Hatırlatma:"Görüyorsun ya Rosalie, sevdiklerimiz bizim için sadece birer yüktür. Onlardan kurtulmadığımız sürece asla özgürleşemeyiz."
Yüzüne öfkeyle baktım, onu boğmak istiyordum. Gözlerimin önünden silinmeyen yataktaki görüntüsü... Jack'e seslenişi ve ardından onunla birkez daha karşılaşmam. Hepsi bir bir beynimde öylesine netti ki, Jack'e takrar öfkelenmeden edememiştim.
Kırmızı rujuyla süslenen dudakları zehirli bir şekilde tekrar aralandı. "Bense Jack'i özgür kılacağım!"
*****Kalbim korkuyla titredi. Eliesha'nın sesi odayı titreterek doldurdu. Annem birbirine bastırdığı dudakları arasından inliyor, çaresizce olanlardan habersiz neler döndüğünü anlamaya çalışıyordu. Ardı ardına yanaklarını ıslatan yaşlar içimi üşüttü, onu arkadan saran adam iri yarı ve güçlü gözüküyordu. Öyle ki, annemin başı adamın göğsünün altına anca gelebilmişti.
"Sen gelene kadar her şey yolundaydı!" Dişlerimi birbirine bastırdım. Damarlarımda akan gücü hissedebiliyordum. "Jack ne kadar uzağa giderse gitsin döndüğünde yine benim kollarımda olurdu! Şimdi?"diye sordu, gözleri beni öldürmek istediğini belli eder gibi ateş saçıyordu. "Beni istemedi!" Haykırdı. "Senin yüzünden kapıyı yüzüme çarptı!"
İçimde küçük bir yer Jack'in onu geri çevirmesine sevinsede -hatta ellerini birbirine çarpıp sevinç çığlıkları atıyordu- şimdi sırası değildi. Soğuk kanlı olmaya çalışarak boğazımı temizledim. "Benimle bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Bence.."
Öfkeyle bağırdı ve sözlerim yarım kaldı. "Sen beni aptal mı sanıyorsun?" Üzerime doğru gelerek biraz eğildi,"Yıllardır beni sevmesi için her şeyi yaptım! Onu başkalarıyla paylaştım ama sen? Sen onu benden aldın!"
"Ben hiçbir şey yapmadım!" diye tısladım dişlerimin arasından. Kafasının içinde bir beyin olduğundan şüpheliydim. Kim böyle bir şey için ev basardı?
"Yaptın! Onu benden aldın! Dün gece seninle nasıl uyuduğu gördüm." Gözleri yaşarır gibi oldu ve sesi kırıldı. "Benimle birkez olsun uyumadı." dedi başını sağa sola sallayarak. Ona üzülecek değildim. Hele Jack onunla uyumadığı için üzülecek hiç değildim. "Bir kez olsun bana öyle bakmadı." Yinede bir parçam hissettiği şeylerin karşılığını alamadığı için neden böylesine öfkelendiğini anlıyordu. Anlayamadığı şey anneme ve bana yapmak istediğiydi.
"Sen ne anlarsın?"dedi bir adım uzaklaşırken. Gözlerini hızla koluna sildi,"Kullandığı kişi sen değil bendim! Hep sevilmeyi bekleyen.."
Sessizliğimi korumaya çalıştım. İçimden bir ses -ve bu ses oldukça yüksekti- yüzünün ortasına bir tane geçirmemi ve ona dünyanın kaç bucak olduğunu göstermemi söylüyordu. Diğer yandan tehlike anlarında çıktığını fatkettiğim hayalet pusulam "Dikkatli ol!"diyordu. Sakin kalmaya çalışarak ellerimi iki yanıma yumruk yaptım.
"Belki de Jack'in asla sevemeyeceğini anlamalıydın."
Alayla karışık bir ses çıkardı. "Aptal mısın?" Tekrar güldü. "Gerçekten aptalsın! Jack'in gerçek yüzünü bilmediğinden onu anlayamıyorsun değil mi?" Yüzüme baktı ve düşüncesini onayladı. "Kesinlikle! Onun seni gerçekten istediğini göremeyecek kadar aptalsın!"
Boğazımda biriken acıyı yutkundum.
Jack'e karşı tüm gardımı indirdiğimde bende onun gibi mi olacaktım? Değersiz, umutsuz... Hayır, bu derece çaresiz olmak... Gözlerimin önünde Jack'e yalvaran bir ben geldi, beni sevmesi için yalvarıyordum. Tıpkı Eliesha gibi..!"Benden ne istiyorsun?"dedim kendimi toparlamaya çalışarak. Eliesha bir sağa bir sola doğru adım attı ve biranda durdu, koyu kahve gözlerini söylediklerinde ciddi olduğunu anlamamı ister gibi gözlerime dikti. "Hiç olmamışsın gibi yok olmanı istiyorum!"dedi hırsla. Ötle bir söylemişti ki bunu yapabilecek bir yeteneğim varmış ve ben püf deyince ortadan yok olacakmışım gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOHUM
FantasyKapat gözlerini... Karanlık hala çekici, yalnızlık hala en kalabalık sokak.. Dinle sesleri! gürültülü yalnızlık hepsi... Hisset beni...! Rosalie Storm... Elleri kayıplarla dolu, ruhu paramparça olmuş, uçurumun kenarında rüzgara karşı dans eden bir k...