Alayına Karşı-1 için son kez; Hola bebekler!
Uzun zaman görüşmemenin ardından böyle bir bölümle huzurlarınıza çıktığım için çok ama çok heyecanlıyım.
Nasılsınız, okul nasıl gidiyor?
Bana çok kızgınsınız biliyorum; çok beklettim ama sınav yılım ve her şey düşündüğümden de çok zor ilerliyor.
Çok uzatmayacağım. Bu bölüme şöyle 8-9K rekor yorum bekliyorum. Gerçekten çok ama çok emek verdim ve sizden de karşılığını bekliyorum aşklarım. Lütfen yorum yapmadan geçmeyin.
Keyifli okumalar.
⛓🗝
Alayına Karşı|1.Final
-23'ün laneti-Denizhan'dan...
"İzmir gitme..."
"İzmir gitme..."
"İzmir gitme..."
Başımı arkamdaki duvara vururken her vuruşumda bunu sayıkladım. defalarcasına kez sayıkladım. Sayıklamayı da bırakmadım. Devam ettim. Dua ediyorcasına, yalvarıyorcasına; bilincim kapalı bi halde sayıklamaya devam ettim çünkü, elimden başka bir şey gelmiyordu. Hiçbir şey gelmiyordu...
İzmir gitme...
Bu kadar erken gitme benden, birbirimizin tenindeki izleri duruyorken, kokumuz birbirine karışmışken, en güzel hayallerimizin daha başlangıcındayken... Gitme güzelim, bırakma beni bu kadar kolay.
Söz vermiştim ona, seni çok mutlu edeceğim demiştim. Sikeyim! Verdiğim sözü de tutamamıştım!
Boktan bir adamsın Denizhan Alaf.
Başımı yeniden arkaya duvara yasladım ve kapalı olan gözlerimi aralayıp başımı yan tarafımdaki ameliyathane kapısına çevirdim.
Hiç bir bekleyiş bu denli acı veremezdi. Hiç iyi bir habere muhtaç olmamıştım. Ben çoğu zaman bir şeye de muhtaç olmamıştım. Ama şimdi tıpkı yeni doğan bir bebeğin anne sütüne muhtaç olması gibi muhtaçtım; ondan gelecek herhangi bir iyi habere muhtaçtım.
Gözlerim kenarda kimsenin umursamadığı poşete kaydı. İçinde İzmir'in üzerinden çıkarılan ve benim ona aldığım kanlı elbise vardı ve İzmir'in üzerinden çıkarılan diğer eşyalar...
Yanağımdan akıp giden yaşı hissettim ama umurumda olmadı. Ne akan zamanın, ne etraftaki insanoğlunun birer parçası olan boş bedenler ne de başka bir şey; umurumda olmadı. Umurumun kıyısından köşesinden yakınından dahi geçmedi. Geçemedi. Aklım İzmir'deyken beynim başka bir şeyi tanımlamayı reddediyordu.
"İzmir... bırakma beni. Yalvarıyorum..." derin bir nefes almaya çalıştım ama bir işe yaramadı.
Onsuz aldığım her nefes bana haramdı.
Ben, hep bağırmıştım. Hep konuşmuştum bir şekilde bir şeyleri haykırmıştım ama hep, herkes bana sağır kesilmişti.
Kimse umursamamıştı, kimsenin umurunun yakından dahi geçememiştim.
Bu yüzdendir sahnelerde kendimi rahat hissetmem. Herkes beni dinliyordu, herkes beni tekrar ediyordu.
Bana kulak kapatmalarına alışmıştım. Hissizleşmiş ben de artık onları umursamaz olmuştum ama;
Ama hiç biri, bugünkü kadar canımı yakmamıştı. İzmir'e gitme diye bağırdığımda ve o beni duymadığında mahvolmuştum.
Hoş hâlâ bir farkım yoktu ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alayına Karşı
General Fiction"Unutma fırtınam," Dedi kolumdan tutup beni kendine çekerken. Dengemi kaybedip yere düşmemek için onun omuzlarına tutundum. Denizhan, elini belime yasladı. Başımı kaldırıp onun esen rüzgardan dolayı hareketlenen siyah saçlarına ardından da buz mavis...