Uyandım...
Ama bilin bakalım ne sesi ile uyandım,
ASİYE HALANIN BAĞIRIŞ SESİ İLE.
Ulan hiç bir insan evladı bu cırtlak ses ile uyanmayı hak etmez. Ben ne bok yedim acaba?
'Noluyo amına koyim.' Dedi Mert ve ilk gözlerini kısarak etrafa baktı.
'Ananın amanı ama ya kulağım patladı.' Diye isyan ettim.
Mert hızlıca yataktan çıkıp aşağı inmek için odadan çıktı. Ben ise peşinden çıktım.
Salonda gördüklerim ile şok oldum.
Bir adam elinde silah ile, Asiye hala, Hüsnü baba ve Ali dedeye bağırarak konuşuyordu. Buna karşılık Asiye halada bağırıyordu.
'Yok bende para falan.' Diye bağırdı Asiye hala.
'LAN BİZ EVLENECEKTİK. YEDİN TÜM PARAMI, ÇOCUKLARIMIN RISKINI.' Diye bağırdı adam. Nasıl yani lan diye söylendim.
'Noluyor burada!' Diye girdi Mert olaya.
'Sen karışma!' Diye diretti adam.
'Bırak o silahı. O silah senin bildiğin oyuncaklardan değil.' Dedi Mert.
'Bu kadın benle evlenecekti tamam mı? Beni çocuklarım olmasına rağmen sevdiğini söyledi, ben sırf o istedi diye çocuklarıma ayırdığım parayı ona verdim!' Dedi.
'Biliyoruz oraları geç!' Dedi Mert. Ne garip aileye denk geldim anasını satayım.
'Eve haciz geldi, çocuklarım beni bıraktı. Bu kadın yüzünden, bu kadın benim çocuklarımı rahatsız ediyormuş bana para yollayın diye!' Dedi adam ve ağzım iki metre açık kaldı. Ben Mert'in arkasındaydım bu arada.
'Ben ya paramı alıp gideceğim bu evden, ya da onun canını alıp!' Dedi adını bilmediğim abey.
'Ulan yok sana para, yedirtmeseydin bana. Hem ben çocuklarının yüzünü bile görmedim be.' Dedi Asiye hala çirkef bir şekilde.
'Lan bak sıkarım, ver paramı.' Dedi amca.
'Yok para yok.' Dedi Asiye hala.
Adam silahın tetiğini çektiği an Mert müdahele yapmak için harekete geçti. Uzun sürmeden silah patladı.
Etrafa bakındığımda kimsede bir şey yoktu Ama en sonunda kolumda hissettiğim acı ile yaralandığımı anladım.
Koluma baktım, sıyırmamıştı. Kurşun hâlâ içerideydi. Mert koşar adımlar ile yanıma geldi ve koltuğun kenarında olan eşarbı eline aldığı an onu durdurdum.
'Kurşun hâlâ kolumda, onu iki kat yaparak koluma sar. Kan kaybı fazla olmasın.' Dedim ve Mert dediğimi yaptı.
Canım acıyordu, canım çok acıyordu.
Mert hızlıca dediğimi yaptı. Sıktığı an acı ile inledim.
'Tamam meleğim, bak yaptım. Şimdi hastaneye gidiyoruz tamam mı?' Dedi Mert.'Cüzdanımda kimliğim onu al.' Dedim kısık ses ile. Mert bir şey demeden Leyla cüzdanımı ve telefonu Mert'in bir eline, diğer eline ise araba anahtarı verdi.
Asiye halaya baktığımda yüzünde asla pişmanlık yoktu. Ali dede ise Asiye halaya bağırıyordu, Hüsnü bana ortalıkta yoktu.
Mert ve Leyla hızlıca bana destek vererek evden çıktık. Leyla arka koltuğa geçmişti, Mert hızlıca arabayı kullanmaya başladı.
Soğuk soğuk terlemeye başlamıştım. Hafiften ise üşüyordum, büyük ihtimal bunların sebebi kan kaybıydı.
Mert kan kaybı yaşadığımı gördüğü an bir küfür savurdu. Çok geçmeden hastaneye gelmiştik. Beni hemen ilk yardım odasına aldılar ve bir iğne yaptılar. Yaptıkları iğne ile yavaş yavaş görüşüm bulanıklaştı ve sesler çok kısık gelmeye başladı. Ve çok geçmeden beni bir karanlık karşıladı.
YAZARDAN
Mert onu yalnız bırakmak istemiyordu. Onun o hali, soğukkanlılığı aklına geldikçe kendini suçluyordu. Onu odadan çıkarmaması gerektiğini düşünüp duruyordu.
Evdekiler ise bir haberdi. Asiye hala bir şey demeden azarlanıyordu. Hüsnü baba ise o eve gelen adamın peşinden gitmişti. Hüsnü baba adama belli bir miktar para verip hayatlarından gitmesini söylemişti, adam para göz olduğu için kabul etmişti.
Asiye halanın içinde ufakta olsa bir endişe vardı. Ama Gamze'yi sevmediği duyguları daha ağır basıyordu.
Mert ise çaresizce acilin önünde bekliyordu. En son burada annesini beklemişti, fakat annesi girdiği gibi çıkmamıştı. Gitmişti.
Mert'in en büyük endişesi buydu. Onu kaybetmek, o da biliyordu bu kurşunla ölme riskinin çok olmadığı. Fakat korkuyordu.
En son bir duvarın dibine çöktü ve ağlaması şiddetlendi. Kaç saat böyle ağladı bilmiyordu taakii Leylanın 'yengemi normal odaya almışlar' demesi ile son buldu hıçkırıkları.
Koşar adımlarla sevdiği kadının odasına girdi. Gamze renksiz yüzü ile yatıyordu. Omzundan dolanan bandaj ile duruyordu.
Gamze'den
Kolumda hissettiğim acı çok değildi. Sadece anladığım kadarı ile damar yolu canımı acıtıyordu.
Gözlerimi açar açmaz o beyaz tavan karşıladı. Bir uyanışım normal olsun be diye sayıkladım içimden.
Gözlerimi odaya gezdirdiğimde ağlamaktam gözleri kırmızı olmuş bir Mert ile karşılaştım.
'Pişt daha ölmedim, senden üç çocuk yapmadan azrail bana uzak.' Dedim gülümseyerek.
Dayanamadı kahkaha attı. 'Sakın ölüm kelimesini ağzına alma bir daha. İstediğin çocuksa yaparız. İyi misin sen?' Diye sordu. Ve ben bir daha aşık oldum ona.
'İyiyim ben iyiyim. Asıl kendi haline bak manyak, katil suratlı gibi geziyorsun.' Dedim güldüm.
Gelip alnını alnıma yasladı. Dudakları ile dudaklarım arasında milim vardı ve konuşmaya başladı.
'Senin için katilde olurum, yeterki sen iyi ol.' Dedi dudaklarıma masum bir öpücük bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEBEĞİM / Yarı Texting
Teen Fiction0532: Gelecekteki karın, olacak çocuklarının anası Gamze ben :) Asker'im: Ne ara amk, nerden gördün de buldun beni. Ben 1 yıldır görevdeyim. 0532: Babam canım, aynı lojmandayız yanii Asker'im: Ya sabır kızım işine git bak şimdi komutandan azar yiyec...