Küçükken yere düşüp dizimi kanattıgımda benimde anneme ihtiyacım vardı. Onun sevgisine. Onun 'geçti. Yanındayım' demesine.
Şuan karşımdaki çocugunda bana ihtiyacı var. Bunu gözlerinden anlayabiliyorum. Şuanda onunda sevgiye, bir sıcaklıga ihtiyacı var.
Yumruk olan elinin titremesi biraz geçmişti.
"Eslin... Lütfen sarıl. İhtiyacım var." Eray karşımda bir çocuk gibi azap çekiyordu sanki. Bana ihtiyacı vardı. Bana değil aslında benim sıcaklıgıma.
Birinin yanında oldugunu görmeye ihtiyacı vardı.
Yumruk olan elini bıraktım. Sarılacaktım ona.
Ellerimi ensesinde birlestirdiğimde hemen elleri belime sarıldı. Beni döndürüp sırtımı duvarla birleştirdi.
Kafasını boynuma gömüp derin derin nefes almaya başladı. Yutkundum. İlk defa bir erkekle bu konumda duruyordum. Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı.
Eray'ın belimdeki elleri sıklaştı.
"Yanındayım Eray. Geçti" Herkes zor durumda yanında birisinin olmasını ister. Bende şuanda Eray'ın yanındayım. Neden bukadar sinirlenmiştide bu siniri bir türlü geçmemişti anlayamadım.
Bir elimi saçlarına getirdim. Elleri gibi saçlarıda yumuşaktı. Ellerimi saçlarında gezdirirken Eray'ın rahatladıgını gördüm.
Derin derin nefesler almaya hala devam ediyordu.
"İyi misin Eray" burnu boynuma sürtünce huylandım. Birkez daha derince bir nefes aldıktan sonra geri çekildi. Ama bu nasıl bir geri çekilmeydi hemen anlatayım.
Suratlarımız birbirine oldukça yakin. Herzamanki gibi ela gözler gözlerimde. Bir elim ensesinde bir elim saçında. Onun elleri belime sarılı bir şekilde. Biri bizi görse oldukça yanlış anlaşılacak durumdayız.
"İyiyim... Teşekkür ederim" tebessüm etmeye çalıştım.
"Sevindim."
"Seni evine bırakayım" diyerek herşeyiyle geri çekildi. Elleri benden her uzaklaştıgında kendimi boş hissediyorum.
Eray üzerine çeki düzen verdikten sonra bana baktı. Az önceki sinirinden eser yoktu. Eski haline bürünmüştü birden.
Parmak uçlarıyla parmak uçlarımı tuttu. İki kez tutmuştu elimi. Biri dün biride bugun.
Al işte yine heyecan sarmıştı vücudumu.
Eray önden ilerlerken ben arkadan ilerliyordum. Ellerimiz hala parmak uçlarımızla kenetliydi.
Dışardan sevgili gibi duruyoruz ama alakamız yok.
Biranlıgına sevgili oldugumuzu düsündüm. Nasıl olurdu acaba?
Arabanın yanına gelince kapımı açtı. Evet evet gerçektende Eray kendisi kapımı açtı. Koltuga oturdugumda kapımı kapadı ve arabanının önünden dolanıp kendi kapısını açıp bindi. Araba çalıştıgındada hala sessizdik. Birsürü kafamda sorular vardı. En önemliside benim ona karşı koyamadıgımdı. Neden herhangi bir tepki veremiyorum. Sadece denilenleri uyguluyorum okadar. Ben böyle degildim. Bi kaç gün önceki çocuk hayatıma girdiginden beri daha bir tuhaf hissediyorum kendimi. Aklım fikrim oymuş gibi. Değişiyor muyum ben?
---
Evimin önüne gelene kadar sessizdik. Araba durdugunda sessizligi ben bozdum.
"Bana birşeyler açıklasan iyi olur" direksiyonda ritim tutan ellerinden gözlerini alıp bana baktı.
"Ne ögrenmek istiyorsun"
"O çocuk kimdi? Neden dövdün. Neden o sırada benden borcumu sarılarak ödememi istedin?" bunların hepsini merak ediyordum. En çok merak ettigim şey ise Eray'ın leptobundaki kız. Ama onu soramazdım.
"Çok soru sordun"
"Çünkü hepsini merak ediyorum" anında cevap verecegi yere konuşmayı uzatıyor.
"O çocuk önemli biri degil" hayretle kaşlarım kalktı.
"Önemli biri değilmi? Ben gelmesem çocugu öldürüyordun"
Baygınlıkla bana baktı.
"Bana hesap sorma hakkını kim verdi sana" haklıydı. Kimim benki.
Neden hesap soruyorum. Salak kafam. "Halısın kimse vermedi" arabanının kapısını açtım. Bir bacağımı dışarı atmıştımki kolumu tuttu.
"O çocuk beni tehtit etti" kafamı ona döndürüp baktım.
"Ne tehtidi"
"Orasını karıştırma. Beni tehtit edince sinirlendim ve dövdüm. Bu. Tüm olay bu"
"Birşeyi unuttun"
"O anda sana sarılmak istedim. Okadar. Başka birşey yok." başka birşey olucagından degil ama. Herneyse.
"Peki. " arabadan indigimde konuştu.
"Teşekkür ederim Eslin" zoraki tebessüm ettim.
"Önemli degil"
Son konuşmamızdan sonra içim hüzünle kaplandı sanki.
Bana daha bir yarım saat önce ihtiyacı olan çocuk gitti yerine eski , kendinden taviz vermeyen bir Eray çıktı.
Eve girdigimde annem sofrayı kuruyordu.
"Hoş geldin kızım. Baban yok bugun. Hadi giyin gel de yemegimizi yiyelim" annemi onaylayıp odama çıktım ve rahat olan kıyafetlerimi giydim.
Ellerimi yıkayıp aşagı indim. Annem sofraya oturmuştu.Annemle okul hakkında konuşa konuşa yemegimizi yemiştik. Sonra herzamanki gibi bana sofrayı toplatmıştı. En sonunda boş kaldıgımda odama çıkmıştım. Tam kendimi yataga atıcaktımki mesaj sesi odada yankılandı. Telefonumu alıp yataga yattıp. Mesajı açtıgımda yüzümdeki kan çekilmeye başladı.
Çünkü mesajda yazan yazı."Bunun intikamını bekaretinle alacagım"- anonim
---
Bir günde tekrardan 2 bölüm. :)
Bir konu üzerinde duruyorum sadece ama benim böyle hosuma gidiyor :)
Okuma sayisi artiyooor.
Çok tesekkurler.
OY VEREN YORUM YAZAN VE MESAJ ATAN HERKESE SONSUZ TESEKKURLEEER
Seviyorum siziii

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM
Teen FictionEslin ile Eray'ın tatlı, bir okadar da sevimli aşk hikayesi... "Gerizekalı." "Aptal." Belinay ile Aras'ın saçma ilişkili hikayesi... "BelA" "Sinek mi, sivrisinek mi?" Seray ile Seymen'in tartışmalı tutku hikayesi... "Çingene" "Korkaksın... Kaçıyorsu...