62

8.1K 325 16
                                    

Annemle el ele yürüyorduk. Evime götürüyordum annemi, beraber zaman geçirecektik.

'Anne cidden gerçek misin?' dedim, yürürken anneme bakıyordum.

'Gerçeğim annem, geldim ben prensesime.' dedi, saçlarımı öptü.

'Anne, Mert'in annesi iki yıl önce vefat etmiş. Onu da anne sevginden esirgeme olur mu? Yaşadığı şeyler kolay değil onunda.' dedim, evet esirgemezdi sevgisini ama ne olur ne olmaz.

'Olur mu öyle şey kızım. O da benim oğlum, senin hayat arkadaşın, torunumun babası, bizim oğlumuz.' dedi annem. 

'Anne, geldik hadi.' dedim ve apartmana girdik. 

'Ne zamandır buradasınız?' dedi annem.

'O olaydan sonra babam tayin istedi İzmir çıktı, ben dokuz yaşıma bastığımdan beri buradayız.' dedim, evin anahtarını çıkarırken. 

Kapıyı açtım ve annemle içeri girdim.

Annem yavaş adımlarla televizyon ünitesinin üzerinde olan fotoğrafların olduğu yere yürüdü.

İlk resim, beraber ilk yemeğe çıktığımız günden olandı,

İkinci resim ise evlilik teklifi aldığım zaman,

Üçüncü ise düğünümüzde çekildiğimiz resimdi,

Son resimse, ben hamile olduğumu öğrendiğim zaman Mert'in karnımı öperken ki resmi vardı.

'Ben bu anıları mı kaçırdım?' dedi, annem üzgün ses ile.

'Daha hepsini kaçırmadın, yeni başlıyor anılarımız.' dedim, annemin elinden tutup koltuğa oturttum.

'Öyle valla anne, sonra ben olaya girdim, kocamı kurtardım.' dedim, anneme tüm yaşadığımız olayları anlattım.

'Anne, o kadar zaman neredeydin?' dedim.

'Ben o vurulma olayından sonra tam olarak 7 yıl bitkisel hayatta kalmışım, doktorlar neden uyutmamış bilmiyorum. Uyandığım zaman başka bir evdeydim, ama geçmişi hatırlamıyordum. Bana anlatılan bu, hafıza kaybı geçirmişim. 5 yıl tanımadığım bir adamı kocam zannetmişim, o adamda baş teröristlerden. 3 Yıl önce aaraba kazası yaşadım ve uyandığımda her şeyi hatırlıyordum. Tabi o adam hatırladığımı öğrenince kaçırmaya kalktı, 2 Yıldır beni kurtarmalarını bekledi. Şuan buradayım annecim.' dedi, ikimizde ağlıyorduk.

Tam konuşacağım sırada telefonuma gelen mesajla sustuk.

Everest Kılıklı Kocam: Hayatım, doktor mesaj attı. Kontrole gelin dedi, annenle hazırlan aşağı inin yarım saate. Oradan hep beraber akşam yemeği yemeye gideceğiz. Alp baba ile çıkıyoruz yarım saate :)

İki Canlım: Tamaam, hazırlanırız biz. Öptüm kocişkileytoşkom

Everest Kılıklı Kocam: O ne hayatım ya

İki Canlım: Sana ne, istediğimi derim ben. Anlaşıldı mı?

Everest Kılıklı Kocam: Anlaşıldı komutanım.

İki Canlım: Afferim kocama

Yazışmayı sonlandırıp anneme döndüm.

'Kalk kız torununu görmeye gidelim.' dedim ve annemin elinden tutarak yatak odasına götürdüm.

Hamile değilken giydiğim kıyafetleri anneme gösterdim.

'Fiziğin benden güzel ama, takıl annecim buradan.' dedim ve Mert'in dolabını açtım.

'Kızım yok mu senin kıyafetin, bırak çocuğun kıyafetlerini.' dedi annem.

'Anne ben onunla çocuğumuzu taşıyorum, kıyafetlerini de ortak giyiyoruz. Hem onun tişörtleri daha güzel.' dedim, tişört çıkarıp bir tane eşofman aldım.

Apartman önünde babam ve kocamı bekliyorduk.

Çok geçmeden bizim araba durdu. Mert ile babam indi.

'Hayatım çok güzel olmuşsun.' dedi babam, anneme.

'Baba! Ben güzel değil miyim?' dedim, dolu gözlerim ile. Bir an kıskançlık yaptım bana ne!

'Sende çok güzelsin kızım.' dedi , babam.

'Ben söylemesem söylemeyeceksin baba. Anladım ben, gördün annemi unut kızını. Ben kocamın yanına gidiyorum, o her zaman bana güzel olduğumu söylüyor.' dedim ve Mert'in elini tuttum. 

Çenemi göğüsüne yaslayarak kocama baktım.

'Aşkım biz, bizim arabamı ile gidelim mi?' dedim, hamilelik hormonlarımı çok seviyorum.

'Gidelim güzelim, hadi bakalım.' dedi, elini belime koydu.

'Babacım.' diye seslendi babam, ama bakmadım. Bana ne!

'Hadi aşkım.' dedim ve arabaya bindim. Çok geçmeden Mert, babamla konuşup arabaya bindi.

Yola çıkınca karnım iile oynamaya başladım. Üst üste dokununca hareket etmesini bekledim, etmedi. Uyuz babası kılıklı.

Çok geçmeden hastane önündeydik, Mert ile inip babamları bekledik.

'Güzel kızım.' diye konuştu babam.

'Hadi hayatım girelim.' dedim ve hastaneye yürüdüm. Arkadan annemle babamın gülüşme sesi geldi.

Çok geçmeden doktorun odasındaydık.

Ben yine aynı yerimi aldım ve bekledim. Doktor gelip karnıma baktı ve konuşmaya başladı.

'Gösterdi bu sefer cinsiyetini, tahmininiz var mı?' dedi doktor.

'Bence kız olacak.' dedi babam,

'Bence de kız.' dedi annem. Mert dolu gözleri ile söze başladı.

'Kız bencede. Yani bana kız babası olmak çok yakışır, kız demi.' dedi, egosunu sevdiğim.

'Minik bir prensese hazır olun o zaman.' dedi, doktor.

Prenses, hangi cinsiyetti.

Oğlan? 

Yok değil,

Kız.

Prenses, şu sindirella gibi.

'Kız.' dedim fısıldayarak, Mert ağlamaya başlamıştı bile. Annemle babam ise birbirine sarılıyordu.

'Sizde sarılmak için yer arıyorsunuz ya. Burada çocuğu taşıyan benim! Bana sarılacaksınız!' dedim, çok geçmeden Mert'in kafası boynumdaydı.

Elleri karnımda.

'Küçük Gamze geliyor ha' dedi, nefesi boyumu gıdıklamıştı. 

'Evet, minik benden var.' dedim, Mert kahkaha atmaya başladı.

Her boka gülüyor bu da.

'Abi bir porsiyon daha künefe!' diye bağırdım, akşam yemeğinden önce canım künefe çekmişti. Bizimkiler akşam yemeği yerken ben ikinci künefemi yiyordum.

Pişman değilim!

---------

Eee artık sınır koyalım.

Oy: 45

Yorum: 25


ŞEBEĞİM / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin