Hatırlatma:
Eli çenemi yavaşca kavradı ve yüzü yüzüme yaklaştı. Midem sızlarken sıcak nefesi yüzümü yaktı. Gözleri kararlılıkla gözlerimde dururken her kelimede biraz daha yaklaştı. Gözlerindeki karanlık yavaşca üzerime yayıldı. Kalbimin kaburğalarımdan çıkıp avuçlarına düşeceğini sandım.
" Damarlarında dolaşan kanı, nefesi, kalbini, hepsini istiyorum." Gürültülü müzik sesi boğuklaşarak kayboldu. Zaman, siyah gözlerde donup kaldı. Soluğu dudaklarımdan içeri süzüldü ve ruhumu titretti. " Seni birinin görmesine katlanamıyorum. "
Dudakları soluğumu keserek dudaklarıma varla yok arası dokundu. Beynim cıldırmış gibi haykırırken büyülenmişcesine kendimi ona bırakmaya hazırdım. Bana bakışlarını, sarf ettiği sözleri unutmuştum. Yer altımda sallanırken ondan başkasını hissedemez oldum. Dudakları usulca dudaklarımda belirdi. Biranda beynimde zonklayan sesle inledim. Sanki beynimin içinde binlerce böcek hareket halindeydi. Acıyla kıvrıldım. Dudaklarımda ismi firar ederken bu ondan ayrılışım oldu.
Başımın içindeki gürültüye Jack'in sesi girdi. Ne dediğini yarım yamalak seçebildim. Acı kafamın içinde şekil alırken iki büklüm oldum. Sıkı sıkıya birbine kenetlediğim dişlerimin arasından adeta hırladım. " Jack!"
Bu dayanılmazdı. Sanki bir virüs beynimi işgal etmiş, bol voltaj içeren sesi beynime salmıştı. Acı öylesine yoğundu ki başka bir duygunun varlığı söz konusu bile olmazdı.
" Ros!!"
Jack'in sesi bir kez daha beynimde ufak bir ses olarak kaldı. Sıcak kolların bedenimi sardığını hissettim ama tepki veremedim. Acı ızdırap vericiydi. Neler döndüğünü anlayamıyordum. Tek düşünebildiğim minik bir virüsün beynimi ve bedenimi yavaş yavaş ele geçirdiği, ve gerçekleri görmemi zorlaştırdığıydı.
" Ros!!" Jack'in endişe dolu sesi kaybolan bilincimi kısa süreli de olsa geri getirdi. "Korkma! Ben yanındayım!"
Dişlerimi mümkünmüş gibi daha çok bastırdım. Tanrım..! Duyduğum ses katlanılmayacak dereceye ulaştı ve başıma şiddetli bir ağrı saplandı. Dudaklarımdan acı bir çığlık koptu. Bu.. acının boyut atlamış hali gibiydi. Görünürde bir şey yoktu belki ama sızı tam olarak içerideydi. Kafamın içinde!
" Acele et Bob!"
Tırnaklarımı sırtına geçirdim. Kafamın içindeki bu sesle savaşmam mümkün değildi. Bir virüs gibi beynimi işgal ettiğini hissedebiliyordum.
" Bu kadar erken olmamalıydı."
Jack bir kez daha gürültüyle bağırdı ve sesi sisli perdenin arkasından bana ulaştı. Ona tutunmaya çalıştım ama karanlık beni yavaş yavaş içine çekiyordu.
" Kahretsin! Acele et Bob!"
Bedenim alçakmamızla birlikte hareketsizleşse de tir tir titriyordum. Bilincimin açık kalan küçük bir parçası kaşlarını çatmış, bu da ne der gibi yaşananları seyrediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOHUM
FantasyKapat gözlerini... Karanlık hala çekici, yalnızlık hala en kalabalık sokak.. Dinle sesleri! gürültülü yalnızlık hepsi... Hisset beni...! Rosalie Storm... Elleri kayıplarla dolu, ruhu paramparça olmuş, uçurumun kenarında rüzgara karşı dans eden bir k...