"...Benim ilk aşkım Emir,son aşkım da Emir olucak ondan başkasına benim Kalbim de yer yok!"Gözlerimi açtığımda etrafıma bakındım küçük bir odanın içinde ellerim kollarım bağlanmış bir şekilde bir sandalyede oturuyordum ağzım kapalıydı.
Vurmamış mıydı Reşat beni?Korkudan mı bayılmıştım?Kapıdan gelen anahtar sesleriyle gözlerim fal taşı gibi açıldı.Kapı açılınca Fıratı görmemle içim nefretle doldu.
Yavaşça ağızımdaki bantı çıkardı.Acıyan ve Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım.Fırat yanıma gelip beni süzdü "Sevgilin seni çok merak ediyor biliyor musun?" eli saçlarıma doğru uzanınca kafamı geri çektim.
"Emir silah sesini duyunca Reşatın seni vurduğuna ikna oldu artık cesedini bulmayı umut ediyor." Şizofrenik bir kahkaha attı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Psikopatsınız siz hepiniz Allah sizi bildiği gibi yapsın!" Tekrar bir kahkaha attı "Olabilir.Artık senin için geçmişte kalmanın bir anlamı yok güzellik,Emiri unut ben artık senin yeni sevgilinim!" Fırat Gerizekalısının bu sözlerine daha inanamazken odadan çıktı ve kapıyı kilitledi.
****
On dakika sonra Kapı tekrar açıldı Fıratın elinde bir tepsi vardı. "Sana yemek getirdim Birtanem." dediği bu sözcüğe dayanamayıp bağırdım "Bir daha bana öyle hitap edersen yemin ediyorum senin için çok kötü olur!" bir kaşını yukarı kaldırdı ve yüzünü öyle bir şekilde yüzüme yaklaştırdı ki nefesini tenim de hissetmeye başladım. "Ne yaparsın Birtanem?" diye fısıldadı dudaklarıma bakarak.
Gözlerimi kapattım ve bir iç çekerek kafamı enseme doğru yatırdım.Hala bana çok yakın olduğunu biliyordum ve onun beklemediği anda tüm gücümle ona bir kafa attım.
Kafası sarsıldı ve hafif bir şekilde yere düştü.Gülümseyerek kanayan burnunun direğini iki parmağı ile tutu.Ayağa kalktı ve komidinin üstündeki mendili alıp kanı sildi.
"Vay Asi Elam benim." ders masasına koyduğu tepsiyi yine eline aldı ve masanın sandalyesini çekip karşıma koydu bir eliylede küçük bir sehpa alıp ortaya koydu.Elindeki tepsiyi sehpaya bıraktıktan sonra sandalyeyi alıp iyice yanıma yaklaştı ve eline bir kaşık ve çorbayı aldı.
"Ellerini çözmek isterdim Sevgilim ama maalesef daha bunun için çok erken,şimdilik ben sana yedireceğim." sinir ve öfkeyle bir iç çektim bana sevgilim demesini geçtim geçmişte hiç bir şey yaşanmamış gibi davranması sinirimi bozuyordu.
"Malsın sen galiba?" dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan "O kadar salaksın ki Emirin beni bulamayacağını sanıyorsun ben hiç bir zaman senin sevgilin olmayacağım."
Kıkırdadı "Şimdilik istememem normal ama o Emir denen pisliği unuttuktan sonra huzuru benim yanımda bulacaksın Aşkım." artık sinirden dişlerimi sıkıyordum "Emirin hakkında bir daha öyle konuşursan demin attığım kafanın daha kötüsünü atarım" dedim dişlerimin arasından.
"Aşkın gözlerimi yeşertti ela gözlü Ela." kendi kendine kıkırdadı "Ela gözlü Ela tanıdık geliyor mu?"sadece bir iç çekip bakışlarımı ondan ayırdım,kaşığı çorbaya daldırışını işittim ama hala başımı döndürmedim.
"Hadi ye" diye emrettiğin de ona nefret dolu bir bakış attım "İstemiyorum!" hiç itiraz etmeden kaşığı çorba tasına koydu ve çorbayı tepsiye yerleştirdi.Tepsiyi ve sehpayı kaldırdı.
"Zaten elinde sonunda mecbur yiyeceksin." diye mırıldandı yatağa oturdu ve telefonuyla uğraşmaya başladı ofladım.Ne yapacaktım şimdi?
Emir beni ölü sanıyor kahroluyordu,
yanımdaki manyak beni delirtiyordu ve bana sevgiliymişiz gibi muamele yapıyordu.
Reşatında bir şeyler planladığından eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların sahibi
Ficção Adolescente"Ne bu tavırlar?Annem misin,Babam mısın,Kardeşim misin Sevgilim misin?Anlamıyorum seni?Gerçekten aklım almıyor.Dengesizsin!Neden böyle yapıyorsun?" Başını yerden kaldırıp bana baktı ve üstüme doğru yürümeye başladı.Ne yapıcağımı bilmeden arkaya doğ...