Eva;
Karşımda durmuş bana bakan Adam'a onun kadar ölümcül bakışlar atıyordum. Mr. Brown bağırıp çağırmayı bitirmiyordu.
''Kitaplığımın sol tarafı neden alfabetik sırayla sağ tarafı neden basım yılına göre dizildi?'' en sonunda sorusunu sorup bitirdi. Derin bir nefes alıp Mr. Brown'a döndüm. Ağzımı açtığımda Adam benden önce davrandı.
''Sağ tarafı ben dizdim. Sol tarafı Eva... Sormayı unutmuşum nasıl dizeceğimizi sormayı.'' Dediğinde ona baktım. Mr. Brown ona zindan edecekti hastaneyi. Psikiyatırdı, bizden daha çok hastanede bulunuyordu.
''Mr. Brown, küçük bir anlaşma...''
''Şii...'' İşaret parmağını bana doğru tutup susturdu. ''Sen neden buradasın?''
''Eva'ya yardım etmek için.'' Adam sakince cevaplıyordu.
''Eva mı çağırdı seni?''
''Hayır, ben kendim geldim.''
''Güzel şimdi dışarı çık.'' Mr. Brown Adam'a sinirle baktı. Adam yerinden kımıldamadı. Şaka yaptığını mı snaıyordu. ''Dışarı!'' Mr. Brown bağırdığında istemeyerek yerinden kalktı. Bana kısa bir süreliğine bakıp gitmek için hamle yapınca Mr. Brown durdurdu. ''Dur. Senin hatanı Eva'ya düzelttirmeyeceğim. Hatanı düzelt...'' sonra bana döndü. ''İyi iş çıkardın.'' Mr. Brown daha fazla söz söylemeden odasından çıktı. Ben de peşinden hızla kalktım. Allah'a şükür bunu da atlatmıştım. Mr. Brown öldürene kadar bırakmazdı insanı. Daha bir adım atmıştım ki Adam'ın sesiyle durdum.
''Yardım etmeyecek misin?'' dediğinde suratım gerildi. Ona döndüm.
''Ne için?''
''Bunlar için...'' eliyle kitapları gösterdi.
''Kendi hatanı düzelteceksin yardım etme ihtiyacı duymuyorum.'' Dedim.
''Ben sana yardım ettim.''
''Ben söylemedim.'' Çantamın sapına daha sıkı yapıştım. Bir kelime daha etmesine izin vermeden odadan çıktım. Hayatımda bu kadar arsız bir insanla karşılaşmamıştım. Arsızlık az kalırdı. Psikolojik bir sorunu vardı. Koridorda ilerlerken tekrar o büyük kapı açıldı yaşlı profesör odasından koşarak Melisa çıkıyordu. Arkasından uçan kitap koridora çıktı oradan duvara çarpıp yere düştü.
''Hocam vallaha isteyerek yapmadım!'' Melisa kitabı eline alıp içeri koştu ama girmesiyle çıkması bir oldu. Tekrar bir kitap fırlatıldı arkasından. Yaşlı profesörün sesi koridorda yankılandı. Söyledikleri karşısında yüzümü ekşittim. Melisa ne yaptıysa bu kelimeler önemli bir şey yaptığını gösteriyordu.
''Anladım, hocam. Ben çıkayım o zaman.'' Melisa mırıldanarak kapıyı arkasından kapattı. Beni görmeyi beklemiyordu, bana döndüğünde korkuyla yerinde sıçradı.
''Yine ne yaptın?'' sırıtarak arkadaşıma baktım. Melisa elinde ikiye ayrılmış ve üzerinde kocaman kahve lekesi olan kitabı gösterdi. ''Hak ettiğin bir şey yapmışsın.''
''Kitaptan dünyada dört nüsha var. Ben birini parçalayıp üstüne kahve döktüm.'' Derken elindeki kitaba acıyarak bakıyordu.
''Nasıl yaptın?'' şaşkınca yanına gidip kitabı elime aldım. ''Dur söyleme kaldırabileceğimi sanmıyorum.''
''Tez çalışmam için vermişti Bay Evans, bir daha bana kitap vermeyecek...'' ağlamak üzereydi. Kolunu tutup ona baktım. Kitabın yarısını alıp önüne baktım.
''Bu kitap...''Durup emin olmak için tekrar okudum. ''İki nüshası Mr. Brown'da var.'' Dedim. Melisa'nın bakışları parladı.
''Mr. Brown kirli işlere mi girişmiş!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva; Gelecek Umuttur
Romance29 Ocak 2015-28 Mayıs 2016 Amerika, Avusturalya, Türkiye, İngiltere,Filistin, Suriye.... Ülkelerin değişmesi hiçbir anlam ifade etmiyor. Birbirini tanımamaları da.... Habersiz oldukları yaşamları yıllar önce bir kez birleşmişti. Sırada gelecekteki y...