Bölüm adı: "İtiraz ediyorum!"
Merak ediyordum... Acaba kralın sağ kolu dediğimiz o kişi, benim verdiğim belgeyi krala vermiş miydi? Bunun hemen gerçekleşmesi gerekti, isyanın ne zaman olacağı belli olmazdı. Sonra benim başım belaya girecek, onların suçunun cezasını ben çekecektim. Ne kadar da adaletsiz bir sistem...
Parmağımı şıklatıp Nancy'nin odasına geçtim. Sarah çoktan uyumuştu, ama beni bir türlü uyku tutmuyordu. Geceleri kabus görmekten bıkmıştım artık. Bu defa Valeria'nın anıları yerine rüyamda korkunç bir şekilde ölen birini ve o kişi için ağladığımı görüyordum. Anı olmadığını bildiğim için çok rahatsız olmuyordum, ama aklıma geldikçe ürperiyordum. Nancy'nin odasına gelmemin nedeni de zaten o rüyaydı, belki birisi bir şey yapar diye bazı huzursuz hissettiğim geceler gelip iyi mi diye kontrol ediyordum. Rüyamdaki kişinin erkek mi kız mı olduğunu bilmiyordum bile...
Yatağında mışıl mışıl uyuyan Nancy'nin üstüne battaniye atıp odadaki koltukların birine oturarak kitabımı okumaya devam ettim. Buraya geleli 1 hafta olmuştu ve kral geçtiğimiz gün Nancy sayesinde daha kısa sürede uyanmıştı. Nancy diğer şifacılardan farklı olarak daha büyük güce sahip olduğundan çok yorgun düşse bile bunu umursamadan, sadece ona güvenip kralı iyileştirmesi için çağırıyordular. Nancy'nin dediğine göre bedeninde herhangi enfeksiyon kapan yara, bir çizik bile yok. Son bir haftadır her gün neredeyse iki saat kadar kralın yanında kalıyordu ve yüksek ateşi olan kral bir türlü uyanmıyor, bazen kan kusuyordu. Nancy iç organlarından birinin çok zarar gördüğü düşüncesini savunuyordu. Benimse düşüncelerim tamam başkaydı...
Nancy kesinlikle kralın ölümcül hastalığının olduğunu düşünmüyordu, halbuki kurguda Kral ölümcül hastalığa yakalanmıştı. İç organlarının da zarar görmesi için ya bir darbe alması, ya da bir hastalığının olması gerekti. Gel gör ki bu hastalığı hiçbir doktor çözemiyor. Kral düşecek ve yaralanacak kadar dikkatsiz biri değildi, olsa da önlem alınmış olmalıydı. Kralın iç organlarının bir hastalıktan iflas ettiği falan da yoktu, eğer öyle olsa bu kendini çok çok öncelerden gösterirdi ve krallık hekimleri iç organlarının iflas edip etmeyeceğini çözebilecek, hastalığı tedavi edecek seviyedeydi.
Yani anlayacağınız, Kral etkisini belli etmeyen bir tür zehirle zehirlenmişti. Kral'ı öldürüp tahtına sahip olmak isteyen birisi vardı... Ronald ne kadar gözü kara olsa da tahtın hileyle değil de güçle, hak ederek kazanılacağını söylüyordu. Söylediği kişiyse en az kendisi kadar gözü kara olan ve kral olmak için her yola baş vuran ağabeyi Terris Rogers'tı. Yani büyük ihtimal zehir gibi bir şeyi krala vermeyi planlayan da oydu. Bunları ortalıkta söylersem büyük ihtimal benim de icabıma bakar, kafamı bedenimden ayırmasalar da delik deşik ederdiler. Zaten ailem de iyi insanlar olmadığından ve hatta Glorya Krallığı'na kaçtığından ölmemi umursayan birisi olmazdı. Olanlar da sadece iki üç kişi olurdu; Nancy, Sarah ve belki Katty ile Kevin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leydi yaşamak istiyor
Historical Fiction"Alın kellesini!" O an son defa yaşamak için bir şeyler yapmaya çalıştım ama ne gücümün, ne de sebebimin olduğunu farkedince kafamı eğip çaresizce bekledim. Ölmek istemiyordum, kesinlikle ölmek istemiyordum...Kendimi bu konuda teselli etmeye çalışsa...