ŞEBEĞİM / Yarı Texting

98

İstemem başka vücut ten, gerçek aşkı bulmuşken...

Hilal'in montunun önünü kapattıktan sonra yanağını öptüm ve bir elinden tutarak evden çıktık. Bugün Hilal'in okulunda etkinlik vardı, aile etkinliği vardı. İsteyen annesi, babası, abla ya da abisi ile gidebiliyordu.

Hilal, Gamze hamile olduğu için onunla gitmek istememişti. Baba-kız okul etkinliğine gidiyorduk. Okula yaklaşınca kızım dönüp konuşmaya başladı.

'Baba şimdi seni bir arkadaşım ile tanıştıracağım.' dediğinde gülümseyerek başımı salladım. Beraber kapının önünde duran baba-oğulun yanına yürümeye başladık.

Oğlan.

'Burak!' diye bağırdığı zaman göz devirmemek için kendimi zor tuttum. Sarışın erkek çocuğu bize doğru döndü ve kızıma el salladı.

Birde sarıl istersen!

'Baba bak, arkadaşım Burak.' dediği zaman çocuğun babasıda dönmüştü. Babası tanıdıktı en azından.

'Mert, kardeşim.' diyen Emre ile sarıldık. Uzun bir süre hep beraber göreve çıkmıştık.

'Kardeşim, nasılsın?' dediğim zaman konuşmaya başladı.

'Ne yapayım be oğlum, tahinim burada. Taşınalı bir olacak üç ay.' dediğinde gülümseyerek kafamı salladım. Kızıma döndüğümde kafasını Burak adlı veletin omzuna koymuş konuşuyorlardı.

'Gel prensesim, hadi geçelim içeri.' diyerek Hilal'i yavaşça kendime çektim. Hilal ne yaptığımı anlayacak ki gidip veletin yanağını öptü ve bana baktıktan sonra önden yürümeye başladı.

Gamze'nin kopyasıydı.

Hilal'in arkasından yürümeye başladığım zaman kızım arada bana bakıyor göz devirip önüne dönüyordu.

Sabır.

Hilal'e yetiştiğimde elini tuttum ve gözlerimi kısarak ona baktım.

'Babaya göz devrilmez.'

'Ama baba.'

'Eflal, uyarmayacağım bir daha seni babacım. Bu yaptığının saygısızlığa girdiğini biliyorsun değil mi?' dediğimde başını salladı. Elimi tuttu ve yürümeye devam ettik.

En sonunda sınıfın önüne girince ilk Hilal girdi ardından ben. En son biz girdiğimiz için herkes bize bakıyordu.

Hilal ile boş olan iki sandalyeye oturduk ve beklemeye başladık.

'Baba, özür dilerim.' diye ansızın gelen itiraf ile kızıma baktım. Neden baktığımı anladığında konuşmaya devam etti.

'Sana göz devirdim ya, ondan özür dilerim.' dediğinde Hilal'i oturduğu yerden kaldırarak bir dizime oturttum. Bir elim ile önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım.

'Sorun değil yavrum.' dediğimde kıkırdayarak kafasını boynuma koydu. Çok geçmeden öğretmeni gelmişti.

Yaptığımız tek şey.

Boyamaydı, onu bende evde kızımla yapıyorum.

Okul kapısının önüne Hilal'in elini tutumuş yürüyorken birinin Hilal'e seslenmesi ile oraya dönmüştük. Burak denen velet gelip kızımın yanağını öpüp konuşmaya başladı.

'Görüşürüz Hilal.'

Bok görüşürsünüz.

'Görüşürüz Burak.' dedi kızım kıkırdayarak.