BÖLÜM 18 - ÇARPIŞMA

27K 1K 102
                                    


Hatırlatma:

" Beni tekrar mı terk edeceksin?"

Sözleri öylesine zor çıkmıştıki dudaklarından, ağırlığını hissedebilmiştim. Gözlerime biriken yaşlarla görüşüm bulanıklaşmaya başladı, gidiyordu. Ben onu değil o beni terk ediyordu. Neden? Neden beni bırakıyordu ki?

Başıma giren ağrıyla başımı ellerimin arasına aldım ve yere çöktüm; gitmemeliydi. Zonklayan başımla ve kaybolan görüşümle haykırdım, haykırışım ovada gürlerken kulakları sağır eden sesim boğazımı yırtarak çıktı; " HAYIR, GİDEMESSİN!"

****

Yatakta sıçrayarak uyandım; soluğum hızlanmış, kalp atışlarım dört nala koşan at misali gümbür gümbürdü. Jack! Rüya. Gördüğüm her şey rüyaydı. Jack beni bırakmazdı - gerçi o, benim onu bırakmamdan endişelenmezdi- Hızla etrafıma bakınmaya başladım, içerisi hala aydınlıktı. Baş ucumdaki saate baktım, henüz öğlenden sonra üçtü. Ya Jack neredeydi? Aklıma gelen tek yolla pencereden ona seslendim.

" Jack,"

Ağaçların arasından çıkagelmesini bekledim ama bir türlü gelmiyordu. Cesaretimi toplayarak yüksek sesle tekrar seslendim ama cevap gelmedi. Gitmişti!

İçimde hızla yayılan zehir misali korku tüm hücrelerimi teker teker doldurdu. Bir diğer duygu onunla yarışarak hızla kanıma kırıştı; hayal kırıklığı. Ona öylesine inanmıştım ki, beni bırakma ihtimalini son zamanlarda göremez olmuştum. En acısı dalga dalga tenime yayılan yalnızlık hissi daha önce hiç hissetmediğim kadar yoğundu. Yalnızlığı seven ben, asla şikayet etmemiştim bu zamana kadar tek kalmaktan. Şimdiyse ucunda ölüm olduğu için değil, sedece o yanımda olmadığı için böyleydim.

Yatağıma kıvrılarak gözlerimi kapattım, boğazıma biriken düğümü görmemezlikten geldim. Sedece uyumam gerekiyordu. Bir iki güne her şey eskiden olduğu gibi yavan bir hale bürünecekti. Belkide bu sefer penceremi- ve pencereme cam takılmıştı?- başka biri kıracak ve ondan sonraki ilk hedefi boynum olacaktı.

Anthony'nin söylediği sözler zihnimde canlandı; 'Bana sadakatinizi gösterin! Başımızda bulunan celladı kendi baltasıyla öldüreceğiz. Yolundan sapmış olan SAPKINLARI cezalandıracağız.'

Jack'in yolundan saptığını söylüyordu. Belkide kardeşinin yanındaki yerini almıştı- nede olsa karseşiydi- ve çekip gitmişti.

Düşünmek istemediğim bir başka nedense beynimi kemirip duruyordu. Anthony boğazıma yapışmadan bir dakika önce 'Hepsi zavallı bir fahişe için, ne diye seni koruyor ha? Ona bedenine dokunmasına izin verdiğin için mi?' diye haykırmıştı. O an hiçbir şey düşünemesemde Anthony'nin söyledikleri öyle saçma - hadi ama böyle bişey yoktu!- öyle yanlıştı ki...

Dokunmak... Jack'in bana dokunmasından bahsediyordu- ki bu öyle hafif bir dokunma değildi. Resmen beraber olmamızdan bahsediyordu- Oysa Jack bana elini bile sürmemişti. Belkide bu yüzden gitmişti; bana dokunamadığı için.

İçimdeki Şıllık hayal kırıklığıyla yatağına uzanmış, şaçlarını yataktan sarkıtmış, engellemeye çalıştığı göz yaşlarıyla boğuşuyordu. Öyle fena bir durumdaydı ki, içimdeki Asi kız bile bu durumdan haklı çıkmasına rağmen mutlu değildi.

Boğazımdakim yumruyu amaçsızca yutkundum. Uzun süren bir rüyadan uyanmak gibiydi. Aniden uyandığım ve her şeyin eski halini aldığı bir andaydım. Rüyamda gördüğüm şeyin, Jack'in gidişinin, gerçek olmasına bile -tabi rüyamda Jack ondan ayrılmamamı istemişti ama sonuç olarak o beni dramatik bir biçimde terk etmişti- takılamayacak kadar kafam karışmıştı. Belkide ondan bir veda bekliyordum. Ama açıkcası bu Jack'e göre bir hareket değildi. Yinede hiç olamamış gibi kaybolması derinlerde bir yere dokunmuştu.

TOHUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin