67

7.6K 298 19
                                    

Kızımızın tam bir babacı olduğunu söylememe gerek var mı? Bence yok. Ne zaman Mert'e sarılmaya kalksam bir ağlama, bir huysuzlanma. Kızım olmasa, neyse.

'Uyu artık babacım, bak sen vardın diye annene adam akıllı sarılamıyordum. Şimdi sarılayım, hadi prensesim.' diyerek Hilal'i uyutmaya çalışıyordu.

Bir eli Hilal'in elini okşarken, diğer eli ile benim elimi tutuyordu. Kocam diye demiyorum temas bağımlısıdır kendisi.

'Ben yemek hazırlamaya gidiyorum, sende kızını uyut.' dedim, mutfağa geçtim. Ağrım yoktu, ama regldim. Ve ben bir hafta regle katlanamazken şuan kırk gün olacak. Tutunamayanlar...

Patatesi bıçakla soyamıyorum, siz yapabiliyor musunuz onu ya. 

Patates soyarken belime dolanan eller ile irkildim. Mert'in büyük elleri arasında göbeğim küçük kalıyordu, bakın göbeğim diyorum çünkü şuan hamilelik sonrası göbeğim var. Kocaman..

'Benim karıma göbek çok mu yakışmış.' dedi, burnu boynumu bulurken. Önceden olsa huylanırdım, ama alışmıştım.

'Ne yakışması, koskocaman göbeğim var. Hem iyice beni sattın sen.' dedim, güldüğünü boynumda olan dudaklarından hissetmiştim. 

'Kızından kocasını kıskanan anne ha.' dedi, pozisyonu bozmadan.

'Çıtır anne' demek istedin değil mi sevgilim?'' dedim, karnımda olan ellerini gevşeterek belimi çevirerek kendine döndürdü beni.

'Çok çıtır anne, çok çok.' demesi ile Hilal'in bağırış sesleri evi doldurdu. Kaşlarımı çatarak Mert'e baktım.

'Al, git kızına hadi. Bak babasını istiyor.' dedim.  Mert ellerini teslim olmuş gibi kaldırarak bağırdı.

'Annene dokunmadım babacım, geliyorum.' dedi, bana baktı tam konuşacak iken lafını böldüm.

'Artık sütünü sen verirsin.' dedim ve yemeğe geri döndüm. Çok geçmeden yemeği yapmıştım bile, fakat Mert'den ses yoktu. Yavaş adımlar ile ilk yatak odasına girdiğimde gördüğüm görüntü gözlerimi doldurmayı başarmıştı bile.

Mert yatakta sırt üstü uzanmıştı, onun üzerinde ise Hilal uyuyordu. Yavaşça yanlarına geçtim ve dolaptan ince bir çarşaf alıp üstlerini örttüm. Hilal'in saçlarını kokladıktan sonra Mert'in yüzüne eğilmem ile Mert'in dudakları dudaklarımı bulmuştu. Çekildiğimde fısıldayarak konuştu:

'Gitme, gel yanımda yat. Kızımızla, dokuz ay hayal ettiğimiz şekilde yatalım.' dedi, şişen gözlerini kısarak konuşuyordu çünkü cam arkamda kalıyordu ve ışık gözlerini alıyordu.

İlerleyip perdeyi kapattım ve yavaşça yatakta uzandım. Yüzümü Mert ve kızıma döndüm. Mert elini uzatarak yüzümü okşamaya başladı, o sırada hayran hayran kocama bakıyordum. 

'Seni çok seviyorum.' dedi, fısıldayarak.

'Seni çok seviyorum.' dedim, o gün tekrar aşık olarak.

-

Yüzüme değen sıcak his ile gözlerimi açtığımda yine bu hayatı yaşadığıma şükür ettim.

Mert beni kolunun altına almış, bana yakın olan göğüsüne Hilal'i yatırmıştı. Yüzüme değen sıcak his ise Hilal'in o küçük parmaklarıymış.

Hilal, yenidoğan bir bebek gibi değildi. Gözleri açıktı, dokunuyordu. Annemin anlattığına göre ben dokunmaya ikinci ayımda başlamışım. 

Hilal'in avuç içini yavaşça dudaklarıma bastırdım. Bastırdıktan sonra iyice Mert'in koluna sindim. Bu sefer Hilal'in eli, elimi bulmuştu. Dokunuyor, bezen bekliyordu. Alt dudağını emmeye başladığı zaman acıktığını anlamıştım. Gözleri hafiften dolmaya başlamıştı bile.

Yavaşça yatakta oturur pozisyon aldım ve Hilal'i kucağıma aldım.

'Acıkmış, dudağını emdi az önce.' dedim ve göğüsümü açıp ağzına verdim. Saldırma edası ile sütünü içmeye başlamıştı bile. Elim ile küçük yeni doğan saçlarını okşamaya başlamıştım.

Mert, yatakta yan dönmüş bizi izliyordu. Bende acıkmıştım, en son hastaneden çıkmadan önce bir şeyler atıştırmıştık.

'Mert, yemekler hazır. Gidip sofrayı kurar mısın?' dedim, sakince.

'Tabi ki güzelim. Sen yatır gel, bekliyorum seni.' dedi ve alnımdan öperek odadan çıktı. Çok geçmeden Hilal göğüsümü emmeyi bırakmış uyuyordu.

Onun pozisyonunu bozmadan yatağın yanındaki beşiğe koyduktan sonra telsizi açıp odadan çıktım. Salona girdiğimde Mert suları dolduruyordu.

'Sanki ikimizi de eşit seviyor?' dedi Mert, gülerek yanıma gelirken.

'Seni %49, beni %51 seviyor.' dedim, gülerek kafasını salladı ve sofraya oturduk. Taaki zil sesi ortalığa bomba gibi düşerek.

'Sikeyim, kızımı uyandıracaklar!' diyerek sinirle masadan kalktı Mert. O sırada Hilal'in ağlama sesi duyuldu.

Mert çektiği of ile kapıyı açtı, ben ise ağlayan kızımı susturmaya gittim.

Bundan sonra oy ve yorum sınırı koyacağım.Sınav haftam geliyor çünkü.

Oy: 40

Yorum: 10


ŞEBEĞİM / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin