20

15.6K 544 20
                                    

'Mert, aşkım, bebeğim, ciğerim, aslanım, her şeyim, dalağım, böbreğim uyansana ya!' Diye dürttüm onu. Saat yedi olmuştu ve Mert hâlâ uyuyordu.

'Aşkım ver bana bir on sene daha.'

'Mert, yemin ederim kocaya kaçarım uyan!' Demem ile Mert uyandı ve beni altına aldı.

'Kocaya kaçmak ha, sen bana geldin kızım. Hangi kocaya kaçıyorsun söyle, onu tüfeğe oturtup mermileri sıkayım.' Dedi, güldüm ve ellerimi onun boynuna dolayıp çektim kendime.

'Beni nasıl sakinleştireceğini çok iyi biliyorsun.' Dedi kafası boynumdayken.

'Hm hm biliyorum aşkım. Ama uyan istersen saat yedi.' Dedim ama Mert'den ses yoktu.

(Temsili)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsili)

Ben hâlâ Mert'in saçlarını öpüp okşarken kapı bir anda açıldı. Ve Mert'in halası girdi.

'Yuuh hele şunlara bak, görüyorsun demi baba bak. Hallerine bak terbiye kalmamış.' Dedi ve Mert kafasını kaldırıp kısık gözler ile halasına onun arkasında duran babası ve Hasan amcaya baktı.

'Kızım, iki çiftin odasına böyle girilir mi? Bak ne güzel uyuyorlar birbirlerine sarılarak.' Dedi Ali dede.

'Ne güzeli, kız hırlı mı hırsız mı? Para avcısı mı belli değil.' Demesi ile kaşlarımı çatarak baktım. Ve ilk Mert söze girdi.

'Hala ne saçmalıyorsun sen? Neyin hırlısı hırsızı? Kurban olayım karışma bize ya, sanane bizim ilişkimizden. Babam ile dedem bir şey demiyor, sana ne oluyor. Ne oldu bana istediğin eş mi bulamadın? Bak ben buldum ve çokta seviyorum. Ben seviyorsam seni dahil kimseyi ilgilendirmez!' Dedi Mert ve kafasını boynuma gömdü.

'Haklı oğlum, karışma sen Asiye. Sana ne oluyor, bir ömür mutlu olsunlar gerisi bizi ilgilendirmez. Çık şu odadan Asiye. Bir daha onları rahatsız etme, buraya dinlenmeye geldiler senle uğraşmaya değil. Oğlum sizde uyanın yavaştan, akşam yemeği hazır olur yarım saatte.' Dedi ve kimseye söz hakkı tanımadan çıktılar odadan.

Mert'e döndüğümde sırıtarak bana bakıyordu.

'Öpim mi?'

'Öpme.'

'Öpim mi?'

'Hayır aşkım.'

'Öpim ben öpim.' Dedi ve yaklaştı öpüştüğümüz an odaya birinin dalması ve 'YUH' diye bağırması ile ayrıldık. Kapının önünde Gül vardı yanında ise Ayla.

'Hayırdır kızlar?' Dedi Mert.

'Şey yemek hazır da.'

'Geliyoruz. Çıkın öpeyim karımı geleceğim.' Dedi ve bana döndü. Kızlar kapıyı çarparak çıktı.

'Öpeyim ben, evet evet öpeyim.' Dedi ve kısada olsa öpüştük. Ardından yataktan kalkıp odadan çıktık. Alt kata indiğimizde yer sofrası kurmuşlardı.

'Gelin çocuklarım gelin.' Dedi Ali dede ve oturduk. Normal yemeğe başladık ve halası yine lafa girdi.

'Bir kerede senin elinden yesek, amaan boşver zehirleniriz falan.'

'Hala, emin ol fazla yemekten hastaneye kaldırılırsın. Çok güzel yemek yapıyor.'

'Neyse, al oğlum cacık ye.' Diyip Mert'in önüne cacığı koydu. Mert dolu gözler ile cacığa baktı. Durumu bana anlatmıştı.

Annesi ölmeden önce Mert'e cacık yapmıştı fakat Mert cacık sevmediği için annesi ona ayrı nanesiz ve tuzsuz yapmıştı. O günden sonra sadece annesinin yaptığı cacığı yemişti ve sonra cacık yememişti. Çünkü annesini cacık ile uğraştırmıştı diğer gün hayatını kaybedeceğini bilmeden.

'Mert yemez onu. Ben gidip ona ayrı hazırlayayım. Mutfağı gösterir misiniz?' Dedim ve oturduğum yerden kalktım, Mert dolu gözler ile bana baktı ve gözünden yaş düştü.

Elim ile yaşı sildim ve tanımadığım bir kız beni mutfağa götürdü. Salatalık ve yoğurt çıkardım. Mert bu şekilde yiyordu sadece. Ona yapmaya başlayınca tanımadığım kız lafa girdi.

'Ben Leyla yenge. Ailenin en küçüğüyüm sen Asiye halanın ve kızların kusuruna bakma. Hala Mert'i hep tanıdığı ile evlendirmek istedi ve Gül'ün aklına girdi. Ama Mert abim çok iyi bir seçim yapmış. Maşallah çok yakışıyorsunuz.' Dedi, çok tatlıydı.

'Teşekkür ederim güzelim. Anlıyorum ama bir şey demek bana düşmez.'

'Düşer düşer, sen susarsan o susmaz.' Dedi ve gülümsedim, ardından yaptığım cacık türü şeyi alıp içeri geçtim.

Oturdum ve Mert'in önüne koydum. Hâlâ gözler doluydu ve o cacığı görünce daha doldu. Yanağını okşadım ve bana döndü.

'Teşekkürler güzelim.'

'Afiyet olsuun.' Dedim ve herkes yemeğe döndü. Asiye hala sinirlenmişti.

'Dedecim yengem baklava getirmiş çayın yanına getiririm ben.' Dedi Leyla konuyu dağıtmak için.

'Hazırdır kesin.' Dedi hala.

'Yok halacım, bizzat kendim yaptım.' Dedim ve gülümsedim.

'Maşallah gelinime, ellerine sağlık kızım kesin güzel olmuştur.' Dedi Hasan babam ve yemeğe döndü herkes.

ŞEBEĞİM / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin