28. Bölüm

9.8K 577 54
                                    

İyi okumalar.

Athan;

Hepimizin keyfi kaçmıştı. Hepimiz sadece Ashle, ben, William ve Richie olarak görünüyordu. Rosalinda gelmiş ve Lou'yu alıp götürmüştü. Eğlence anlayışımızı mahvetmişti. Camın önüne yerleşmiş elimdeki fincanın ağız kısmında parmağımı dolandırıyordum. Yüzüklerim bazen fincana çarpıp ses çıkarıyordu. 

Tekli koltuğumun kenarında bir gölge hissedince düşüncelerimden sıyrıldım. Kafamı çevirdiğimde Ashle koltuğun kenarına oturmuştu. Fincanını göstererek bir yudum aldı içeceğinden. Elini omzuma yerleştirdiğinde önüme döndüm. Camdan dışarı bakmaya devam ettim.

''Rosalinda'ya sinirli misin? Yoksa Rosalinda için endişeli misin?'' sorusuyla derin bir nefes aldım. İçimde verdiğim savaşın ana konusu buydu. Bıkkınlıkla arkama yaslandım. Omuz silktim. Hangisiydi?

''Bilmiyorum.'' dedim. Gerçekten bilmiyordum. 

''O kıza çok benziyor... Ama o değil. Onun kadar korkunç bakmıyor. Onun kadar aurası yok.'' Ashle yüksek sesle düşünüyordu bunu anlamıştım. Düşüncesini bölmek istemedim. Eva'yı görme gibi şansı yoktu. Hiçbirimizin yoktu. Nerede olduğunu dahi bilmiyordum. Bardağımı yere bıraktım.

''Sence hasta olabilir mi?'' dediğimde Ashle'ye baktım. O da susup bana baktı.

''Endişelisin.''  diye mırıldandı. Kendi kahvesini eğilerek yere bıraktı. Doğrulduğunda gözlerimin içine bakıp rahatlatıcı şekilde gülümsedi.

''Hasta olsaydı burada değil hastane de olması gerekti. Endişelenme iyi olduğuna eminim.'' elini yanağıma yerleştirdi. Endişemi gidermek istediğinin farkındaydım ama bu benim için kolay olmazdı. Rosalinda'yı tanıyordum Lou ile muhatab oluyorsa sebebi vardır. En önemlisi ise beni rahatlatmak kolay olmazdı. 

Çalan zille  odadaki herkesin kafası kapıya döndü. Aabha oturduğu yerden hızla kalktı. 

''Ben... Özür dilerim böyle olacağını düşünmedim. Birini davet etmiştim.'' derken odadan çıktı. 

''Sanırım utandı.'' Ashle hızla elini çekip koltuğun kenarından kalktı. Aabha'nın peşinden gitti. Kapının açılma sesini duydum ama başka hiçbir ses yoktu. 

''Oğlum bu da neydi?'' William omzuma vurup görebileceğim bir konuma geçti. Manzaramı kapatıyordu. 

''Ben nereden bilebilirim.''  Bu konuda ciddi olduğumu belli edercesine baktım. 

''O kadınla sen takılıyorsun. Gelip Lou'yu alıp gitti.'' Richie de geldiğinde ışığımda kesilmişti. İki iri yarı adam camın önüne geçip tüm keyfimi kaçırmıştı. Daha cılız arkadaşlar bulmalıydım. Kendi ruh sağlığım için gerekliydi. Görmezlikten gelmek daha kolay olurdu. 

''Tek takılan ben değilmişim.'' dediğimde Richie kaşlarını çattı. Ağzını açıp konuşacakken bakışları karşıya odaklandı. Ağzı konuşma pozisyonundan şaşkınlık pozisyonuna döndü. 

''Ne oldu?'' diyip William'a baktım. O da en az Richie kadar şaşkınca arkamdaki bir noktaya bakıyordu. Merakla döndüğümde şaşırma sırası bendeydi. Aabha ve Ashle konuşarak odanın ortasında duruyorlardı. Arkalarında...

''Bu kadar yakışıklı erkek mi var?'' William'ın sorusuyla gözlerimi kırpıştırdım. 

''Varmış.'' Richie'nin sesi dahi şaşkındı. Odaya giren adam yakışıklıydı. Fazla yakışıklıydı. Aabha ve Ashle konuşmalarını bitirince bize döndüklerinde biz hala yakışıklı adama bakıyorduk. Bunu gördüklerinde ikisi de gülümsedi. Aynı anda kenara çekilip geride duran adamı ön plana çıkardılar. 

Eva; Gelecek UmutturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin