Buz gibi bir Şubat akşamından herkese selamlar!
Dedim hava kar kıyamet, dedim yarın okulllar da tatil, dedim neden o zaman bir AK patlatmıyoruz ve işte! Uzun bir süreden sonra AK yeni bölüm karşınızda!
Hem de o çok beklediğiniz kısımla beraber. (Gülme efekti)
Sizi çok oyalamak istemiyorum ama bölüme sınır koydum haberiniz olsun. O yüzden de bol bol satır arası yorum yapmayı ihmal etmeyin ki bölüm de erkenden gelsin!
Keyifli okumalar!
⛓🗝
Alayına Karşı|2.kitap 2.bölüm"Siz kimsiniz?" Dedi yeniden o kaba saba olan erkek sesi.
"Ben İzel Altundağ'ın küçük kızı, İzmir."
Telefonun karşı tarafından bir ses beklediğim sırada cızırtılı sesler duyulmaya başladı. "Sesinizi alamıyorum." Dedim kaşlarımı çatıp cızırtılı sesler devam ederken yutkunup tekrar seslendim. "Alo."
Telefondan o cızırtılı ve rahatsız edici ses gelmeye devam ederken kapının önünden sert ve baskın adım sesleri gelmeye başladı.
Ardından da odanın kapısı bir hayli sert bir şekilde hiç beklemediğim bir anda açıldı.
Kapının böyle bir anda sertçe açılmasıyla beraber telefonu o anlık şokla aniden kulağımdan çekerken bana sertçe bakan babamla göz göze geldik."İzmir," dedi sert ve soğuk sesiyle. Normal sesinden kat ve kat daha da soğuk çıkıyordu sesi. "O elindeki telefon mu senin?" Diye sordu inanamıyor gibi bir hali vardı.
Duraklayıp kısa bir an elimdeki telefona ardından da ona bakmıştım. Bunun cevabı çok da zor olmasa gerekti.
Ciddi miydi? Görüyordu elimde bir telefon olduğunu üstelik, bu onu neden bu kadar sinirlendiriyordu? Bu siniri gerçekten de elimde bir telefon olmasından mıydı?
Ciddi olamazdı.
Yanlış bir şey yapmamıştım. Telefon çalmıştı. Kimse duymuyordu ve ben açmıştım annemin telefonunu. Olay bundan ibaretti. Babamın bu sert ve kaba tepkisi neyeydi peki?
"Korhan," babamın hemen ardından da annem içeriye girdi ve bana bakıp sonra babama korku dolu gözlerle baktı. "Sen dışarıya çık," dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle. "Ben onunla konuşurum.""Alt tarafı telefon?" Dedim kaşlarım çatık bir şekilde onlara bakarken. "Bir aramayı onaylamam, telefonla konuşmam seni neden bu denli öfkelendiriyor baba?" Doğruldum. "Neden kızdın bu kadar?"
"Senin bu odada ne işin var İzmir?" Bu kez annem konuştu. Konuyu dağıtmaya mı çalışıyordu yoksa daha beter hale getirmeye mi anlamamıştım.
Şu an gerçekten de hiçbir şeyi anlayamıyordum.
Omuzlarımı dikleştirdim ve şüpheyle gözlerimi onların üzerinde gezdirdim. "Telefonun çaldı anne." Dedim onu yanıtlayıp. "Yoktun ben de senin telefonunu önemli olabilir diye açtım her çocuğun yapabileceği gibi."
Buna bu kadar şaşılmasa gerek değil mi?
"Açtım diyor bir de?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alayına Karşı
General Fiction"Unutma fırtınam," Dedi kolumdan tutup beni kendine çekerken. Dengemi kaybedip yere düşmemek için onun omuzlarına tutundum. Denizhan, elini belime yasladı. Başımı kaldırıp onun esen rüzgardan dolayı hareketlenen siyah saçlarına ardından da buz mavis...