40. Bölüm

8.4K 711 120
                                    

Athan;

Lou kolumdan tutup dışarı atarken beni odasındaki hastası bana bakıyordu. Daha çok çalışmalıydı. O yeni hastalar kabul ediyordu. Rosalinda'nın durumunda bir hastanın hızlı hareket etmesi lazımdı. Ameliyatını neden erteliyordu? Kapıyı suratıma kapatırken bağırdım.

''Bana cevap verene kadar buradan ayrılmayacağım.'' Lou ise önemsemeden kapıyı suratıma kapattı. Kadınlar bu kadar inatçı olmayı nasıl başarıyordu? Sevimli kediler gibilerdi. Güzellerdi sevmek istersin ama içlerindeki vahşi dürtülerin ne yapacağı belli değildi. Lou'nun vahşi dürtüleri ne diyordu da bu ameliyatı yapmıyordu.

''Bakın kimler buradaymış...'' duyduğum tanıdık sesle arkamı döndüğümde Richie bana bakıyordu. Arkasında cerrahi asistanları vardı. Eliyle beni gösterdi. ''Karşınızda nadir bir vaka duruyor. Bu vakalar çok tehlikelidir. Tıpta milyonda bir görülür.'' derken gözlerini benden ayırmıyordu.

''Hocam, bu hastalığın bir ismi var mı?'' asistanlardan birinin sorusuyla Richie tek kaşını kaldırdı.

''Vizite katılmayan cerrahi asistan.'' derken gözlerinde bunu ödeteceğini söyleyen bir ifade vardı. 

''Özür dilerim hocam...'' mırıldanıp hemen arkasına geçtim. Cerrah olmayı seçtiyseniz. Özel hayatınız fazla olamazdı. Ben kısacık zamanıma sıkıştırdığım özel hayatımı konserve kutusu içindeki yemek kadar sıkışmış yaşıyordum. William yavaşça kolumu dürttü. Ona döndüğümde elime bir kağıt verdi.

'Sana çok sinirli.'

Yazan kağıdı okuyunca cevap vermeden cebime buruşturup koydum. Ne yapabilirdim...

Saatler sonra bulduğum ilk fırsatta koşarak Lou'nun yanına gittim. Kapısının önüne geldiğimde kapıyı çalarak cevap beklemeden içeri girmek için hamle yaptığımda kapı kilitliydi. 

''AH.'' sertçe kapı kolunu geri bıraktım. Benden mi kaçmıştı? 

''Bay Stewart, kendisi dinlenme odasında.'' arkamdaki sese döndüğümde hemşire gülerek bana bakıyordu. 

''Teşekkür ederim.'' dedikten sonra koşarak dinlenme odasına ilerledim. Düşünmeden dinlenme odasına daldığımda nefes nefeseydim. Koltukta sırt üstü uzanmış Lou koluyla gözlerini kapatmıştı. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken konuşmadım. 

''Athan bu işe bulaşma.'' Lou'nun sesiyle duruşumu dikleştirdim. Hala aynı pozisyondaydı. Yanımdan odadaki ikimizden başka olan son doktorda geçip gittiğinde nefesimi sonken düzensiz verdim. Su içmek için standa yürüdüm. Karton bardağa sürahiden su doldururken cevap vermedim ona. ''Şimdide susma hakkını mı kullanacaksın.'' cevap vermedim. Yavaşça suyumu içtim. Karton bardağı geri dönüşüme fırlattım.

''Onun ölmesine izin veriyorsun.'' dedim. Sesim istemsizce sinirli çıkmıştı. Bu söylemim duruşunu hiç bozmayan Lou'yu hışımla yerinden kaldırdı. Arkada topladığı saçları gevşemişti, yüzü solmuştu, gözleri söylediğim cümleye sinirle karşılık veriyordu.

''onu öldürüyor muyum?'' koltuktan ayağa kalktı. ''Onun yaşayabildiği kadar uzun yaşamasına izin veriyorum.''

''Öyle mi? Neden onu iyileştirmiyorsun? Önünde onca yıl var belki!'' dediğimde saçlarını tutan tokayı çekip çıkardı. Sinirli ve hızlı şekilde saçlarını topuz yapıp sıkıca bağladı.

''Sen ameliyatın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? O masadan kalmama ihtimali iyileşme ihtimalinden yüksek. Athan sen başarılı bir asistansın bunu  biliyorsun.'' derken sakinlemişti. Ben ise tam tersi iyice sinirlenmiştim. Yumruğumu o kadar sıkıyordum ki avucumun içini delip geçecekti. Sakin olmalıydım. ''Athan!'' Lou'nun bana seslenmesiyle yumruğumu dayanamayıp arkama dönüp yumruğumu standa geçirdiğimde sürahi devrilip yere yuvarlandı. Yer su olurken sürahi kırıldı.

Eva; Gelecek UmutturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin