızlı hızlı saçlarımı şekillendirip hafif bir makyaj yaptım. Aynada kendime son bir bakış atarak salona gittim. "Nasıl olmuşum?" Bir saniyeliğine bana baktı ve tekrar telefonuna baktı. "İyi." "İyi mi?" "Evet." "Neden bu kadar kabasın?" "Kendinde misin sen? Bana geri zekalı diyorsun, hasta diyorsun ben sana sadece iyi oldun diyorum ve kaba oluyorum öyle mi?" Omuz silktim ve hiçbir şey söylemedim.

"Çıkalım artık geç kalmayalım." diyerek konuyu daha fazla uzatmadan kapıya yürüdü. Yutkundum. Ben bu adama karşı böyle hisler beslerken nasıl hiç fark etmiyordu? Fark edip de anlamamazlıktan gelmesiyse en üzücü ihtimaldi. Düşünmek bile istemiyordum.

Asansöre binerek tek kelime konuşmadan apartmandan çıktık ve onun arabasına bindik. "Bari şarkı aç." Hiçbir şey söylemeden rastgele bir şarkı açtı. Bir başka sevgiliyi şarkısı çalınca ona çaktırmadan gülümsedim. Bana yan bir bakış attı ve hafifçe gülümser gibi olsa da tekrar ciddileşti.

Beni Mete'nin yanına bıraktıktan sonra "Siz herkesin hediyesini Onur'ların evine bırakıp gitarları Mete'nin arabasının bagajına saklar gelirsiniz. Eve döndükten sonra hediyeleri verip kalkalım diyerek bahçeye çıkacağız ve onların bahçeye çıkmasını bekleyeceğiz. Kimse bir şey çaktırmamalı." diyerek gitti.

Bana kastı vardı bu adamın. Benim yanımda arkadaşlarıyla bile mesafeli oluyordu. Komut vererek konuşuyordu sürekli. Sanki özellikle bana yapıyordu. İyice moralimi bozuyordu bu durum. Yine de bugün en yakın arkadaşım evlenme teklifi alacaktı ve Barış'ın tam bir göt gibi davranmasını görmezden gelebilirdim çünkü çok heyecanlıydım.

Şeytanla Dans +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin