9

24.9K 732 68
                                    

Ardından içeri geçtik. 'Mert oğlum kal bugün burada, yarın işler yokmuş. Ben yokum evde ama siz Gamze ile kalırsınız değil mi? Yalnız kalıyor zaten her gün.' Diye lafa girdi babam.

Evet her Allah'ın günü evde tek kalıyordum. Ve Mert'in evde kalması çok iyi olurdu.

'Size zahmet vermiyeyim komutanım.' Diye lafa girdi Mert. Hayır kalsan ne zahmeti salak, benim işime gelir yani.

'Yok oğlum ne zahmeti, kalacaksan kal. Burası seninde evin sayılır.' Dediğine göre babam. Evet damat adayı Mert'e ömür boyu mutluluklar diliyorum.

'Tamam komutanım, o zaman ben eve gidip bir kaç eşyamı alayım.' Dedi Mert. Yani ben ona verirdim babamınkileri ama neyse.

'Tamam oğlum, kızım geçir Mert'i. Ben çalışma odasındayım.' Dedi babam ve yukarı çıktı.

'On dakikaya gelirim.' Dedi Sarı ve evden çıktı. Ben o anın mutluluğu ile hızlıca yemekleri topladım. Tam salona geçecek iken kapı çaldı.

Mert sırtında bir sırt çantası ile kapıda duruyordu. Gülümsedim ve içeri geçti.

'Gel sana odanı göstereyim.' Dedim ve odama çıkıp, odamın yanındaki misafir odasını gösterdim.

'Sağol güzelim.' Dedi ve odaya girdi. Ben ise odama geçip pijamalarımı giydim ve yatakta yerimi alıp tavanda hayaller kurmaya başladım.

Ben hayallerimde Mert ile evli, mutlu ve çocukluydum. Böyle gezen iki tane kozlar, ben mutfakta akşam yemeği hazırlıyorum. Sonra kapı çalıyor, açıyorum Mert elinde çikolatalar ile gelmiş. Tabi bizim veletler baba diye üstüne atlıyor. Sonra Mert onları kucağına alıyor beni yanağımdan öpüyor. Sonra ben mutfakta yemeğe devam ederken arkamdan sarılıp 'nasılmış benim karım' diyor.

Ah ah bunlar anca hayal derken, kapım çaldı. UMARIM BU DÜŞÜNCELERİMİ SEBEPLİ YERE BÖLMÜŞLERDİR. 'Gel'diye seslendim ve kapıdan içeri giren kişi Mert oldu.

Saçı başı dağılmış, yatakta tepindiği belli. Yatağa doğru ilerledi ve baş ucunda durdu.

'Uyuyamıyorum, seninle yatsam olur mı?' Diye sordu o değişik ses ile. Gözleri şişti, herhalde bir saat uyumuş sonra uyanmıştı.

Yorganın ucunu tuttum ve kaldırdım. Mert hemen yanıma uzandı, iki ellerini belime sardı ve kafasını boynuma gömdü. Ben ise ona döndüm ve saçları ile oynamaya başladım.

Yanağını okşadım, yeni çıkmaya başlayan sakallarını okşadım. Onu hayranlık ile izleyerek devam etti saatler.

Mert kafasını boynuma koydu iyice ve bir bacağını üstüme attı. Bu anın bitmemesi için sadece dualar ettim. En son dayanamadım ve kafamı onun saçlarına koydum. Onu koklayarak uykunun kollarına teslim oldum.

'Mert hadi bak yağ yanacak. Bir patates kesmek bu kadar zor olmamalı!' Diye sitem ettim ona.

Sabah Mert o şişen gözleri ile sırıtarak bana bakarken uyandım. Çok tatlıydı, uyandık ve yatakta yarım saat sarılarak durduk. Ardından ben kalktım ve lavaboda işlerimi hallederken, Mert kendi odasına gitmişti.

Mutfağa indim ve kahvaltı hazırlarken, Mert patatesleri doğruyordu.

'Dur bi kızım, hazır işte al.' Dedi ve patateslern olduğu tabağı bana verdi. Patatesler kızarırken ben haşlanmış yumurtaları soyuyordum, Mert ise çay demliyordu.

Kahvaltı yaptıktan sonra sıkıldık ve denize gitme kararı aldık. Evet Nisan ayının ortasında deniz, çünkü biz ikimiz birbirimizden salağız.

Mert eve gidip hazırlanırken, ben ise bikinimi giydim ve babama denize gittiğimize dahir bir mesaj attım.

Asker'im: Kapının önündeyim güzellik

Şebeğim: geldim yakışıklı

Dedm ve aşağı inip evden çıktım. Mert jipte beni bekliyordu. Arabaya bindim ve yola çıktık.

'Yakın bi markette durup bir şeyler alalım.' Dedi ve başımı salladım. Namı değer BİM'e girdik ve bir kaç yiyecek aldık.

Geldiğimiz sahilde sadece biz ve bir kaç kişi vardı. Havlularımızı serdik, ve ben üstümü çıkardım.

'YUH kızım giymeseydin bir şey!' Diye sitem etti Mert. Ona bakıp güldüm ve şezlongta yerimi aldım.

'Allah'ım nolur bugün beni katil yapma. Valla hiç katil olacak havada değilim.' Diye söylendi bana bakarak, sadece öpücük attım.

Mert üstünü çıkarınca o kasları, baklavaları, pazıları ortaya çıktı.

'Hepsi senin mi?' Diye sordum abaza dayılar gibi. Güldü ve kafa salladı.

'Kalk girelim denize.' Diye onu çekiştirdim ve kahkaha atarak ayağa kalktı. Bir anda ikimizide kendimizi suda bulduk.

Tam yüzecek iken beni kendine çekti ve bacaklarımı onun beline sardım, kollarımı ise boynuna. Elleri ile kalçamdan destek alıp daha düzgün durmamı sağladı. Su ikimizinde ğöğüsüne geliyordu.

'Sana çok bağlandım,' diye fısıldadı kafası omzumdayken, öpücük bıraktı omzuma ve devam etti.
'Senden bir metre bile uzak durmak istemiyorum. Bu lojmana ilk taşındığımda, sen babanın yanına gidiyordum. O gün seni gördüm, çok hoştun uzun bir süre gözlerimi alamadım. Sonra bir kaç asker fark etmiş ki gelip bana sevdiği biri var dedi. O günden sonra imkansızım oldun, tabi bana attığın o mesaja kadar. Belki uzun zamandır bunu benden duymak istiyorsun ama, seni seviyorum. Sana aşık oldum ben.' Dedi ve ger çekilip yüzüme baktı.

Ben sadece olayı idrak edememiş bir şekilde ona bakıyordum. 'Sen ciddi misin?' Döküldü sadece dudaklarımdan.

Gülerek başını salladı 'asker ciddiliğindeyim şuan' dedi ve güldüm.

'Benimle, yani bu huysuz, sarı komutan ile çıkar mısınız komutanımın kızı?'diye sorunca kendimi tutamadım ve gözümden yaşlar süzüldü.

'Hıhı, evet yani evet işte.' Dedim ve ona iyice yapışarak sarıldım. O ise omzuma öpücükler bırakıyordu.

'Seni seviyorum komutanın kızı.'
'Seni seviyorum sarı komutanım.' Dedim ve dudaklarımız buluştu. Ayların özlemi ile öpüşüyorduk, sadece özlemle değil. Şefkat ile, sevgi ile ve en önemlisi aşk ile.

———————————

ŞEBEĞİM / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin