Yemekten sonra ben ve Leyla mutfağa girdik. Leyla çayları doldururken, ben tatlıları koyuyordum. En son tatlıları bir tepsiye, çayları bir tepsiye koyup içeri geçtik ve dağıttık.
Ben ile Mert yan yana oturuyorduk. Karşımızda ise Gül ile Mert'in halası vardı. Diğer yanımızda ise Ali dede ile Hasan baba vardı.
'Gelinim gerçekten çok güzel olmuş ellerine sağlık.' Dedi Hasan baba ve gülümsedim.
Gül ile halanın gözü yüzüğümdeydi. Mert bunu anlamış olacakki elimi avucunun içine alıp yüzüğüm ile oynamaya başladı.
'Bakayım senin yüzüğüne,' dedi ve hemen parmağımdan yüzüğümü çekti.
'Iyy ne kadar kötü bu ne böyle sevmedim.' Dedi ve eliyle bakmaya devam etti.
'Benim için iyi ya da kötü olması önemli değil halacım. Mert bunu aldı, beni düşünerek aldı yani ben görünüşünde değilim manevi değerindeyim.' Dedim.
Gül bu sefer yüzüğü aldı eline ve camdan tutmaya başladı.
'Ay bakayım gece ışığında nasıl.' Dedi ve yüzüğü camdan ileri bakıp sallamaya başladı.
'Gül ver yüzüğü.' Dedi Mert. Gül gülümseyerek tam uzanacak iken yüzüğü ileri fırlattı. Evet fırlattı, bunu anlamamak için gerizekalı olmak gerekir.
'Gül ne yaptın!' Dedim ve hızla kalkıp camdan aşağı baktım. Evin ilerisi göldü ve göle atmıştı. Dolu gözler ile Mert'e döndüm.
'Gül, hala ne yaptığınız sanıyorsunuz siz?' Diye sesini yükseltti hala.
'Asiye ve Gül. Artık saçma salak davranışlarınızı kenara bırakın. Yüzüğünden ne istediniz.' Dedi Ali dede.
'O yüzük benim hakkımdı!' Diye bağırdı Gül.
'Allah Allah, bak sen ya. Kızım seni parçalarım ne istiyorsun bizim ilişkimizden. Yüzüğün derdinde değilim. Sana ne bizim ilişkimizden?' Diye çemkirdim.
'Mert'i seviyorum ben, o benimle evlenecekti.' Diyince benim cinler geldi tepeme.
'Ay sabır, yemin ederim Allah'ım sen bana peygamber sabrı yolla.' Dedim ve Mert elimi tutup arkasına aldı.
'Sakın bir daha böyle saçma salak şeyler yaparsanız, neler yapabileceğimiz siz düşünün!' Dedi Mert ve elimden tutarak odaya geçtik.
Gözlerim dolmuştu, çünkü yüzüğü çok benimsemiştim.
'Meleğim bana bak.' Dedi ve yüzümü ellerinin içine aldı.
'Onlar adına özür dilerim, söz veriyorum o yüzüğün en güzelini sana alacağım.' Dedi ve alnımı öptü.
'Yüzük istemiyorum ben, bu ne ya halası bir yandan çiçek cinsi bir yandan. Bir yüzük hevesim vardı onuda aldılar. İstemiyorum ben hiç bir şey!' Dedim ve valizden pijamalarımı alıp banyoya geçtim.
Gözlerim dolmuştu ve ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Tek korktuğum bizim aramızı bozmalarıydı.
Pijamalarımı giydim ve elimi yüzümü yıkadım. Odaya girdiğimde Mert yoktu, ve fazla önemsemeden yatağa girip pikeyi boynuma kadar çektim ve kafamı yastığa gömdüm.
MERT'den
Gamze'nin o yüzüğü ne kadar sevdiğini biliyordum, ve onu biraz tanıyorsam ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Gamzenin bana dediği son sözlerden sonra hızla odadan çıkıp alt kata indim.
Dedem ve babam halam ile Gül'ü karşısına almış azarlıyordu.
'Bana bakın!' Diye söze girdim.
'Eğer bir daha Gamze'ye ve bana huzurumuzu kaçıracak bir şey yaparsanız, yemin ediyorum hala yüzümü bir daha göremezsin.' Dedim.
'O kız için beni mi karşına alıyorsun! Ben vardım, annen yoktu ben vardım, o kız yoktu ben vardım!' Dedi.
'Sen yoktun! Ben geceleri ağlarken sen yoktun, laf gelişi yanımdaydın. İzmir'de annem için ağladığımda beni sakinleştiren Gamze idi, annemin yokluğunu çekmeyeyim diye anne sevgisi görmediği halde bana anne sevgisi veren Gamze idi. Sen değildin hala, ve sakın Gamze ve benim ile uğraşmaya kalkma yoksa yediğin haltları herkese anlatırım.' Dedim ve bir hışım odaya çıktım.
Gamze yatakta uyuyordu, pijamalarımı alıp giydikten sonra yatağa girdim ve belinden tutup kendime çektim. Arkasından sarıldım.
'Sana söz veriyorum her şey düzelecek. Her şey, seni seviyorum meleğim.' Diye fısıldadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/278050776-288-k15309.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEBEĞİM / Yarı Texting
Teen Fiction0532: Gelecekteki karın, olacak çocuklarının anası Gamze ben :) Asker'im: Ne ara amk, nerden gördün de buldun beni. Ben 1 yıldır görevdeyim. 0532: Babam canım, aynı lojmandayız yanii Asker'im: Ya sabır kızım işine git bak şimdi komutandan azar yiyec...