22. Bölüm

8.7K 651 80
                                    

Athan;

''Bunu kimseye söyleyemezsin...'' Ashle'nin gözlerinden ellerimi çektim ve nerede olduğumuzu görmesine izin verdim. Suratındaki ifadeyle güldüm. ''Yanında doktor varken biraz açılman sorun olmaz.''

''Günlerdir beni hastanede boşuna yatırıyordun?'' şakayla omzuma vurdu. Acımış gibi suratımı ekşittim. 

''Seni taburcu etmek gerekecek.'' 

''Bunu sabırsızlıkla bekliyorum.'' derken okyanusa döndü. Uçsuz bucaksız gözüken okyanusa yıldızların ışıkları eklenince ürkütücü görüntü ortaya çıkıyordu. Bu ürkütücü görüntü insanı büyülüyordu. ''Bilseydim kendime daha önceden demir çubuk saplardım. Grip numarası yapmazdım.''

''Anlamadım?'' Yavaşça ona döndüm. Dediğini anlamamıştım. Onu buraya getirmek şuan iyi fikir gibi durmuyordu. Ateşi mi çıkmıştı? Yarasında sorun mu vardı. Kuma oturuşunu izledim.  Ben de kuma oturmadan eğildim. Elimi alnına götürürken elimi havada yakaladı. Beni kuma çekti. 

''İyiyim ben! Sadece... Athan seninle burada yıldızların altında oturmak... Sadece rüyamda görebileceğim bir şeydi. Şimdi...'' Elimi yavaşça serbest bıraktı ve elimi geri çektim. Sırıttım.

''Hiç sormadın.'' dedim. Şaşırma ve anlamama sırası ondaydı.

''Anlamadım.'' dediğinde gülmeme engel olamadım.

''Bana hiç böyle bir şey teklif etmedin. Sadece karşıma tuhaf şekillerde çıktın.'' dediğimde ikimizde güldük.

''Diğer erkekler kadar kolay elde edebileceğim düşüncesi tabuymuş.'' 

''Zor değilim Ashle sadece eski kafalıyım. Sevgiye inanıyorum. Sen bana sorsaydın seni kırmamak için buraya gelirdim. Sana karşı bir şey hissetseydim devam ettirirdim.''

''O zaman bana karşı bir şeyler hissediyorsun...'' dediğinde hızla ona döndüm. Suratıma büyük bir dikkatle bakıyordu. ''Benimle ikince buluşman. Hastanede sabaha kadar odamda oturdun. Şimdi burası.''

''Ah o durum. Ben bir doktor...''

''Hiçbir doktor hastasının odasında sabaha kadar oturup sohbet etmez. Kötü yalancısınız beyefendi.'' gülerek dilini çıkardı. Önüme döndüm.Onunla sohbet etmekten hoşlanmıştım.

''Bana çizimlerini göstereceğini söylemiştin. Sanırım o çizimleri görene kadar peşini bırakmayacağım.'' 

''Çok üzücü asla göremeyeceksin onları.'' Ona tekrar döndüğümde sinsice gülüyordu. Kaşlarımı çattım. O resimleri görmek hakkımdı. ''Şaka...'' eliyle kaşlarımı yukarı kaldırdı. ''Mimar olmak için çok uğraştım. Çizimlerimi sanatsal buluyorlardı. Ben her ikisini de yapabileceğimi göstermek için uğraştım. Bu meslek için mücadele etmem gerekti sonuç Greenwood şirketinde çalışıyorum. Ödüllü mimarların arasında mesleğimi devam ettiriyorum. Zaten orada devam edersem ben de ödüllü mimar olurum.''Derin bir nefes aldı. Geriye yaslanıp sırtını kumlara emanet etti. Ben de aynısını yaptım. Yüzündeki mutluluk inanılmazdı. ''Athan otuz yaşındayım ve on yıl önce öğrenciyken umudumu yitirmişken bu işi aldım. İmkansız bir şey olduğuna inanmıyorum. Greenwood bursunu kazandığımda ise fitillenmişti.''

''Dur bir dakika.'' ona dönerek kolumdan destek alarak yarı doğruldum. ''Greenwood bursuyla mı okudun?''

''Evet. Oxford mezunuyum.'' dediğinde gülerek önüme döndüm ve kafamı kuma yasladım.

''Ben de Greenwood bursuyla okudum. Sadece şaşırdım.''

''Neden? Rockfeller bursu kadar mükemmel. Hatta daha harika. Tüm dünyanın bu burstan yararlanmasını sağlıyorlar.'' Ashle bana bakmak için kafasını çevirdiğinde ben zaten ona bakıyordum. Yakalanmış sayılırdım. Kafamı ve bakışlarımı çevirmedim. ''Sen tanışma balosuna hangi tarihte katıldın?''

Eva; Gelecek UmutturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin