49

10.3K 308 60
                                    

Sizce Gamze ve Mert'i anlatan bir şarkı var mı? Varsa yazarsanız sevinirim.

Benim aklımda olan şarkı : Aqtaii- Herkesim gibi geliyor.

Bölüme geçelim.

-------------

'Bugün çok dolu geçecek bebeğim. İyi kahvaltı yap.' dedi Mert ve tabağıma her kahvaltılıktan koydu.

'Yiyemem ben bu kadarı ama.'

'Yenilecek o karıcım. Bak daha odaya çıkıp hazırlanacağız, vaktimiz yok. Seri.' dedi ve kendi kahvaltısına döndü.

'Hadi çıkalım.' dedi Mert ve el ele tutuşarak odadan çıktık. Kahvaltı sonrası odaya çıkıp mayolarımızı giymiştik, üzerimize günlük kıyafet çekerek odadan çıktık.

Lobide inip açık araba otoparkına yürümeye başladık. Mert hiç bir şey demiyordu, bende üstelemiyordum.

'Arabaya binin bakalım.' dedi ve ön kapıyı açtı. Yanağını öperek bindim ve çok geçmeden yola çıktık.

Radyoyu çalıştırdığımda Herkesim şarkısı çalmaya başladı. Nedenini bilmediğim bir şekilde bu şarkı bana bizi anımsatıyordu. Özellikle o 'nefesim daralıyor ondan bir gün ayrı kalsam.' cümlesi bana Mert'in göreve gittiği ve ondan haber alamadığım zamanları hatırlatıyordu.

'Geldik, inelim hadi.' dedi, baktığımda normal bir sahile gelmiştik.

'Gideceğimiz yere araba çıkmıyor. Oraya giden dolmuşa bineceğiz.' dedi ve beraber bir sürü dolmuşun olduğu yere geçip dolmak üzere olan arabaya bindik.

'Yarım saat yol var hayatım.'

'Uyuyim mi?'

'Uyu, ama varmadan on dakika önce uyandırırım.' dedi, kafamı salladım. Başımı omzuna koyacakken şekil değiştirdik.

Ben vücudumu cama döndürmüştüm ve kafam tam Mert'in göğüsüne geliyordu.

Saçlarımı okşamaya başladı.

'Uyan güzelim.' diye saçlarımı öpmeye başladığında kendime geldim.

'Mert bizim dağda ne işimiz var?' dedim, dağa çıkmıştık.

'Paraşüt atlama yapacağız. Tüm günümüz böyle aktiviteler ile dolacak.' dediği an gözlerimi üzerine diktim.

'Şaka.'

'Değil.'

'Şaka.'

'Değil kurban olduğum.' dedi ve bana sarıldı.

'Ayrı ayrı mı bineceğiz?'

'Hayır, ben nasıl kullanacağımızı biliyorum. Beraber bineceğiz, ayrılmayacağız.' dedi ve dudaklarını saçıma bastırdı.

'Hadi yapalım!' dedim ve paraşütlerin olduğu yere yürüdüm. Mert adam ile bir şeyler konuştu ve bir adam gelip bizi paraşüte bağlayacak şeyler takmaya başladı.

En son Mert'in sırtına çanta gibi bir şey taktılar ve atlama yapılacak yere yürüdük. Mert arkamdaydı, sırtım onun göğüsündeydi.

'Hazır mısın sevgilim?'

'Hazırım.'

'Üç deyince koşuyoruz.' dedi,

'Bir,'

'İki,'

'Üç.' dediği an beraber koşup aşağı atladık. Çok garip bir duyguydu, içim dışım bir olmuştu ilk saniyeler. Aşağı yavaş düşüyorduk ve bu anın tadını çıkarmamıza yardımcı oluyordu.

ŞEBEĞİM / Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin