'Gamze, güzelim, karıcım yeter güzelim. Yeter bence.'
'Ama aşkım.'
'Yeter güzelim, kusacaksın şimdi.' dedi Mert, ve önümden kaşıklayarak yediğim yarım karpuzu aldı.
Neyse, azcık kalmıştı zaten.
Eve dönmeden önce canım karpuz çekmişti, ve eve gelir gelmez yarıya bölüp yarısını yemeye başlamıştım.
Midemin bulanması ile tuvalete koştum.
O güzel karpuzu yemem ile kusmam bir olmuştu.
Mert koşarak yanıma geldi ve saçlarımı tuttu, sırtımı ovaladı. Her kustuğumda böyle yapıyordu.
Ayağa kalktım ve ağzımı çalkaladım. Mert'e dönüp sırıttım,
'O kalan karpuzu yiyim mi? Bak çıkardım, gitti midemde ki karpuz. Hadi yiyim ben.' dedim ve mutfağa yürüdüm.
Mert bir anda karşımda duvar gibi belirdi.
Bu kocamı her şeye benzetiyorum ben, yazık kocama.
Lahmacunlu çiğköftem benim.
Canım lahmacunlu çiğköfte çekti!
'Aşkıım?' diye Mert'in yanına yürümeye başladım.
'Bebeklerim?' diyerek üzerime yürümeye başladı.
'Benim canım lahmacunlu çiğköfte çekti.' dedim, dudaklarımı büzerek.
'Ne? Ne çekti senin canın?' dedi, inanmaz gözlerle.
Bende inanmam aq, nereden geldi bu aklıma
'Lahmacunlu çiğköfte aşkım.' dedim, bana göre tatlı bir şekilde.
'Hayatım sen mideni mi bozmaya çalışıyorsun? Hadi ayrı ayrı iste sana dükkan satın alayım.'
'Hayır ya! İstiyorum, bana ne!' diye çemkirdim ve Mert'e omuz silkip salonda koltuğa yayıldım.
Çok geçmeden Mert giyinmiş bir şekilde yanıma geldi.
'Ben o lahmacun çiğköfteyi alıp geleyim karıcım. Yarım saatte gelirim.' dedi ve saçlarımı öpüp evden çıktı.
Hamileliğimin ilk zamanlarıydı, ama canım çekiyordu.
Ya da psikolojikti.
Bende o sırada mutfağa girdim ve Mert'in en sevdiği tatlıyı yapmaya başladım.
Magnolia...
Tatlı bittiği zaman kapı açılma sesi ile başımı mutfaktan çıkardım. Mert elinde poşetLER ile içeri girmişti.
'Güzelim?' diyerek mutfağa girdi.
'Aa kocam gelmiş.' dedim ve sarıldım ona.
Nedense çok sevesim geldi kocamı,
Fesat anlamayın. Bebem var benim...
'Al bakalım, çiğkötfe ve lahmacun.' dedi ve poşeti masaya bıraktı.
'O poşetler ne hacım?' dedim, gözlerim ile poşeti göstererek.
'Senin için vitamin ve ilaçlar şu mavi poşet. Geri kalanı ise bol bol vitamin içeren meyveler.' dedi ve poşetleri boşaltmaya başladı.
Greyfurt? Çilek? Kavun? Kiraz? Şeftali? Üzüm? Kayısı? İncir?
Adam maaşını sadece bu meyvelere vermiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEBEĞİM / Yarı Texting
Teen Fiction0532: Gelecekteki karın, olacak çocuklarının anası Gamze ben :) Asker'im: Ne ara amk, nerden gördün de buldun beni. Ben 1 yıldır görevdeyim. 0532: Babam canım, aynı lojmandayız yanii Asker'im: Ya sabır kızım işine git bak şimdi komutandan azar yiyec...