0.5

8.1K 812 248
                                    

🍀

Bölüm adı: "Kevin Johnson"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm adı: "Kevin Johnson"

Gözümü kapatıp açmamın ardından kendimi odamda bulmuştum. Büyük ihtimal büyü gücüyle kendisine ayak bağı olmamam ve Nancy'nin beni görmemesi için beni buraya göndermişti. Birkaç saniye sonra bacaklarımın  titremesi yüzünden ayakta duramayıp zar zor yaklaşarak yatağa oturdum, nefes almayı da ancak o anda akıl edebilmiştim. Bana ne yaptığı hakkında en ufak fikrim yoktu. Bana herhangi bir büyüyü de uygulamış olabilirdi, çünkü haraket edemememin ve nefes alamamamın başka bir açıklaması olamazdı. 

Biraz sakinleştikten sonra sakince kalkıp bir bardak su içtim ve  mecburen balonun olduğu salona doğru yol aldım. Kapıya yaklaştıkça artan sesler ve müzik kulağıma doluyor, beni rahatsız ediyordu. Dönmeyi düşünsem de bu mutlu gününde Nancy'ye asla saygısızlık yapmak istemezdim. O yüzden buna katlanmaya mecburdum. "Toparlan, Valeria!" Elimle yanağıma vurup kafamı sağa sola salladım. O adamla bir daha karşılaşmazsam sorun olmayacaktı, o yüzden korkmama da gerek yok.

Muhafızlar kapıyı açtıklarında bana garip garip bakıyor, muhtemelen başka çıkışı olmayan odadan onlar görmeden nasıl çıktığımı düşünüyordular. Onlar hakkında endişelenmeyecektim, eğer onların yerinde dedikoduyu seven soylu kadınlar olsa hakkımda büyücü olduğum hakkında dedikodular yayılabilirdi ama onlar sıradan çalışanlar. Aralarında konuşsalar bile bunu abartmayacaktılar. Sonuçta büyücü olup olmamam onlar için bir anlam ifade etmiyordu. Onlara korkunç bir bakış atıp balo salonuna geçince gördüğüm görüntü bir manzara kadar göz kamaştırıcıydı. Herkes partneri ile mükemmel, profesyonel şekilde dans ediyordu. Odamda ne kadar kaldığımı bilmiyordum, ama Nancy burada olduğuna ve babasıyla dans ettiğine göre Maximo çoktan bir hekimin yanına gönderilmişti. Derin bir nefes aldım, korkmama gerek yoktu. 

Buraya geldikten beş dakika sonra farkettim ki koca salonda dans etmeyen bir ben, bir de salonun diğer ucunda duran gri saçlı, ultra yakışıklı bir şövalyeydi. "Şövalye mi?" Onu umursamayıp dans edenleri izlemeye devam ettim, keşke ben de dans edebilseydim. Bir dakika! Şövalye mi gördüm ben? Yeniden şövalyenin olduğu yöne baktığımda bu tarafa geliyordu. Kevin, bu sensin!

Yapılı bedeni, neredeyse kusursuz yüzü ve omuzlarına kadar uzanan gümüş rengi saçları, açık teni... Yanıma varana kadar onu izlemeye devam ettim, sonra o saygısını belirtircesine önümde hafiçe eğildi, kalkıp kadife sesiyle konuşmaya başladı. "Valeria Ernest, sizinle tanışmaktan onur duyarım." Elini bana uzattığında ne yaptığımı bile düşünmeden uzattım. Elimi yumuşak bir şekilde kavrayıp eğildi ve yavaşça dudaklarını değdirdi. Ardından kalkıp gülümsedi. "Ben Kevin Johnson, Nancy Derby'nin şövalyesi ve koruması. Nancy Derby sizi yanlız bırakmamamı emretti." Dönüp babasıyla bir köşeden beni izleyen ve parlakça gülümseyen Nancy'ye göz attım. Aptal kız, seni seven bir adamı benimle dans etmeye gönderdiğinin farkında bile değilsin... Kevin'ın sesini duyunca düşüncelerimden ayıldım, kendisi elini bana uzatıyordu. "Leydim, bu  dansı bana bahşedermisiniz?"

leydi yaşamak istiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin