Eve girdim, heyecandan kalbim horon tepiyordu. Odama çıktım ve kendimi duşa attım. Duştan çıktım ve üzerime siyah bir şort ve oversize tişört giydim. Mutfağa indim kahvemi aldım ve dizi izlemeye başladım.
Asker'im: Hâlâ öpücüğün etkisinde olmalısın
Şebeğim: Evet, yani garip geliyor hâlâ elim yanağıma gidip duruyor.
Asker'im: Yanımda utangaç bi çocuktan farkın yoktu biliyorsun demi
Şebeğim: Biliyorum :)
Asker'im: Az önce babanla konuştum. Yakın zamanda suriye çevresine göreve gideceğim 1 aylık.
Şebeğim: Sen ciddi misin? Şuan orada savaş var
Asker'im: biliyorum ama bu benim görevim be güzelim, hem vatan uğruna ölürsem ölürüm
Şebeğim: Bunları sonra konuşalım lütfen
Asker'im: şimdi babanın yanına gidip görev zamanını öğreneceğim yazarım sana
( görüldü)Gözlerim dolmuştu, eğer Suriye'ye giderse geri dönmeme ihtimali bile vardı. Onu daha kazanamadan kaybetmek istemiyordum.
Babamın bunu bana söylememesi canımı sıktı. Sonuçta onun gideceğini illa söylerdi, hep söylediği gibi.
Asker'im: Görev zamanım 2 gün sonra. Gece yarısı gideceğiz.
Şebeğim: Hayır ya bu kadar erken olamaz. Ya kavuşamadım bile sana ben
Asker'im: şuan ağladığını tahmin ediyorum. Kapının önüne çık.
Evet gerçekten ağlıyordum. Sağ gelme ihtimali çok azdı. Kendime çeki düzen vermeden kapıyı açtım, kapıyı açar açmaz boynuna atladım ve elimde olamdan hıçkırarak ağlamaya başladım.
'Şşş ağlama şebeğim' dedi o sert sesi ile ama benim elimde değildi.
'Bu kadar erken mi ya' dedim homurdanarak.
'Vedalaşmak için geldim, iki gün yoğun bir çalışmada olacağım. Zaten sonra helikopter ile gideceğiz. Ağlama sana söz veriyorum her fırsat bulduğumda sana mesaj atacağım.''Söz mü?' Diye sordum, kızarmış burnumu çekerek. Güldü gözyaşlarımı eli ile sildi 'söz veriyorum. Üsteğmen sözü.' Dedi güldüm bu sefer ben onun yanağını öptüm.
'Gitmem lazım, babanla konuştum zaten. Buraya beni o yolladı. Kendine dikkat et tamam mı?' Dedi başımı salladım.
'Sende dikkat et. Bak gelecekteki çocuklarımız için hemen işini bitir gel. Ben beklerim seni.' Dedim ve güldü.
'Tamam, sen beni tavlayacaksın daha. Çocuklarımız için.' Dedi gülerek. Yanağımı öptü ve oradan uzaklaştı.
İçeri girdim, rahat bi bir saat daha ağladım. Kapının açıldığını duyunca alt kata indim. Babam gelmişti. Beni öyle görünce telaşlandı.
'Noldu kızım, kim ne yaptı benim prensesime?' Dedi hızlıca. Babama sarıldım kafamı göğüsüne yasladım ve ağlamaya devam ettim bir yandan konuştum.
'Baba o gidecekmiş, neden bana daha önce söylemedin.' Dedim ve daha şiddetli ağladım. 'Eğer bana söyleseydin onunla daha çok vakit geçirirdim.' Dedim ve yine ağladım.
'Prensesim bizde bugün öğrendik göreve gidecek asker ve komutan listesini. Mert üsteğmen olduğu için askerlerin genel komutanı olarak gitmek zorunda. Bilsem sana daha önceden söylerdim güzel kızım. Ağlama, ona bir şey olmaz.' Dedi babam sırtımı sıvazlarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEBEĞİM / Yarı Texting
Ficção Adolescente0532: Gelecekteki karın, olacak çocuklarının anası Gamze ben :) Asker'im: Ne ara amk, nerden gördün de buldun beni. Ben 1 yıldır görevdeyim. 0532: Babam canım, aynı lojmandayız yanii Asker'im: Ya sabır kızım işine git bak şimdi komutandan azar yiyec...