33. Bölüm

8.4K 720 58
                                    

Eva;


Çenemi avucumun içine dayamış karşı duvarı izliyordum. Bu çekilmez bir hal alıyordu. Duvarı izlemek değildi mesele, susmayan arkadaşlardı. İkisi de sonuna kadar inandıkları fikirleri tartışıyordu. Tartışma konuları bendim.

''Ne var, Adam yakışıklı.'' Melisa'nın sesindeki kabulleniş ve o haklı isyanını yansıtan kibri hissedebiliyordum. Hira iç çekti.

''Eva ile Adam... Olmaz. Bir kez Eva onunla yapamaz. Hem olsa...'' Hira'nın sesi gitgide alçaldı. Çünkü duvara bakan bakışlarım yavaşça ona döndü. Suratına odaklandım. ''Bana öyle bakma.'' Diye fısıldadı. Omuz silkmekle yetindim. Nasıl baktığıma dair fikrim yoktu. Evet, kötü baktığımın farkındaydım o değişen surat ifadesiyle ama isteyerek yaptığım bir şey değildi. ''Kendini ona kaptırma.'' Tekrar fısıldadığında derin bir nefes alıp çenemi avcumun içinden çektim. Bıkkınlıkla ayağa kalktım. Hira ve Melisa sessiz ve şaşkınca beni takip ediyorlardı.

''İnanın artık neye kendimi kaptıracağımı bilmiyorum. Her şey üzerime geliyor.'' Dedim. Onları masada bırakıp ilerlemeye başladım. Dün Adam olayını ayrıntı vermeden kızlara anlatmam ayrıntıları anlatmamam da ne kadar haklı olduğumu gösteriyordu. Olanlar sanki benim suçum benim isteğim doğrultusunda ilerliyor olarak görmeleri canımı sıkıyordu. Adam'ı ben kendime çekmemiştim. Artık bu algılar beni sıkıyordu. Bir erkek hoşlandığında kadına söz hakkı bırakılmıyordu. Sanıyorlar ki kadın kur yaptığında erkek ona dönüp bakıyor, hayır bu büyük bir yalandı. Erkeklerin kendilerine buldukları bir kılıftı. Erkek kadını istemiyorsa istersen önünden çıplak geç dönüp bakmazdı ama...

Çarpma etkisiyle önce düşüncelerim dağıldı sonrasında geriye sendeleyip dengemi kaybettim ve arkamda olan masaya çarptım. Çarpmamla masa sallandı ve üzerindekiler döküldü, ben masanın hemen altında yerde popo üstünde otururken masadan akan içecekler başörtüme damlıyordu. Bunu hissediyordum çünkü içeri giren ıslaklığı hissediyordum. Bıkkınlıkla o kadar sesli dışarı nefes verdim ki durumun üzerimde etkisinin ne olduğu karmaşıklaştı. Olayı umursayıp umursamadığım konusunda kendi fikrim dahi yoktu.

''Eva!'' meraklı bakışların arasından koşarak gelen tanıdık sesle oturduğum yerden kalkmamayı yeğledim. Melisa ilk varan kişiydi yanıma, eğilip bana bakarken gözlerini devirdi. Arkadan Hira geldiğinde ikisi de kalkmama izin yardım ettiler. ''Sen ne yaptığını sanıyorsun! Kaba herif!'' Melisa söylenerek üzerimi düzeltirken boş boş bakınıyordum. Melisa çarpan kişiyi görmek için arkasını döndüğünde sustu. Bu sessizlik normal değildi. ''Ahaha, şey sanırım bir kaza oldu.'' Melisa'nın saçmalaması kendime gelmemi sağladı. Görüşümü kapatan arkadaşımı kenara çektiğimde saçmalamasının arkasındaki sır ortaya çıktı.

''Uhu.'' Dediğimde Melisa şaşkınlıkla bana döndü. Ben ne yaptığımı fark ettiğimde suratıma alevlerin dolduğunu fark ettim.

''Siz...'' Hira, döndüğünde o en az ikimiz kadar şaşkındı.

''Daha önce neden çarpışmadın?'' Melisa kulağıma usulca fısıldadı. Ben ise tüm dişlerimi göstererek gülüyordum.

''Ben, Eva.'' Elimi yavaşça öne uzattım. Karşımda duran Mitolojik Tanrı görünümlü adama baktım. Çok ama çok iyiydi. Yavaşça ve nazikçe elimi sıktı. Elini uygun bir süre tutup geri çekti. Aynı zamanda bilgili.

''Ben, Alan Majid.'' Dediğinde tek kaşımı havaya kaldırdım.

''Alan Majid?'' dediğimde güldü. Yanımda aniden gelen iç çekmesiyle Melisa'nın koluna vurdum.

''Alman bir anne ile Suriye'li bir babanın çocuğu olmak böyle bir isim ortaya çıkarıyor.'' Derken fazla mı sempatikti. Gülüşümü daha da büyüttüm. Elimi bir kez daha uzattım.

Eva; Gelecek UmutturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin