95

6.1K 273 40
                                    

Etrafa dolaşan çocuk sesleri ile gözlerimi kapıya diktim. Hilal'i okuldan almaya Mert ile beraber gelmiştik. Ama son dakika gelen arama ile o askeriyede kalmak zorunda kalmıştı.

Hilal ve yanında duran sarışın erkek çocuğunu gördüğümde gülerek gözlerimi kıstım.

Bu kız benim gençliğim yahu!

Dedi ve ilk sevgili üniversitede oldu..

'Annem gelmiş!' dedi Hilal beni görerek. Koşturarak yanıma geldi ve bacaklarıma sarıldı. Onun boyuna gelmek için eğildim ve hızlıca iki yanağını da öptüm.

'Hoşgeldin annecim.' dedi ve bu sefer kollarını boynuma sardı. Bizi çok seviyordu, bizde onu çok seviyorduk.

'Anne, bak bu arkadaşım Burak. Burak bu da benim biricik annem, bak karnındaki ise kardeşim.'  dediğinde gülümseyerek Burak'a döndüm ve elimi uzattım.

'Merhaba, ben Gamze. Tanıştığıma memnun oldum Burak.' dedim gülümseyerek. O da gülümseyerek elimi sıktı.

'Merhaba efendim.' dediğinde kaşlarımı çattım.

'Gamze abla yeterli canım.' dediğinde gülerek kafasını salladı. Birinin Burak'a seslenmesi ile hepimiz oraya baktık. Benim yaşlarımda kumral genç bir kadın yanımıza geldi.

'Annecim üzgünüm geç kaldım biraz.' dedi kadın ve gülümseyerek bana döndü.

'Merhaba Elfin ben, Burak'ın annesiyim.' dediğinde gülümseyerek selam verdim.

'Bende Gamze, Hilal'in annesiyim.' dediğimde aramızda kısa bir tanışma geçmişti. Çalan telefon ile hızlıca gelen aramayı cevapladım.

'Efendim kocam adam?' dediğimde gelen bir şeyler düşme sesi ile kıkırdadım.

'Hah güzelim nerdesiniz?' dediğinde Hilal'e baktım.

'Şimdi Hilal'i aldım geliyoruz. Eve mi geçelim direkt yoksa askeriyenin oraya mı gelelim?' diye sorduğumda Mert askeriyeye gelmemizi söylemişti ve kapatmıştık telefonu.

'Biz gidelim artık. Hilal annecim babanın yanına gidiyoruz, dayında ordaymış.' dediğimde Hilal gülerek olduğu yerde zıpladı.

'Yavuzcuğuma gidiyoruz. Yaşasın!' dediğinde gülmüştüm. Burağın annesi ile birbirimizin telefon numarasını alarak oradan ayrılmıştık.

'Yavuzcum!' diye bağırarak askeriyenin orada dayısına koşan Hilal'E gülerken Yavuz'un yanında somurtarak Hilal ve dayısının sarılmasını izleyen kocamı gördüm.

'Kocacım!' diye biraz sesimi yükselterek yavaşça Mert'e koştum ve ona ben sarıldım. Kahkahalar ile karışık birbirimize sarılırken ayağıma değen elleri ile dikkatım oraya dağıldı.

'Tamam anne, artık babama ben sarılabilirim.' dediğinde Mert'e baktım.

'Üzgünüm küçük hanım. Ama siz dayınıza sarılın, bu güzellik bende.' dediğinde gülerek Mert'in beline sarıldım. Hilal ellerini beline koyarak bize bakmaya başladı.

'Neyse, boşanmayın yeter. Bir arkadaşımın anne ve babası boşanmış, babası başka biri ile evlenmiş. Ama annesi babasını seviyormuş şuanda.' dediğinde gözlerim dolmuştu. Çenemi Mert'in göğüsüne bastırarak ona bakmaya başladım.

'Biz boşanmayız ve sen başkası ile evlenmezsin değil mi?' diye sorduğumda gözlerimden yaşlar akıyordu. İki çocukla ortada kaldığımı düşününce hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Mert bu halim ile afallamıştı, ardından hızlıca toparlanıp ellerini yüzüme koydu.

'Hayır, öyle bir şey yok. Boşanma düşüncesini unut güzelim, hem iki çocuk hatta on iki çocuk ile nereye?' dediğinde burnumu çekerek ona baktım.

ŞEBEĞİM / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin