BÖLÜM 26 - KONSEY

19.2K 826 64
                                    


Hatırlatma:

Dönmemle sıcak parmakların bileğimi kavraması bir oldu, beni çekti ve kıçımın üstüne oturmamı sağladı. Ona ne yaptın der gibi baksamda değil bakışımdan, söylesem anlayamayacak gibiydi.

İçki kokan nefesi yüzüme vurdu,
" Burda dur." Yutkundum. Çok yakınımdaydı. Gözlerim siyah gözlerinden daha aşşağıya kaydı ve karşılaştığım manzarayla midem sızladı. Diğer bir değişle kelebekler havalanmıştı. Dudakları öyle güzeldi ki... onların daha önce beni öptüğüne inanamıyordum. Sanki hepsi daha önce gördüğüm bir rüya gibiydi ve ben gerçek olup olmadığından emin değildim.

Düşündüklerimden ve hissettiklerimden korkarak tekrar kalkmak için hareketlendim ama biran sonra yavaşça kıvrıldı ve başını bacaklarımın üzerine yerleştirdi. Öylece kalakaldım.

Saçma sapan homurtular çıkardı. Ne dediğini anlayamamıştım. Ne yapmam getektiğini düşündüm ama burda öylece oturmaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu. Onu bırakıp gitmek sanki terketmekmişcesine kötü gözükmüştü gözüme. Başımı geriye doğru attım, birkaç derin nefes aldım. Onunla ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Ona düşmanım gözüyle mi yoksa dostum gözüyle mi bakacaktım? Gündüzleri beni dışlamasına akşam olduğunda bana sığınmasına daha ne kadar dayanacaktım. Bu çok.. saçmaydı.

Güzel kirpiklerine baktım. Harikaydı. Uzun ve gür... Onun sevdiğim yanlarından biriydi bu. Elimi saçlarının arasına daldırdım, yumşak ve âsi. Güzeldi. Olabilcek en güzel şeydi. Ama tehlikeliydi. Olabilecek en tehlikeli şeydi.

O an boşverdim. Siyahın en koyusuna baktım.

Güzeldi.

***********

Jack'in sesini az çok duyabiliyordum. Ne dediğiniyse neredeyse hiç anlamıyordum. Sanırım o koca salondaki beyaz, yumşak kanepedeyim. Burda olmamın sebebi geceleri uyuyamıyor olmam. En azından buraya geldiğimizden beri...

Her gece ikinci katta, bana ayrılmış olan oda da saatlerce dönüp duruyorum. Sabaha karşı genellikle buraya gelip uyukluyorum. Buna hastalığımda eklenince gündüzleri pek dinç gezdiğim söylenemez. Jack'le aramızında iyi olduğu söylenemez. Beş gündür ya kavga edip birbirimize hakaret ediyoruz yada ölümüne susuyoruz. Tuhaf ama bağırması susmasından daha iyi geliyor.. Bu gece onun yanına gitmeyi düşünsemde cesaret edemedim. Öylece tavana bakıp odanın aydınlanmasını, aşşağıya inmeyi ve bir saat sonra Jack'in varlığıyla birlikte uykuya dalmayı bekledim. Bu onunla sessiz randevumuz gibi bir şey. Uykumsa yarım yamalak bir uyku, tıpkı şuanda olduğu gibi...

" Biz çıkıyoruz, Ros iyi mi?"

James! Son zamanlarda bana karşı olan kini yok olmuş gibi. Hatta bana karşı merhametli olduğunu bile söyleyebilirim.

" Uyuyor. Bilmiyorum."

" Bir kaç saate dönmüş oluruz."

" Tamam."

James ve Jane, Lisa ile Alex'i hava alanından almaya gidiyor. Üç gün önce gelmeleri gerekiyordu ama Lisa arayıp ailevi problemleri yüzünden birkaç gün sonra gelebileceğini söylemişti. Alex tek başına gelmek istesede ona Lisa'yı yalnız bırakmaması gerektiğini söyleyip ikna etmiştim. Zaten bildiği bir şeyi üstelememiş hemen kabul etmişti.

Jack'in sesi beynime süzüldü.

" Konsey yarın toplanıyor."

Aradan ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama bana sadece birkaç dakika gibi gelmişti. Sesi bu sefer daha berrak, bilincim daha açıktı.

TOHUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin