0.6

7K 743 92
                                    

Bölüm adı: "Son anı"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm adı: "Son anı"

"Sen sadece ailemizin adını kirleten bir aptalsın! Seni bir leydi gibi yetiştirdikleri için annem ve babama teşekkür etmek yerine burada yalandan ağlayıp sana ilgi göstermemizi mi istiyorsun?" Büyük abim elini saçıma geçirdi. "Seni sadece hızmetli yapmalıydık, bu çirkin suratla ancak bir temizlikçi olabilirsin." 

Oturduğum yerde kafamı aşağı eğdim ve işlerin neden bu kadar berbat olabileceğini düşündüm. Yanlış bir şey mi yapmıştım? Sadece ağlamak istiyordum ve bir köşeye çekilip sessizce hıçkırıyordum. Sesim onları rahatsız etmesin, uyandırmasın diye ne kadar çabaladığımın farkında bile değiller. Çirkin, yararsız, beceriksiz, aptal bir leydi olan ben, hayatım boyunca sevginizi kazanmak için çabaladım. Elimden gelenin en iyisini, ondan da iyisini yaptım. Bedenimdeki yaralar hala sızlıyorken neden kalbimi de incitiyorsunuz? Beni rahat bırakmanız için daha ne yapmam gerek? 

Bunların hiçbirini onlara söylemedim, söylesem bile dalga geçip canımı daha fazla yakacaklarını biliyordum çünkü. Sadece umutsuzca sordum. "Öyleyse ne yapmamı istiyorsunuz?" Benden ne istediklerini bile bilmediklerinden bir süre sustular, hatta büyük ağabeyimin saçımı tutan eli biraz gevşedi ve karar vermek için küçük kardeşine baktı. Yanıt alamadığındaysa saçımda duran eli yine sıklaştı ve saçlarımı kafamı kaldırıp yüzüne bakmam için çekti. "Neden sadece ölmeyi denemiyorsun?"

Bu eve ilk getirildiğimde 10 yaşındaydım. Diğer ailemi yaygın olan hastalık yüzünden kaybettikten sonra beni sokakta dilenirken gören Dük Alex, bir kız çocukları olmadığı ve beni tatlı bulduğu için sürükleyerek anneme vermeyi planladığı hediye gibi evine getirmişti. Buraya geldiğim andan itibaren ne annem, ne abilerim, ne de sosyete tarafından hoş karşılanmadım. Ama tüm sosyete bunu öğrendiğinden beni kendi adlarını lekelememek için evden atmadılar ve bir 'leydi' gibi yaşamama izin verdiler. Tabi beni hırsız gibi kaleme verip evden atmaya yeltendiler, ama sonra annem gibi gördüğüm dadım olayın aslında böyle olmadığını ıspatlamış ve sonuçta işinden olmuştu. Dadım gittiğinde tamamen annesiz kalmıştım... Burada geçirdiğim 7 yılımın her günü ölümü tatmak gibiydi. 17. yaş, ölmeyi defalarca tatmış birine göre ölmek için güzel bir yaş olabilirdi. 

Sadece sakinliğimi koruyarak gülümsedim. "Dediğinizi yaparsam beni sevecek misiniz?"İkisi de bir birine bakmasının ardından sorduğum soruyla dalga geçip gülmeye başladılar. "Tabii ki, sen yeter ki dediğimizi yap!" Saçlarımı rahat bırakıp beni sertçe yere ittikten sonra kapıyı kapatıp birlikte ortalıktan kaybolmuştular.

Hep tırmanıp etrafı seyrettiğim iri gövdeli, kocaman bir ağacımız vardı. Ne zaman yanına gitsem huzurla dolar, tüm yaşadıklarımı kısa süre de olsa unuturdum.  Saçımı öpen bir anne, elimi tutan bir baba düşünür ve birileri tarafından sevildiğim hayaller kurardım. Hatta bazen hoşlandığım Adrian Jones'la evlilik hayalleri bile kurardım. Kabul etmek  gerekirse fazla utanç vericiydi, yanaklarım kızarır ve kafamı sağa sola sallayıp düşündüklerimi unutmak için çabalardım. 

leydi yaşamak istiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin