Ben aşık oldum okulda... Ve özür dilerim bölüm atamadım çünkü yazamıyorum bölüm. Aklıma bir şey gelmiyor.
'Ama benim giyecek hiçbir şeyim yok ya!' diye bağırıyordum. Tüm dolabı karıştırmıştım ama kendime Paris'de giymek için kıyafet bulamıyordum. Adım seslerinden kocamın geldiğini anlamıştım.
Ellerini belime yerleştirip benimle beraber kıyafet yığınına baktı.
'Evet karıcım, gerçekten hiç kıyafetin yokmuş.' dedi, hızlıca kafamı salladım. Mert gülerek konuşmaya başladı.
'Hazırlanın, alışverişe gidelim o zaman.' dediği an Mert'e yüzümü dönüp dudaklarına yapıştım. Alışveriş yapmayalı baya olmuştu.
'Sen hep böyle öpeceksen biz hep alışverişe gidelim hayatım.' dedi, kaşlarımı çatarak ona baktım.
'Sanki hiç öpmüyorum ya.' dedim ve dik dik bakmaya başladım. Gülerek konuşmaya başladı,
'Tamam hanım abla ne kızıyorsun. Giyin hadi, ben küçük hanımefendiyi hazırlıyayım.' dedi ve odadan çıktı. Bol pantalon ve üzerime askılı badi giyip saçlarımı saldım. Halka küpelerimi takıp odadan çıktım.
Hilal babasının kucağında kahkaha atıyordu, Mert sırıtarak onu izliyordu.
'Hayırdır?' dedim gülerek. Mert Hilal'i bana çevirdi ve parmağını biraz Hilal'in göbeğine sürttüğü an Hilal kahkaha atmaya başladı.
Tiki vardı kızımın.
Benimle aynı yerde.
'Tikini keşfettim. Aynı sen.' dedi Mert ve gülerek evden çıktık. Arabaya indiğimizde Hilal'i bebek koltuğuna oturtup öne geçtim. Çok geçmeden alışveriş merkezine gelmiştik.
'Bebek arabasını çıkaralım.' dedim ve arabadan indim. Kocamda benimle bir indi ve Hilal'i kucağına aldı.
'Arabasına gerek yok karıcım. Babasının kucağında kalsın.' dedi Mert ve Hilal'in yanağına sesli bir öpücük kondurdu. Hilal ise bu duruma karşı küçük kollarını babasının boynuna koydu.
Ben neyim burada?
Mert ile el ele tutuşup alışveriş merkezine giriş yapmıştık. Ara sıra mağazalara göz gezdiriyorduk ki adımı seslenmeleri ile arkamı döndüm, benimle beraber Mert'de.
Ege ve Buse beraber bana- bize- sesleniyorlardı.
Nerden çıktınız siz beynini peynir ekmek ile yedirdiklerim.
'Aa Gamze!' diye seslendi Buse, Mert ile beraber arkamızı döndük. Buse ile Ege el ele yanımıza yürümeye başladılar.
'Bu kadar iğrençlik olamaz.' diye fısıldadı kocam. Adam haklı, dağılın.
'Nasılsınız? EVlilik nasıl gidiyor?' dedi, bir dur be kızım sana da Allah belanı versin.
'İyiyiz Buse, evliliğimizde gayet güzel gidiyor.' diye yanıtladım. Buse'nin bakışları Hilal'e kaydı, Hilal çatık kaşları ile Buse'ye bakıyordu.
'Para yetmedi de bebek bakıcılığı mı yapma kararı mı aldın?' dedi, ama ben seni yolarım.
'Hayır, kızımız Hilal Eflal. Annecim bak bu da öcü, yani anne ile babayı dinlemezsen böyle öcüler çıkar karşına. İy yani bu.' dedim, sırıtarak.
Hilal bu dediğim ile kahkaha attı. Mert ise gülmemek için dilini ısırıyordu. Buse'ye baktığım zaman sinirden kırmızıya döndü, Ege ise Buse'ye bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEBEĞİM / Yarı Texting
Teen Fiction0532: Gelecekteki karın, olacak çocuklarının anası Gamze ben :) Asker'im: Ne ara amk, nerden gördün de buldun beni. Ben 1 yıldır görevdeyim. 0532: Babam canım, aynı lojmandayız yanii Asker'im: Ya sabır kızım işine git bak şimdi komutandan azar yiyec...