BÖLÜM 21 - KULUBE

19.3K 1.1K 79
                                    


Hatırlatma:

" Yeter! Kes artık ağlamayı!" Direksiyona vurduğunu duydum,
" Siktir!" Araba acıyla fren yaptı ve durdu,
"Sana ağlamayı yasaklıyorum!" diye bağırdı sanki elinden bağırmaktan başka bişey gelmiyormuş gibi bir sesle.

Oysa o Jack değilmiydi? İstediği her şeyi yapan, çaresizlik nedir bilmeyen... Şimdiyse sesinde çaresizliğin ahengi dalga dalga yayılıyor, arabanın camlarına çarparak parçalanıyordu. Başımı kaldırdım ve yaşlı gözlerle gözlerinin içine baktım, siyah gözlerinin etrafı kederle bugulanmış, sanki biranda ruhu gözbebeklerinden çekilmiş gibiydi. Bu hali içimde itiraf etmekten korktuğum bir yere dokundu, gözleri gözlerime değdi ve kederi benim gözbebeklerime sıçradı. İşte o zaman anladım...

Meyer keder gözbebeklerimizde müebbet bir hüzünmüş.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Beynimi saatlerdir kemiren kurtçuklar artık dayanılmaz hale gelmişlerdi. Çatlayan başımı ellerimin arasına aldım, tam tamına iki gündür Jack'i görmüyordum. Nerede veya nasıl hiçbir şey bilmiyordum ve bu resmen delirmeme yol açıyordu. Saatlerdir düşündüğüm tek şey acaba onu görmeye gitsem ne olacağıydı. Gittiğimdeyse ne diyeceğimi kesinlikle bilmiyordum. En son beni partiden sonra eve bırakmış -saçma derecede olan bağırmasını anlatmıyorum bile- ve hiç konuşmadan çekip gitmişti. Benim ona kızgın olmamın yanında onunda bana kızmış olmasıydı beni bu kadar yiğip bitiren. En kötüsüyse buna bir isim bile veremiyor oluşumdu. Onu neden merak ettiğime, ona neden kırıldığıma ve bana kızgın olduğu için beynimi yiyip bitiren kurtçuklara bir isim veremiyordum. Aslında vermek istediğim de söylenemezdi..

Hayır gitmeyeceğim.
Gitmeyeceğim.
Gitmeyeceğim.!
Gitmeyeceğim..!
Gitmeyeceğim...!!
Ah, gideceğim.
Lanet olsun ki gideceğim.

Yataktan kaltım ve hızla giyinmeye başladım, kafamda onu nerede bulabileceğimi düşünüyordum.

Evine gidemezdim çünkü tam olarak hatırlayabileceğimden emin değildim. Ve geriye sadece bara gitmek kalıyordu. O halde bara gidiyordum.!

İç sesim," Gidipte ne diyeceksin?" diye sordu. Açıkcası bilmiyordum. Tek istediğim şey.. Ah, boşversene! Ne saçmalıyorum. Onu görmeye gitmem kadar saçma bişey olamaz!

Gitmeyeceğim.
Ama gitmek istiyorum.
Kahretsin..!

Kafamda kocaman bir ampul yandı. Jack'i görmeye gitmeyecektim, sadece bara gidecek ve biraz kafa dağıtacaktım, hepsi bu! Bilinç altımın alkıllı kısmına " Afferim sana!" diyerek bi beşlik çaltım. Şahsen bunu haketmişti.

Üzerime dışarıda ki soğuğa karşı montumu ve ayaklarıma botlarımı geçirdim. Zaten son bir kaç gündür fazlasıyla öksürmeye başlamıştım ve sanırım yakında hasta olmam kaçınılmazdı. Bunun sebebi yine Jack'ti çünkü beni o soguk hava da koşturan oydu.

Birkaç bişey içme ihtimalime karşı taksi çağırmayarak son zamanlarda pek sık kullanmadığım arabama bindim, sanırım onu özlemiştim. Ne yazık ki Jack'i tanıdığımdan beri alkol kullanma oranım sıfırdan dengesiz bir orana yükselmiş, bu da arabamı kullanmamı engellemişti. Anneminse bundan bi haberi vardı, eyer duysa sanırım beni kötü kız olmakla suçlar, alkolün zararlarından bahsedip dururdu. Haksız da sayılmazdı...

" Sadece bir bardak içeceğim," diye mırıldandım arabayı çalıştırırken. Sadece bir bardak..!

Saat neredeyse akşam dokuz olmak üzereydi. Barın kapısından içeri girdim, her zamankinin aksine bu sefer korumalardan değil içeride göreceklerimden çekiniyordum. Yine de omuzlarımı dikleştirdim ve bar taburelerinden birine ilerledim, oturdum. Daha önce görmediğim, ve ya dikkat etmediğim, barmen önümde durdu. Yaşı henüz yirmi bilemedin yirmi iki olmalıydı. Doğrusu Jack'in yanında toy birinin çalışacağını düşünmezdim. Barmen parmaklarını aradaki bara vurarak nota tuttu," Ne istersin bakalım?" dedi sanki kırk yıldan beri tanışıyormuşcasına. Açıkcası bu tür ortamlardaki yakınlığa asla alışabileceğimi sanmıyordum. Barmenin aksine asık suratımla "Bira," dedim ve barmene arkamı dönerek sırtımı bara yasladım. Böylece bana pis sırıtışını gösteren barmeni görmekten kurtulurken bir yandan içeridekileride rahatlıkla görebilecektim. Ne var ki aradığım şeyi hiçbir yerde göremiyordum. Bilardo masalarının orda ve ya her zaman oturduğumuz masada yoktu. İçimi kaplayan sıkıntıyla tekrar bara döndüm, içi buz dolu bardaktan genzimi yakan bir yudum alırken kendine fazla abartmamam gerektiğini söylüyordum. Zira bu gidişle alkolik olmam kaçınılmazdı..!

TOHUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin