Athan;
Kaskımı elimde çevirdim. Arabaya binen arkadaşlarımı izliyordum. Richie her zamanki kontrolcü tavrıyla sürücüydü. William ön koltuğa oturmak isteyince Lou engel oldu. Hafifçe sırıttım. Bunlar özleyeceğim arkadaşlıklardı. Buralardan gitmek düşündüğümden zor olacaktı.
''Onları seviyorsun.'' yanımdan gelen sesle kaskı döndürmeyi bıraktım. Ashle'ye baktım.
''Evet.'' demekle yetindim. Kısa olan cevabımı ona bakarak devam ettirdim. ''Seni de arkadaşım olarak onlar kadar seviyorum.''
''Ah...'' bu hayal kırıklığı dolu bir iç çekişti. Daha çok bana bağlanmadan bu kadarıyla kurtulmak güzeldi. ''Gözlerinde başkası vardı zaten, Aabha mı?''
''Ne? Hayır.'' sorusuyla şaşkınlığa dönüşmüştü ifadem. Ashle bakışlarını kaçırdı.
''Rosalinda mı?'' bu sorusu şaşkınlığımı o kadar arttırdı ki cevap bile veremedim.
''Ashle gidiyoruz.'' Lou ön koltukta oturmuş camdan dışarı bağırıyordu.
''Geliyorum.'' derken son kez bana baktı ve tek kelime etmeden arabaya ilerledi. Arka koltuktaki William'ın yanına oturdu.
''Görüşürüz yarın Athan. Sakın geç kalma nöbette William'a eşlik edersin.'' Richie, Lou'nun açık olan camından bana bağırırken hala şoktaydım. Cevap veremedim. Arabanın içinden benim yerime William'ın sesi yükseldi.
''Ben nöbetçi değilim ki...'' Richie onun sesini arabayı sürerek uzaklaştırdı. Arkasından bakakaldım. Kaskım elimden düşene kadar. O sesle irkildim. Rosalinda'yı sevmek? Birini sevmek?
''İnsanlara çok yanlış mesajlar veriyorsun Athan.'' diye mırıldandım. Rosalinda güzel bir kadındı ama onu sevmek tablodaki güzel bir kadını sevmek gibiydi. Ruhsuzdu. Eğlenceliydi ama katlanılmazdı. Kibirliydi. O birini sevemezdi. O Rosalindaydı. Sadece oturup izlenilecek kadar güzel bir kadındı sevilecek değil. O an fark ettim ki Rosalinda'yla bu kadar iyi -Kavga etmediğimiz zamanlarda ve yıllarca beni gelip görmesinin açıklaması bu olmalıydı- anlaşmamızın açıklaması bu olmalıydı. Ben ona hiçbir zaman Rosalinda olmasının dışında bakmamıştım. Onunla muhatap olan insanlar onun ourasına karşı koyamazdı. Bunu kullanmayı severdi. Rosalinda tam bir Yahudi'ydi. Her bulduğu fırsatı değerlendiriyordu. Kendi cazibesi de dahil.
''Athan!'' Uzaktan gelen sesle arkamı döndüğümde halam bana bağırıyordu. ''Her şey yolunda mı?'' sorusuyla olumlu anlamda kafamı salladım. Yere düşen kaskımı alıp ona ve yanında bana değil yola bakan babama el salladım. Kaskı takıp motorumla arkadaşlarımın arabasının peşine düştüm.
----
Apartmanın önüne geldiğimde otoparkta arabamın yanında Rolls-Royce vardı. Kaskımı çıkarırken alayla güldüm. Rosalinda her yerden çıkıyordu. Hızla apartmana girerken asansör yerine merdivene yöneldim. Hızla merdivenleri üçer üçer çıkıyordum. Burada ne işi vardı!? Onun dışında Rolls-Royce kullanacak kadar zengin yoktu bu apartmanda. Tabi arabanın üzerindeki küçük kendi amblemleri onun olduğunu anlamamı yetmişti. Kapımın önüne geldiğimde nefes nefese kalmıştım. Kapıyı açıp içeri girdim. Ayakkabılarımı çıkarmak için hamle yaptığımda yerdeki topuklu ayakkabılarla Rosalinda'nın içeride olduğunda hiç şüphem kalmamıştı.
''En azından ayakkabılarını çıkarmayı öğrendi.'' Kaskı çiçeklerimin yanına bırakıp oturma odasına girdim. Rosalinda evet beklediğim kişi ama bekleme şekli...
''Hoş geldin.'' Rosalinda gözleri kapalı amuda kalkmış duvardan destek alır vaziyette salonumda yoga yapıyordu.
''Ev benim. Sen hoş geldin.'' dedim. Ceketimi çıkarıp koltuğa attım. Oturdum. Tam karşısına. Bu sefer geliş sebebi neydi acaba. Derin bir nefes aldım. Rosalinda duruşunu hiç bozmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva; Gelecek Umuttur
Romance29 Ocak 2015-28 Mayıs 2016 Amerika, Avusturalya, Türkiye, İngiltere,Filistin, Suriye.... Ülkelerin değişmesi hiçbir anlam ifade etmiyor. Birbirini tanımamaları da.... Habersiz oldukları yaşamları yıllar önce bir kez birleşmişti. Sırada gelecekteki y...