Yeni başlanmış bir hikaye ve desteklerinizi unutmayın. Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum...
İnstagram; Eva_Wattpad
Atkı bulmak için evin içinde durmadan koşuyordum. Saçma şekilde hiçbir yere elimi sürmüyor sadece koşuyordum. Salondan ders çalışan Melisa'nın hiç durmayan sesi benim telaşımla karışınca ortaya komik bir tablo çıkmıştı. Yukarı kata koşmak için merdivene geldiğimde suratıma atılan yumuşak şeyle görüş açım kapandı. Sıratımdan o yumuşak şeyi çekince sevinçle çığlık atıp atkıya sarıldım.
''Yeter! Burada uyumaya çalışıyorum. Al şu atkıyıda git artık.'' Hira birbirine girmiş sarı saçları ile bana homurdanıp odasına geri yürürken merdivenin başından üst kata bakıp onu izledim. Onun asistanı olduğu bir hocası yoktu. Vardı ama yoktu. Bu Bay Leo için kullandığımız tabirdi. Sadece baş belası üçüzlerine bakılacağı zaman Hira'yı çağırırdı. Hira'nın asistanlığı bu kadardı. Ben ise... Makale yazılacak koş Eva! Yeni kitap yazıyorum koş Eva! Konferans var koş Eva! Kongreye katılacağım koş Eva! Bugün derse gelemeyeceğim derse gir Eva! Eva, Eva, Eva! Mr. Brown asla beyin gücü gerektiren işleri dışında işlerini yapmazdı.
Atkımı boynuma dolayıp sokak kapısına ilerlerken Melisa durdurdu bu sefer.
''Başörtünü düzelt!''
''Şimdi çıkıp uyuyacağım!'' en sonunda bağırdığımda Melisa umursamazca arkasını dönüp çalışmasına geri döndü. ''Beni taktığın için teşekkür ederim canım arkadaşım!'' diye söylenip boy aynasının karşısına geçtim. O kadar çok koşturmuştum ki örtü kaymıştı.
''Bu gürültüde uyuyamıyorsun...'' Hira paytak ve somurtkan ifadesi ile salona girdi. ''Ve ben seni taktım.''
''Gerçek dost dediğin böyle olur.'' Hira'nın peşinden bağırıp karşılık verdim. Koşarak evden çıktım. Saate bakmak için kolumu kaldırırken yan evden çıkan arkadaş grubuna baktım. Okulun en ezikleri ve en popüleri olmayı başarmış tuhaf insancıklar. Onlara böyle diyen tek kişi bendim. Melisa ve diğer herkese göre mükemmel insanlardı. Umursamadan saate odaklanınca geç kaldığımı gördüm. Mr. Brown tüm öz geçmişimi elime verip beni gömecekti. Yıllar sonra kemiklerim bulunduğunda elimdeki öz geçmişte sadece Mr. Brown'un hakaretleri olacaktı. Hiç düşünmeden tekrar koşmaya başladım ama yetişemezdim. Yedek evlere atılmış biriydim, evin mutfağını yakınca geçen yıl kampüsün yarım saat uzağındaki yedek evlere sürülmüştüm.
''Eva!'' adımı duymamla yavaşladım ve durdum. Omzumun üstünden dönüp baktığımda Pier denen kızla göz göze geldim. İstemeyerekte olsa vücudumu ona doğru döndüm. Vakit nakitti. Zaten geç kalmıştım.
''Efendim?'' dedim. Rol yapma yeteneği Allah'ın bana verdiği en güzel özellikti. Yavaşça gülümsedim.
''Ben Pier yan evde ki komşunuzum, bu arkadaşım Danny...'' eliyle önde duran arabanın sürücü koltuğundaki adamı gösterdi. ''O Samuel...'' arka koltukta oturmuş umursamazca telefonla oynayan çocuğu gösterdi. ''Ve o da Adam.'' Dediğinde arkada üstü açık arabada oturan adamı gösterdi.
''Sonuç?'' dediğimde kızın suratı aniden ifade değiştirdi. Biraz fazla kaba olduğumu fark ettim. ''Yani ben sizi tanıyorum. Diğer tüm okul gibi tanışma kısmı saçma oldu.'' Dediğimde kahkaha attı. Kahkahası çok hoştu. Pier çok hoş bir kızdı. Benim kadar uzun, harika fiziği, sarı saçları, kahverengi gözleri ile güzeldi.
''Haklısın, ilk defa konuşunca böyle bir başlangıç düşündüm... Geç kaldığını görüyorum. Büyük, üniversitenin orjinal kızı Eva'yı okula bırakmak için talibiz.'' Dediğinde kibarca güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva; Gelecek Umuttur
Romance29 Ocak 2015-28 Mayıs 2016 Amerika, Avusturalya, Türkiye, İngiltere,Filistin, Suriye.... Ülkelerin değişmesi hiçbir anlam ifade etmiyor. Birbirini tanımamaları da.... Habersiz oldukları yaşamları yıllar önce bir kez birleşmişti. Sırada gelecekteki y...