Athan;
Vizite sırasında bana soru yöneltilmediği sürece konuşmadım. Keyfim yoktu. Richie bunun farkında olduğu için sadece bir kere soru sordu. O soruda 'kapıyı kapatabilir misin?' şeklindeydi. Kendimi toparlamam gerektiğini biliyordum fakat yapamıyordum. Lou ile yaptığım kavga arkadaşlarım ile aramı açmıştı. Lou ile kavga edişimin üzerinden bir hafta geçmişti. Kimseyle selamlaşmak dışında konuşmamıştım. Vizite bittiğinde diğer öğrenciler gibi dönüp gidecekken Richie'nin sesiyle durdum.
''Athan?'' küçük not defterimi kapatıp önlüğümün cebine koydum. Richie'ye döndüm. Yavaşça gülümseyerek kendimce selam verdim.
''Efendim...'' İsmiyle mi seslenmeliydim hocam diye mi seslenmeliydim. Duraksadım. ''Richie.''dedim. Sonuç olarak onun suçu yoktu. Suratına kocaman bir gülüş yerleştirdi. Hayır demek için ağzımı açtım ama vazgeçtim. Lou ile olmadığı nadir zamanlardandı. Richie'de benim arkadaşımdı. Ona da vakit ayırmalıydım.
''Olur.'' derken ona doğru bir adım attım. O da arkasını dönüp bana ayak uydurdu. Sessizce koridorlarda yürürken hasta yakınları ve hastane çalışanlarını geçiyorduk. Kafeteryaya geldiğimizde ben en köşede olan masaya ilerledim. Richie kahveleri almak için büfeye gittiğinde etrafa bakındım. Fazla kalabalık değildi. Tanıdık kimseyi göremiyordum. Sima olarak tanıyordum ama samimi olduğum kimse yoktu.
''Bugün buralar sakin.'' Richie kahve olan tepsiyi masaya bırakırken tam karşıma oturdu. Kendi kahvesini alıp bir yudum içti. Bende kendi kahvemi alıp bir yudum içtim. Bir süre sessizce oturduk. ''Yeterlilik durumunu düşündüm.'' dediğinde ilk o konuşmuştu. Dudağıma götürdüğüm kahve bardağını yudum almadan geri çektim.
''Ciddi misin?'' dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı.
''Yeterli olduğunu düşünmüyorum.'' derken tam gözlerimin içine baktı. Elimdeki bardağı istemsizce sertçe bıraktım.
''Anlamadım? Uzun cümleler kurmak istiyorum ama...''
''Athan...'' cümlemi kesti. Ellerini masanın üstüne koyup birleştirdi. ''Yetenek olarak kendine güvendiğini biliyorum. Bende güveniyorum. Fakat duygusal olarak hazır olduğunu düşünmüyorum. Bu senin yeteneğinin önüne geçecektir. Bu durumun düzeldiğinden emin olmadıkça sana bu fırsatı veremem.'' derken bakışlarını benden kaçırmadı. Ben ise sinirden kıpkırmızı olmuştum. Suratım yanıyordu. Alev almıştım.
''Richie... Richie...'' bir türlü konuşmaya başlayamamıştım. ''Lou ile aramızda olanları arkadaşlığımıza yansıtmayacaktın. Onunla sevgili olduğun halde umursamadım ama sen...''
''Athan!'' bu sefer sözümü yumuşak bir tonla kesmemişti. Bağırdığı için tüm kafeterya bize döndü. Richie bunu fark ettiği için arkasını dönüp bağırdı. ''Herkes kendi işine baksın!'' bu bağırış bakışları üzerimizden aldı. Richie bana döndü. Öne eğildi. En az benim kadar sinirliydi. Masanın ortasına kadar eğilmişti. Dişlerinin arasından tıslayarak konuşmaya başladı. ''Athan, işte seninle benim aramdaki fark bu! Sen olayları dar perspektiften bakabildiğin için karşımda yeterlilik için bana yalvarıyorsun. Lou şuan benimle aynı konumda ama başarılı mı? Yetenek konusunda söylemiyorum! Athan duyguları yeteneğin önüne geçti. Bir hasta ona geldi, o ise reddetti. Başarı ortalaması için değil. İşine duygularını karıştırdı! Athan sen...'' suratını ekşitti. Söyleyeceği şeyden pek hoşlanmayacakmış gibiydi. ''Yeteneğinin önüne hiçbir şeyi geçirmeyeceğini düşünüyordum. Yanılttın. Geçen hafta olanlar...''geri çekilip başka bir yere baktı. Bu tepkisi beklemediğim bir durumdu.
''Richie...''
''Daha bitirmedim...'' bana döndü. Bu sefer sakinliğini korumaya çalıştı. ''Lou ile aranızda olanlar beni ilgilendirmiyor. İkinizde yetişkin insanlarsınız, sen benim arkadaşım o sevgilim ben ikinizi de kaybetmek istemiyorum. O yüzden aranızdaki meseleyi siz bana yansıtmazsanız bende size ayrımcılık yapmam gerekmez.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva; Gelecek Umuttur
Romance29 Ocak 2015-28 Mayıs 2016 Amerika, Avusturalya, Türkiye, İngiltere,Filistin, Suriye.... Ülkelerin değişmesi hiçbir anlam ifade etmiyor. Birbirini tanımamaları da.... Habersiz oldukları yaşamları yıllar önce bir kez birleşmişti. Sırada gelecekteki y...