38

12.4K 402 63
                                    

Asker'im: Tabanlık derken bot almak mı? Bir tanesin kızım sen. Teşekkür ederim hayatıma girdiğin için.

Şebeğim: Rica ederiim iyi günlerde giy bebeğim

Asker'im: Ayakkabı tam oldu normalde botlar kolay olmaz ayağıma

Şebeğim: Sevindim tam olmasına, napıyorsun?

Asker'im: Eve geldim bir askerin dosyası odamda kalmış ona aldım şimdi binaya geçicem

Şebeğim: Tamam sevgilim dikkat et kendine

Asker'im: Sende güzelim

Mert ile yazıştıktan sonra bilin bakalım bu gerizekalı ne yaptı. Koskoca, içini bok götüren gardolabımı topluyorum. Ya da deniyorum diyelim.

Odanın ağzına sıçmışım bu arada, hani ben bu odayı götümü kessem toplayamam. 

'Oha lan geçen kıştan beri aradığım kazağı buldum.' diye bağırdım. Yaklaşık bir yıldır arıyordum bu kazağı ben. Kafamı çevirip makyaj masama baktım, üstü topluydu ama çekmeceleri...

Bir vah çekerek gardolabımı iki saatte topladım. Ayağa kalktım ve bir besmele çektim, yanlış mı görüyordum yoksaa Mert kapının kenarına yaslanmış beni mi izliyordu. 

'Aşkımdan kafayı yedim galiba, tövbe tövbe.' diye söylendim ve banyoya girdim. Yüzüme su vurduktan sonra geri çıktım, bu sefer Mert makyaj masama yaslanmış elinde bizim fotoğrafımıza bakıyordu.

'Ya sevgili üç harfliler, bakın ben elhamdülillah müslümanım. Bir yanlışım da olmadı sizlere, niye bana oynuyorsunuz ya. Tövbe tövbe.' dedim ve gözlerimi kırpıştırdım. Mert orada gülerek beni izliyordu.

'Mert sen değilsen nah çek bana, ama sensen gel öp beni.' dedim, Mert üniformaları ile üzerime yürüyüp parmaklarını belime yerleştirdi ve üst dudağımı iki dudağı arasına aldı.

Ellerimi yanağına koyarak karşılık verdim. Nazik öpüşü sertleşmişti, nefesimiz kesilene kadar öpüştük ve ben bir adım geri giderek ayrıldım. Ellerim hâlâ onun yanaklarında yer alıyordu.

'Geldim, üç harfli falan yok. Çok özledim ve yemek arasında yanına geldim. Ve yemeğimi yedim.' dedi gözleri dudaklarımda kalmıştı. 

'Bende çok özledim, ve ne zaman geldin sen?' diye sordum.

'Gecelik ve iç çamaşırlarını düzenlerken geldim.' dedi, ay bana bi ateş bastı. Yanaklarım kızardı.

'Ayıp değil mi?' dedim ciddiyet ile,

'Kapatan şeyi gördüm ben sadece, ama içinidekini görmüştüm zaten.' dedi sırıtarak. Omzuna vurdum,

'Çok pisliksin biliyorsun demi.' 

'Evet bende seni seviyorum.' dedi ve sırıttı. omzuna çarparak mutfağa indim.

Yemek arasında yanıma gelmişti, açtı. Yemek araları bir saatti fakat iş yerine gelmeleri için bir buçuk saat olabiliyordu.

En son Mert'e mücver bir ay önce yapmıştım, hızla kabak ve malzemeleri çıkardım ve mücver yapmaya başladım. Kafamı çevirdiğimde Mert koltukta uyuyup uyumamak arasında kaldı. 

'Aşkım biraz uyu ben bir şeyler hazırlayana kadar.' dedim, Mert bana baktı ve kafasını salladı. Ardından koltukta uyudu.

Mücverden sonra fırına kek attım. mücver ve sarımsaklı yoğurdu masaya koydum ve soğuk su çıkardım. Mert'in yanına gittim ve üstüne uzandım.

Ardından saçları ile oynamaya başladım, kıpırdamaya başlayınca dudaklarımı çenesine koydum ve gözlerine baktım. 

Yavaşça gözlerini açtı, benim dudaklarım onu çenesindeydi, burnum ise onun dudaklarında. Burnumu öptü ve ardından saçlarımı, en son beni kucağına alıp mutfağa geçtik. O masaya koydu ben ise keki fırından çıkarıp kestim. 

ŞEBEĞİM / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin