Athan;Kapıdan en son ben çıktım. Ashle'ye dönüp son kez baktım. İyi olduğundan emin olmak istiyordum. Baştan aşağı dikkatlice süzdüm. Elbette tam olarak iyi gözüksede tek kalabilecek gibi duruyordu.
"Athan..." bakışlarımı suratına çevirdiğimde ciddi olup olmadığımı sorguluyordu. Yakalanmıştım. Yakalanmakta istemiştim. İyi hissetmiyorsa söyleme şansı olurdu. "İyiyim. Siz beni taburcu ettiniz. Lütfen, artık yalnız kalmak istiyorum." derken yalvarıyordu. Gülümsedim.
"Tamam. İyi hissetmediğinde..."
"Arayacağım. Söz." dedikten sonra gülümseyip kapıyı kapattı. Ah onu anlayabiliyordum. Yalnız kalıp kişisel alanında vakit geçirmek istiyordu. Günlerdir hastanede bunları yapamıyordu. Hastane... O ortama bir kez girdiğinizde özel hayatınız anlaşmalı olarak elinizden alınıyordu. Arkamı döndüğümde merdivenlerde dikelen Stephan ile karşılaştım. Çıkmadığı üç merdiveni çıkıp tam karşıma geldi. İçerideki eğlenceli insan ifadesinden farklı bir ifadesi vardı. Şimdi tanışsaydım, CEO derdim.
"Rosalinda, gittiğine göre konuşabiliriz." dediğinde hiç düşünmeden yanından geçtim. Kendi dairemin kapısına ilerledim. Kapımı açıp ona döndüm.
"Bitki çayı içerken, bunu konuşmak isterim..." ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım. İçeri girdim. Ayakkabılarımı yerlerine yerleştirirken Stephan'ı uyarmadığım aklıma geldi. "Ayakkabılarla olmaz." diyecekken onun çoktan ayakkabısız şekilde içeri girdiğini farkettim.
"Eva, gerçek bir Müslümanın temiz olması gerektiğini ve bunuda belli edebilmesi gerek derdi. Temizsin dostum..." elini omzuma vurdu. Sonra neşeli ifadesini takındı. "Eva nefret eder, eve ayakkabı ile girmekten." dedikten sonra bana sormadan içeri ilerledi.
"Neden hep Eva'dan bahsediyorsun?" sorusunu peşinden yönelttim.
''İstediğin bu değil mi?'' soruma soruyla karşılık verdi. Odanın kapısında öylece dikelip ona baktım. ''Sende onu bir kez gördün. Etkilendin.'' gülerek koltuğa attı kendini. ''Zenginlerin böyle etkileri vardır.''
''Saçmalıyorsun!'' çıkışım biraz sertti. Bu onu daha çok keyiflendirdi.
''Demek görmekle yetinmedin. Tanıştın...'' yavaşça ayağa kalktı. O İngiliz kokan kendine özgü özgüveniyle tam karşımda durdu. ''Bu daha kötü. Bunun etkisi daha büyük olur.''
''Sadece saçmalıyorsun.'' fısıltımla güldü.
''Biseksüel olma ihtimalin var mı? Eva ile bu kadar ilgilenirken gay olma ihtimalini düşünemiyorum.'' şimdi bardağı taşırmıştı.
''Cinsel tercihler üzerine mi konuşacağız?'' dedim. Omzuna çarparak yanından geçtim. Kendimi en sevdiğim ikili koltuğuma attım. ''Bitki çayım kalmamış.''
''Ah, sohbetimizin bu kadar kısa süreceğini düşünmemiştim. Rosalinda'ya ne yaptığını merak ediyorum. Sonuçta...'' Tam karşıma yerdeki minderin üzerine oturdu. ''Sana cephe almış.''
''Fark ettin.'' bu cümleyi istemsizce söylemiştim. Söylemek istememiştim. Rosalinda'nın bana tavrını birisi anlamıştı. Ben o kişiyi bulmuşken kaçıramazdım. Hızlı bir fikir değişikliği olduğunu biliyordum.
''Elbette ki. Bu geceki tüm kartlarını sana oynadı. Sebebini öğrenmem lazım?'' şimdi ciddileşmişti. Karşımda gerçek bir CEO'nun oturduğunu söyleyebilirdim.
''Bilmiyorum. Sürekli ortaya çıkıp dururdu. O yüzden evime geldiğimde ve onu oturma odasında oturmuş vaziyette bulunca şaşırmadım ama... Bana gardını aldığında şaşırdım. Sebebini bilmiyorum...'' dedikten sonra bazı şeyler saçma gelmişti. ''Bunun sebebi neden seni ilgilendiriyor.'' o saçma gelen şeyi sesli söyledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva; Gelecek Umuttur
Romance29 Ocak 2015-28 Mayıs 2016 Amerika, Avusturalya, Türkiye, İngiltere,Filistin, Suriye.... Ülkelerin değişmesi hiçbir anlam ifade etmiyor. Birbirini tanımamaları da.... Habersiz oldukları yaşamları yıllar önce bir kez birleşmişti. Sırada gelecekteki y...