"Şu an ölsem bile,umrumda olmaz çünkü senin kollarındayım."Yazarın anlatımıyla:
Ela hıçkıra hıçkıra ağlarken Emir yutkundu "Deme öyle Güzelim.Sana bir şey olmayacak." Ela burnunu çekti "Çirkin de bana." dedi akan gözyaşlarına yenileri eklenirken.Emir göz yaşlarının arasından gülümsedi "Çirkin ama dünya güzeli Elam benim." Ela da kıkırdadı "Sende huysuzsun."
Reşat Ela'nın elindeki telefonu alıp Emirin yüzüne kapatınca Ela ona nefretle baktı.Demin Emiri düşünmekten ayaklarındaki derin ve acıyan kesikler aklına düştü.
Fırat şok içinde Ela'nın ayaklarına baktı "Abi ne yapıcağız doktoru çağırayım mı?" Reşat başını onaylamazca salladı "Pense falan getir şuna,kendisi halledecek yardım etmeyeceksin duydun mu?"
Fırat başıyla onaylayınca Reşat evden çıktı.Fırat Ela ya acıyan gözlerle bakarken önüne Pense,havlu ve tentürdiyot koydu.
"Sana yardım etmem yasak olmasaydı ederdim Güzelim ama olmuyor." Ela ona sinirle baktı "Edebilseydin bile senden yardım istemezdim allahın cezası."
Ela eline penseyi alıp cam parçalarını acıyla ve ağlayarak çıkardı.Havluyu ayaklarına tuttup kanamanın durmasını beklemeyd başladı.
Kanama durunca son işlemleri yapıp ayağa kalkmak istedi ama yapamadı ayaklarındaki acılar ve eski yaraları izin vermiyordu.
Fırat sırıtarak yanına gitti ve knu kucağına aldı.Ela ona bakmadı ama itiraz da edemedi çünkü şu an ona muhtaçtı.
"Sessiz ve sakin olduğun da nede güzel oluyorsun Aşkım,bana daha fazla muhtaç kaldan bence daha iyi olur." Elayı koktupa bıraktığın da Ela ona sert bir tokat attı.
"Bu sana ilk ve son muhtaç kalmamdı."
****
Ela'nın anlarımıyla:
Gözlerimi yavaşça açtığımda etrafıma bakındım.Koltukta değildim bir arabanın arka koltuğunda Fıratın dizlerinde yatıyordum.Şok içinde bakan gözlerim Fıratın gözlerini buluşunca gülümsedi.Tiksiniyordum ondan.
Aniden kalktım ve doğrularak oturdum.Ayaklarımdaki ağrıyı az çok hissediyordum evet ama eskisinden daha iyiydim.Telaşlı gözlerle Fırata baktım "Nereye gidiyoruz?"dedim korku dolu bir sesle bana yavaşça yaklaştı ve saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırırken konuştu "Bende bilmiyorum Sevgilim,gidince görürüz birtanem."
Birtanem demesi midemi bulandırıyordu bunu sadece Emir bana diyebilirdi.Sinirle bir iç çekerek gözlerimi kapattım ve bir daha açtım "Bir daha bana öyle hitap edersen kafa atmakla kalmam!" Fıratın yüzü birden sinirli bir hal aldı "Sesini bana yükseltme fena olur!" dedi sinirle.
"Yükseltirsem ne olur!" dedim kükreyerek ve aniden eli saçlarıma yapışınca acıyla inledim "Şu an çektiğin acının on katını çekersin!"
Beni bıraktığında saç diplerimi elledim resmen nabzımı saç diplerimde hissediyor ağlamamak için kıvranıyordum.
Emir acaba ne yapıyordu?Nasıldı?Yemek yemiş miydi?Yediyse ne yemişti?Kuzey nasıldı?
Annem,Babam,Poyraz,Ateş?Onlar nasıldı?Nil ne haldeydi?Beni merak etmişler miydi?Bu düşünceler kalbimin sıkışmasına neden oluyordu.Arabanın durduğu an kalbim daha da hızlı atıyor beynim ise bana teselli vermeye çalışıyordu.Olmuyordu ne kadar kendimi avutmaya çalışsam kalbim daha çok sıkışıyordu.
Fırat arabadan indiğinde gözlerim onu izledi kapımı açtığın da yüzüme vuran soğuk hava bir an olsun titrememe sebep oldu.Fırat sinirle beni kolumdan tutup arabadan çıkardığında etrafıma bakındım.Hava yavaş yavaş kararıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların sahibi
Teen Fiction"Ne bu tavırlar?Annem misin,Babam mısın,Kardeşim misin Sevgilim misin?Anlamıyorum seni?Gerçekten aklım almıyor.Dengesizsin!Neden böyle yapıyorsun?" Başını yerden kaldırıp bana baktı ve üstüme doğru yürümeye başladı.Ne yapıcağımı bilmeden arkaya doğ...