Fotograf Eraaay :))
İyi okumalar.Şaşkınca Eray'a baktım. 'direk benim olursun' bu söz hoşuma gitmedi desem yalan olur. Gerçekten hoşuma gitti. Çünkü bir erkekten ilk defa böyle bir ilgi görüyorum. Ve bu benim azda olsa hoşuma gidiyor.
Eray'a cevap vermemiştim. Cevap vermemem aptallıktı biliyorum. Ama cevap vermek istemedim. Ben kendimi biliyorsam tamam. Başkalarının malı olmaya gerek yok Kendimi bildikten sonra.
Bu düşüncelerden uzaklaşmak için konuyu değiştirerek ona baktım.
"Sıgara mı içiyorsun?"
"Sakıncası mı var?" dedi hala yola bakarak. O görmesede kafamı iki yana salladım.
Benimle konuşuyordu evet ama bir soğukluk vardı sanki konuşmasında. Nasıl desem , bir uzaklık dökülüyordu onun ağzından kelimeler. Yakın duruyorduk belki ama konuşurken o yakınlık olmuyordu.
Dikkat ettimde bunu tek bende yapıyor.Okula geldigimizde arabayı park etti. Arabanın içinden çıktıgımda bahçedeki kızların gözü bana döndü.
Eraylar okula ilk geldigi zamandan beri bagzı kızlar onlara hayranlıkla bakıyorlardı. Bunu görebiliyordum. Şimdi benim Eray'ın arabasından indigimi görenler ise yanlış anlayacaktı. Yani bizi sevgili zannedeceklerdi. Eğer görünüşümüz öyleyse bile biz öyle degiliz. Biz diye birşey bile değiliz. O ve ben. Arkadaş sadece. Neden salakça düşünüyorumki? Kendim için yaşıyorum onlar için değil.
"Çok teşekkür ederim," dedim tebessüm ederek.
Elini 'önemli degil' der gibi salladıgında ilerlemeye başladım. Oda arkadan geliyordu.Sınıfın kapısına geldigimde Seray ve Belinay beni bekliyordu. Bunu nerden anladım? Tabikide beni görünce at kovalar gibi hızla yanıma gelmelerinden.
Seray hemen söze girdi.
"Abimle geldiniz" baygınca baktım.
"Evet geldik"
Belinay "Ne konuştunuz" sıkıntıyla ofladım.
"Aramızdan arkadaşlık konuşmasından başka bir konuşma geçmiyor. Ve siz, ikiniz saçma sapan şeyler düşünmeyin hakkımızda"
Seray "Aman iyi be. Alt tarafı sorduk. Hem nolucakki sevgi-"
"Hemen sınıflarınıza" hocanın konuşmasıyla ,konuşmamız yarıda kalarak biz kendi sınıfımıza, Seray ise kendi sınıfına çıktı.Hocanın suratına bakıyorum. Anlattıklarını anlamaya çalışıyorum ama yok. Valla bir tık bile yok. Matematiği cidden anlamıyorum.
Zil çalınca hoca "Çıkabilirsiniz" dedi ve bizden önce çıktı.
"Peteği çok az yakıyorlar yaa. Üşüdüm" diye yakınan Belinay'a baktım. Ben diyorum bizim okul mal diye. Kışın az, yazın sonuna kadar yakarlar bu peteği.
"Gel kolidora çıkalım" dedim ve ayaklandim. İkimiz petege kalçalarımızı yaslayınca birazda olsa ısınmaya başlamıştık.
"Sero geliyor" Belinay'a ters ters baktım.
"Sero kim lan"
"Seray" inanamaz gözlerle Belinay'a baktım. Sero nedir ya?
"Nasılsınız bakalım"
"İyidir reco senden?" Kulaklarıma inanamıyorum. Cidden inanamıyorum.
Belinay türkçeye yeni kelimeler katmış.
"Reco ne ?" benim sorucagım soruyu Seray sorunca ona döndüm.
"Türkçemize yeni kelimeler üretiyor benim arkadaşım" alayla konuştugumda Seray kısa bir kahkaha attı.
Belinay "Ne güzel işte. Benimde bu ülkeye katkım var" busefer ben kahkaha attım.
"Aman, yok kalsın" dedim gülerek.
"Ha-ha" Belinay'ın omzuna vurdum şakasına.
Seray "Ben gideyim"
"Hayır kal" dedim hala gülerek.
Seray "Kantine inelim mi abimlerin yanına."
Belinay "Burası iyi ya"
Belinay'ın hala Aras'a sinirli oldugunu biliyordum. Aras'tan özür dilemiş ama Aras ısrarla suratına kar sürmek isteyince olaylar böyle oldu işte. Ama ben biliyorum. Belinay hala içten içe Aras'a eriyor.
Seray "Gidelim yaa"
Omuz silktim. Gitmek istiyordum aslında. Gitmek istememin nedeni ise... Sanırım bilmiyorum.
Beynim yine salak şeyler düşünmeye başladı.
'Eray'ı görmek istiyormuşum' alakası yok.
Seray "Hadiii" Belinay birşey demeden petege yasladıgı kalçasını geri çekince onunda kantine gidecegini anladım. Eh. Bende gidicektim ozaman.
Merdivenlerden inerken bir kız bana sertçe çarptı.
"Pardon" suçum olmasada suçlu gibi hissediyordum kendimi bu durumlarda.
"Dikkat etsene . Alırım ayagımın altına" kaşlarımı çatarak kıza baktım. Bir yaş küçük olması lazımdı bizden.
"Pardon?" yaptım anlamamışçasına.
Kahverengi gözleri vardı. Kumraldı.
"Neyini anlamadın?"
Seray devreye girdi birden.
"Sen çaptın ve senin hatan oldugu halde bu kız özür diledi. Asıl ayagını sen denk al"
Kız biraz Seray'ı inceledikten sonra konuştu.
"Eray'ın kardeşi olmasan ben biliyordum yapacagımı ama neyse" diyerek merdivenlerden çıkmaya başladı.
Demek sorunu Eray'dı. Eray yüzünden bana çarpmıştı. Benim düşümcem bu tabii.
"Salak mıdır nedir. " Seray'ı elimle susturup konuştum.
"Boşver hadi gidelim" bahçeye çıktıgımızda rüzgar bıçak gibi vücudumu kesmişti sanki.
Belinay "Donduuum. Bu ne soguuuk"
Seray "şubat ayındayız. Soguk olması normal" soguk rüzgar suratıma çarpınca kendimi kanatsız bir melek gibi hissediyordum. İçim bomboş oluyordu ve saçlarım uçuşuyordu. Bu benim en sevdigim anlardan biridir. Kendimi özgür hissederim çünkü rüzgar esince. Neden böyle düşünüyorum bende bilmiyorum.
"kızlar" kantine dogru ilerlerken bir ses daha duyduk.
"Pişt kızlar." Belinay dönüp baktı. Kaçırırmı benim arkadaşım erkek sesini.
"Ne var" Belinay çocugu tersleyince güldüm. Aras'a sinirlendikten sonra bidaha erkeklere yavşamamaya başlamıştı.
2 kişilerdi. Son sınıf olmaları lazım. İlk defa görüyorum.
"nabersiniz"
"iyiyiz yada kötüyüz sanane" seray çocuga bagırınca 2 esmer çocukta gülmeye başladı.
"Pençeleri var bu ikisinin. Peki ya senin ortadaki" bana diyordu. Laf atanlara cevap vermeyi sevmezdim. Bu yüzden susmayı denedim.
Mavi gözlü olanı ne kadarda iticiydi. Konuşmaya başladı şimdide.
"Eray'ın arabasından indi. Demekki bu gece dolu. Eh bizde yarın alırız sürtüğü." ikisi birden kahkaha atmaya başlayınca sinirlenerek onlara baktım. Beni sürtük yerine koymuşlardı.
Seray "sürtük senin sülalendir lan"
Belinay "Ağzını yırtarım senin. Göt beyin" bana sürtük demişlerdi. Hemde Eray'ın arabasından indim diye. Yavaşça onların yanına dogru yürümeye başladım.
Bahçenin tam ortasındaydık ve rüzgar insanı uçuracak gibi esiyordu.
Tam karşılarında durunca ikiside sırıtmaya başladı.
Şuanda sinirimi dışa vurmuyordum. Sadece bir sözlerine bakıyordum onlara dalmak için.
"Dilini yuttu sürtük" mavi gözlüye okkalı bir tokat atınca yanagı saga döndü.
"Bir: ben sürtük degilim. İki: agzından birdaha sürtük lafı duyarsam seni buraya gömerim anladın mı?" diye bagırdım. Bahçedeki insanlar çember oluşturmuştu etrafımıza.
Bana sürtük dediler. Hemde bir erkegin arabasından indigim için.
"Ben babamın arabasındanda iniyorum. Ozamandamı sürtügüm söylesene. Her arabadan inen sürtükmü oluyor. Ozaman sizde laf atan piçler oluyorsunuz" saçımın aşagı çekilmesiyle çıglık attım.
"Bana tokat mı attın sen" dedi mavi gözlü çocuk.
Diger esmer çocuk saçımı çekerken mavi gözlüde bana sinirle bakıyordu.
Belinay "Bırak arkadaşımı"
Saçımı çeken çocugu itmeye çalıştı.
Etraftaki insanlar ne kadarda acımasız. Canım yanıyor burda. Onlarda film izler gibi izliyor.
Seray"Arkadaşımı bırak yoksa -"
"Yoksa ne?" dedi saçımı çeken.
"Siz istediniz. Abiii" Seray öyle bir bagırmıştıki gözlerimi sıkıca yumdum. Saçımdaki eller dahada sıklaşmıştı ve gözlerim doluyordu.
Sürtük lafına pek takılmamıştım ama sinirlenmiştimde.
Ben kendimi biliyorsam onlar laf etsede takmazdım.
"sesine sokayım" mavi gözlü konuşunca bir kez daha tiksindim bu çocuktan. Çok iticiydi.
"Hadi bir alkış. Güzel bir tokat geliyor" herkes alkışlamaya başladıgında gözümden yaş düştü. Tokat yiyecegim için degil. İnsanlık öldügü içindi bu göz yaşım. Bukadar acımasız olamazlar.
Belinay "Seni mahvederim ona vurursan " çocuga atılacaktıki itici çocuk bana el kaldırınca şaşkınca oldugu yerde kaldı. Evet vuracaktı hemde alkışlar içerisinde.
"1 saniyen var o kıracagım elini indirmen için" Eray'ın kararlı sesini duyunca tüm gözler ona döndü.
Çocuk elini indirirken saçımı çekenin elide gevşemişti. Saçlarımı çocugun elinden kurtarıp kenara çekildim. Kendimi hissiz gibi hissediyordum şuanda. Neden böyle oldugumu inan bende bilmiyorum.
Eray yanımıza gelince itici çocugun bana kaldırdıgı elini bükünce çocuk inledi.
Arkadaşı Eray'a atak yapacakken Seymen çocugun saçlarını çekince bu çocukta çıglık attı
"Sen oldugun yerde kal. " seymen çocugun ellerini bir eliyle arkasında birleştirirken diger boş eliylede çenesini sıkarak kafasını geri yaslıyordu.
"Şimdi. Söyle bakalım. Elini ben mi kırayım yoksa yine ben mı kırayım" itici çocuk acıyla konuştu.
"Özür dilerim. Valla cok özür dilerim. " Eray çocugun parmaklarını sıkıyordu. Çocugun kıpkırmızı parmaklarından anlamıştım.
Eray hızla çocugu yere atarak tekme attı.
"Aslan abim"
Aras "Sen sus kız"
Eray bağırmaya başladı.
"Bu 3 kıza laf atan, onlara dokunan, canlarını yakanın, canını alırım. Anlaşıldı mı"
Seymenin elindeki çocuk zorla konuştu.
"Bu kız senin neyin kide onu koruyosun"
"O kız benim. Anlaşıldı mı. " kimseden ses çıkmayınca tekrar bagırdı.
"Anlaşıldı mı dedim?" herkes onaylar ses çıkarınca ben sadece Eray'a baktım. Her bişey oldugunda 'o kız benim ' diyordu. Ben mal degildim. İgrenç bir kelime. 'benim' kullanılmalık gibi. Sevgili olsak neysede hiçbirsey degilken böyle demesi tuhaftı.
"yürüyün" Eray önden ilerlerken Seymende çocugu ittirerek yere düşürdü ve Arasla birlikte Eray'ın arkasından ilerlemeye başladılar.
"Hadi gidelim" Belinay'ı onaylayarak kalabalıktan çıkarak ilerlemeye başladık. Tepki vermiyordum çünkü beynimde sorular vardı.
Çokça sorular. Öğrenmek istedigim sorular.
Benim dünyamdan hariç başka bir dünya vardı sanki beynimin içinde. Bir türlü dışa atamadıgım bir dünya.
"Eray" dedim ilerlememi sonlandırarak.
Eray durup bana bakınca tekrar konuştum.
"Konuşabilir miyiz?" kafasıyla onayladı.
"Siz gidin gelecegim ben" dedim kızlara bakarak. Eray ise arkadaşlarını umursamadan ilerliyordu.
Bende arkasından ilerlemeye başladıgımda arka bahçeye gittigimizi farkettim. Bu bahçeden en son Erayla el ele çıkmıştım.
"Ne konuşacaksan çobuk konuş" evet şimdi zehirimi Eray'a akıtabilirim.
"Ben kimim?"
"Eslin ne saçmalıyorsun?"
"Ben kimim Eray? Söylesene. Senin malın mıyım? Neden birşey oldugunda 'o kız benim' diyorsun?"
Bir eliyle beni çekip duvara yasladı. Sonra o elini duvara koyunca, duvarla arasında kaldım.
"Öyle demek istiyorumdur belki" kafamı iki yana salladım.
"Bu bir cevap degil"
"Bana göre cevap" sinirlenmeye başladıgımı hissedince elimi yumruk yaptım.
"birdaha 'o kız benim' lafını duymayacagım. Mal degilim çünkü ben" elini duvardan indirerek geri çekildi. Rahatlamıştım birden o uzaklaşınca.
"Sen aptalsın biliyorsun dimi? Eger ben 'benimsin' diyorsam bir bildigim oldugu için diyorumdur. Hee unutmadan söyleyeyim , demeyede devam edecegim. Benimsin"
------Eray Eslinden hoslanmiyor. Daha var ona :) boyle konusmasinin nedeni var. Diger bolumde aciklayacagim.
Okunma sayısı bir harika. :) çok teşekkür ederim. Ama birazda oylar artsa daha mutlu olacagım.
Yorum ve oy veren herkese SONSUZ TEŞEKKÜR EDERİM. iyiki varsınız.
Benimle konuşmak isteyen, hikayeyle ilgili bilgi almak isteyen herkes mesaj atabilir.Sizleri çok çook seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM
JugendliteraturEslin ile Eray'ın tatlı, bir okadar da sevimli aşk hikayesi... "Gerizekalı." "Aptal." Belinay ile Aras'ın saçma ilişkili hikayesi... "BelA" "Sinek mi, sivrisinek mi?" Seray ile Seymen'in tartışmalı tutku hikayesi... "Çingene" "Korkaksın... Kaçıyorsu...