media: Cigarettes After Sex - Nothing's Gonna Hurt You Baby
Hatırlatma:
"Rosalie!"
Yerimde korkuyla sıçradım. Gelmesini beklediğim kişiyi görme düşüncem zayıftı. Endişeyle arkamı döndüm ve sanki biri kaburgalarımı birbirinden ayırmaya çalışıyormuş gibi derin bir acı hissettim. Beklediğim ama sözünü bile açmadığım gerçek tam karşımda duruyordu. Gözleri, yüzü... Aynıydı! Birbirlerine o kadar çok benziyorlardı ki, onu tanıyordum.
"Merhaba Rosalie! Sonunda evime döndüm."
TUANA!
Tuana! TUANA! TUANA!! Tanrım! Tam karşımda, hiç ummadığım ve asla beklemediğim bir anda. Ne suçlu kızabiliyorum, ne suçsuz onu benimseyebiliyorum. Bir DNA testine göre gerçek babam, ama karşımda dibine kadar bir yabancı. Benim için bir HİÇ!"Rosalie.." Bir iki adım yaklaştı. Uzun boylu, heybetli gözüküyordu. Koyu kahve saçlarının araları hafif griydi. Üzerinde uzun, siyah bir kaban vardı. O, benim için kaba detaylardan ibaretti. "Hazmetmesi kolay değil biliyorum ama.." Elimi hafifçe kaldırdım, sustu ve sinsi ilerleyişine bir son verdi. Biranda bütün alfabeyi unutan beynim ona ne diyeceğini bilemedi. Kalktığım tabureye geri oturdum. Dudaklarım benden izinsiz "Git!" diye mırıldandı. Sanırım koca boşlukta ondan bir nebze iğrenmiştim. Anneme yaptığı...
"Rosalie! Sana babalık taslamaya gelmedim. Beni o şekilde görmediğini de biliyorum." Sesi boğuklaştı. Ona bakmadan söylediklerini dinledim. "Ama hiçbir şey senin benim kızım olduğun gerçeğini değiştiremez, sana yardım etmek için buradayım."
"Hiçbir şey anneme yaptığın... şeyi değiştirmez! Midemi bulandırıyorsun!"
Göz kapaklarımı kapattım, içimden üçe kadar saydım ve açtığımda yoktu. Bir rüya olma ihtimalini düşünmek istedim, değildi. Sevinmeli miydim, üzülmeli mi? Ayağa kalktım, gözlerim biranda karardı ve ardından beynimde ardı ardına ışıklar patlamaya başladı. Beynimin içinde bocalarken hissettiğim son şey yere çakıldığımdı.
****Hafif bir rüzgar tenimi yalayıp geçti, tüylerim diken diken olurken titredim. Ağırlaşan göz kapaklarımı zorla aralayabilmiştim. Gözlerim etrafımdaki görüntüyü beynime ilettikçe ortadaki yanlış büyüyordu. Evimin bahçesinde ne işim vardı? Üstelik neden yerde yatıyordum? Sorularımın arasına giren sesle kanım damarlarımda dondu, kalbim işlevinden bir süre şaştı.
"Bunun ne kadar zor bir şey olduğunu biliyorum." TUANA! Tanrım!! "Ama inan ben olduğumu anlamayacaksın ve bu anlaşmayı bütün zihninden sonsuza dek sileceğim."
Başımı sesin geldiği yöne çevirdim, yer şeyi beklerdim ama... Ama annemi Tuana'nın yanında görmeyi beklemezdim. Üstelik onu bir daha görmek... Gençti. Ve bana her zamankinden çok benziyordu. Hızla ayaklandım ve içinde bulunduğum kurmaca dünyaya aldırmadan ona doğru koştum.
"Anne! Anne!"
Bacaklarım hızla durdu, beni duymuyordu ki, böyle olacağını zaten biliyordum. Ne bekliyordum ki? Karşımda Tuana ile konuşuyordu.
"Bilmiyorum... İçim sonsuz rahat değil belki ama doğru olanın bu olduğunu anlıyorum. Ona çok iyi bakacağım, söz veriyorum!" Peşlerinden adım adım gitmeye devam ettim. Belirli bir düzlemde volta attıkları belliydi.
Tuana gülümsedi, "Bundan şüphem yok, bu yüzden bunu bir başkasından isteyemiyorum. Sen gerçekleri unutsan bile ona iyi bakacaksın, bir görev gibi değil, onu severek büyüteceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOHUM
FantasyKapat gözlerini... Karanlık hala çekici, yalnızlık hala en kalabalık sokak.. Dinle sesleri! gürültülü yalnızlık hepsi... Hisset beni...! Rosalie Storm... Elleri kayıplarla dolu, ruhu paramparça olmuş, uçurumun kenarında rüzgara karşı dans eden bir k...