4.3

3.3K 386 194
                                    

Bölüm adı: "Amacınız ne?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm adı: "Amacınız ne?"

Bölüm düzenlenmemiştir ve ıkınarak yazılmıştır. Çünkü yazma hevesi yoktur yazan kişinin ve internetleri kötü olduğundan yarın tamamen kesilirse diye düşünerek şimdi atıyodur.

Derby Kontluğu'ndan daha bu gün dönmüştüm ve döner dönmez yaptığım ilk iş minik bebeklerimi görmek olmuştu. Onlara sarılıp öpüp iyice hasret giderdikten sonra onlar için aldığım hediyelerle kendilerini şımartmış, sonra Sarah'tan dersleri boşladıklarını öğrenip bir süre bu konuyu konuşmuştum. İki bilmişin söylediklerine bakılırsa onları bırakıp gittiğim için bana küsmüşler, onlara ders vermek için geri döneyim diye de dersleri boşlamışlar. Ne kadar benim geri dönmemi istemeleri hoşuma gitse de sinirli tavrımı korumuş ve ikisine de ceza vermiştim. Bana küçük bir masal yazmaları gerekti yarına kadar. Bu görevi vermemin nedeni hem hayal güçlerini geliştirmeleri, hem de harfleri unutmamaları içindi ama onlar bunun ceza olduğunu düşünüp bir daha yazmamak için bir daha bunu tekrarlamayacaktılar. Yani umarım...

"Anne," Haraketli bir çocuk olmadığı için az yorulup hep geç uyuyan Lisa yine uyuyamıyordu anlaşılan. "Yanımda uyusan olmaz mı?" Zaten yanında uzanmıştım ama benden daha fazlasını istiyordu, onu reddetmek yerine önce nedenini sordum. "Neden, tatlım? Ağrıyan bir yerin mi var?" Tek kolunu üstüme atıp burnunu boynuma yaklaştırınca hafifçe gülümsedim, benim kokumla uyuduğunu biliyordum. Yüzümdeki gülümseme yavaşça silinirken yerini ağlama istediğine bıraktı, gözlerim dolmuştu. Beni anneleri olarak kabul etmeleri ayrı, kokumla uyuması ayrı garip hissettiriyordu. Onlar için tek anne bendim şu an, diğer annelerine asla kavuşmayacak olmaları ve kokusunu alamayacak olmaları çok üzücüydü. O yüzden sesimi çıkartmadım ve ona sarılıp saçını okşamaya devam ettim. "Bu seferlik izin veriyorum, ama lütfen bunu tekrarlama. Sonra bensiz uyuyamayacaksın ve hayal ettiğin seyahetlere de çıkamayacaksın. Ben her zaman yanınızda olamam sonuçta, değil mi?" Saçlarından öpüp gözümden akan yaşı sildim ve cevap vermemesinden uyuduğunu anlayıp uyandırmamaya çalışarak yavaşça yanından kalktım.

Bir süre ikisine de kapının önünde durup bakmaya devam ettikten sonra kendisiyle hiç uyumadığım için haksızlık ettiğimi düşünerek Eren'e yaklaştım ve  eğilip alnından öptüm. "Benim haylaz bebeğim..." Sonra sessizce odadan ayrılıp kendi odama gitmiş ve üstümü değiştirip hazırlandıktan sonra gözlerimi kapatıp parmağımı şıklatmıştım. Ve artık Maria'ydım... "Oh, bebeğim! Ne zaman geldin?" Billie'ye gülümseyip kendi dolabıma yaklaştım ve pahalı taşlarla kaplı olan maskemi alıp taktım. Burası böyle bir yerdi, kadınlar yarın olduğunda normal yaşamlarına devam edebilmek ve öldürülmemek için burada oldukları sürece yüzlerini saklıyordular. Aynı zamanda erkekler de yapıyordu bunu, ama kendileri hakkında kötü bilgilerin yayılmamasını uman soylu erkekler... Diğerleriyse istedikleri gibi takılıp geri dönüyordular. 

"Bebeğim, hala bakire kalmak konusunda ısrarcı mısın? Biri sana bakire olduğun için ödül vermeyecek tatlım, hayatını yaşa ve zevk al." Bunları söylerken tarakla saçlarımı tarayıp düzenliyor ve aynadaki yansımamdan gözlerime bakıyordu. "Fahişe mi olayım yani?" diye soruverdim tepkisini ölçmek için. "Bak şekerim, neden fahişe olmaya bu kadar önyargılısın anlamıyorum. Biz burada para karşılığında birinin altına yatmıyoruz, sadece kendimizi tatmin ediyoruz ve eğleniyoruz. Bunu her erkekle de yapmıyoruz, sadece zevkimize uyan birisiyle yatarız. Bu gururumuzu incitmez ve kendimizi kötü hissettirmek, üstelik düzenli sevişmenin ne kadar faydalı olduğunu bilir misin? Bu sana iyi hissettirecekse neden 'fahişe' olasın ki? Buradaki kimse fahişe değil."

leydi yaşamak istiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin