Adam;
Cam kırıkları arasında kafenin içerisine daldım. Biraz önce gördüğüm kazayı sindirmek için vakit dahi bulamamıştım. Bu olamazdı. Bu zorlamanın sonu bu olamazdı. Ben sadece onunla vakit geçirmek istemiştim. Yerde yatan bilinçsiz bedenine eğilirken titriyordum. Ben doktordum. Böyle bir durumun beni etkilemesi normal değildi. Dizlerimin üzerine çökerken batan cam parçaları umurumda değildi. Eva'ya dokunmak için elimi uzattım. Dokunamadım.
''Ambulansı çağırın!'' bağıran kişiye bakışlarımı kaldırdım. Garson Eva'ya bakıyordu. ''Eva! Bu psikoloji bölümünden Eva!'' koşarak telefona sarılırken ben titreyen ellerimle Eva'ya baktım. Ne yapacaktım. Karşımda bilinçsizce yatıyordu. Müdahale etmem gerekiyordu. Turnike gereken bir yarası vardı belki... Yere akan kanı görünce gözlerim kocaman oldu. Hala kımıldayamıyordum. Kapı kapanma sesi duydum.
''Birden önüme atladı, isteyerek yapmadım... Eva! Psikoloji bölümünden Eva...'' sürücü hızla eğilip Eva'ya dokunmak istediğinde benden beklenmeyen bir hareketle eline vurdum.
''Trafik kazası geçirdi! Dokunma yanlış hareket hayatına mal olabilir.''
''Sen... Seni hastanede görmüştüm. Son sınıfdansın bir şey yap o zaman. Kanaması var... Aman Tanrım!'' korkuyla geriye doğru gittiğinde hızla ayağa kalkıp Eva'nın diğer tarafına geçtim.
''Ne old...'' neye tepki verdiğini görmüştüm kocaman bir cam parçası göğüs kafesinin alt bölgesinden yana doğru içeri girmişti. Düşerken hareket etmiş olmalıydı. Kanaması oradan kaynaklanıyordu. Siren seslerini duyduğumda Eva'nın yüzüne baktım. Hiçbir şeyin gölgeleyemediği güzel bir suratı vardı. Hafif çilleri, uzun kirpikleri, düzgün burnu, güzel dudakları vardı. Kaşları kızıldı ve narin şekilde gözlerinin üzerinde kibarca duruyordu. Elmacık kemikleri soğuktan kızarmıştı. Bilinçsizliğini belli edercesine suratı ifadesizdi. Bu ifadesizlik başkaydı. Biliyordum. Ölümün ifadesizliğiydi.
''Kenara...'' Sağlık görevlileri beni kenara iterken biri kolumdan tuttu.
''Adam?'' tanıdık sesin sahibine döndüm. Samuel bana şaşkınca bakıyordu. ''Çağrı kampüsün içinden gelince bende geldim ambulansa atlayıp. Sen iyi misin?'' beni baştan aşağı süzdü. Bu hareketi içimde bir acı uyandırdı. Şuan Eva'nın yerinde olması gereken bendim. ''Eva!'' Samuel beni itip yerde yatan Eva'ya yöneldi. Müdahale etmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. Ben donmuştum. Eva'yı sedyeye alıp çıktıklarında koşarak bende ambulansa bindim.
''Adam, tut şunu.'' Samuel elime aletleri tutuştururken tutmak için sanki dünyanın en büyük çabasını harcıyordum. Tüm bilgilerim kaybolmuştu. En soğuk kanlı öğrenci bendim. Kazalardaki en zorlu vakaları ben alırdım. Şimdi... ''Adam! Adam!'' Samuel elimdekileri sertçe aldı. Eliyle beni bir tık daha itti. ''Yardım etmeyeceksen gelmeseydin. Dar alanda engel oluyorsun.'' sağlık personeli ile çalışıyordu. Birkaç dakika sonra kampüs acil girişine geldiğimizde ambulans kapısını açtığımda karşımda hocalarımı gördüm. Hepsi merakla çağrının kim için geldiğine bakıyordu. Bayan Tess ve Bayan Mahmoud birbirine baktı. O an nefes alamadığımı hissettim ve kendimi hızla dışarı attım. Midem bulanıyordu. Koşarak kenardaki çalıların arasına kustum.
''Eva...''
''Eva...''
''Eva...'' herkes şaşkınlıkla Eva'ya bakıyorlardı. Sanki onunla tanışıyorlarmış gibi ismini tekrarlıyorlardı. Elimi dizlerime yasladım ve kafamı çevirip baktım. Acilden içeri koşarak girmelerini izledim. Tekrar gelen kusma isteğime engel olmadım. Çalıların arasına tekrar kustum. Omzumda hissettiğim elle yavaşça doğruldum.
''İyi misin?'' Pier cebinden çıkardığı mendille ağzımı ve ağzımın çevresini sildi. Merhametle bana bakarken o an içimde bastırdığım tüm duygular gün yüzüne çıktı. Arkadaşıma tüm gücümle sarıldım. Kollarımın arasında kayboldu. Varlığını sırtımı sıvazlayan eliyle hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva; Gelecek Umuttur
Romance29 Ocak 2015-28 Mayıs 2016 Amerika, Avusturalya, Türkiye, İngiltere,Filistin, Suriye.... Ülkelerin değişmesi hiçbir anlam ifade etmiyor. Birbirini tanımamaları da.... Habersiz oldukları yaşamları yıllar önce bir kez birleşmişti. Sırada gelecekteki y...