9

2.9K 146 23
                                    

Fotograftaki Ela gözlümüz. :)

Her şey Seray'ın Belinay'a kar atmasıyla başladı. Kahkahalarla kar topu savaşına devam ettik.

Sert bir şekilde ayağıma kar gelince sinirle Aras'a baktım.
Sonra yerden eğilip kar aldım. İyice yuvarladım ki daha sert olsun. Sonra hızla Aras'a attım. Ama bu işte bir yanlışlık oldu. Kar Aras'a gidecekti Eray'ın çenesine değil.
Birden herkes kahkaha atmaya başlayınca bende kendimi tutamadım ve gülmeye başladım.
"Eslin Kaaaç" Belinay'ın bağırmasıyla gözlerim direk Eray'a kaydı.
Ayaklanmıştı. Bende arkama bakmadan topukları yağlayarak koşmaya başladım. Hala gülüyordum.
Ayağım kaydı ve dengeni kaybettim. Kısa sürede kendimi toparlayıp koşmaya devam ettim.
Birden beni belimden tutmasıyla sırtımın evin duvarına değmesi aynı anda oldu. Böyle bir şeyi beklemediğim için birden ellerim.omuzlarına yerleşti. Sonra olayı fark edip ellerimi geri , iki yanıma indirdim.
Koşmamızdan ve yorulmamızdan dolayı , nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Gözlerim ela gözlerine bakarken kendimi gülmemek için kastım.
Bir elini bel boşluğuma koyuca bir tuhaf oldum. Diğer elinide duvara koyunca , şimdi onun ve duvar arasında kalmıştım. Birbirimize yakındık. Çok yakındık hemde.
Biraz daha yaklaşsa burunlarımız değecekti.
Kalbim hala hızlı atarken , bunu az önce koşmamıza yordum.
Gözlerim çenesine kayınca, çenesinin kızardığını gördüm.
"Acıdı mı?" birden ağzımdan kaçmıştı. Tekrar gözlerine baktığımda, oda gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Bu yakınlık beni bir hoş etmişti.
Ela gözleri yakından dahada güzeldi.
Böyle gözlere sahip olduğu için çok şanslıydı.
"Acıdı" dedi en sonunda konuşarak.
"Yanlışlıkla oldu. Aras'a atacaktım"
Ellerini benden çekip montumun fermuarına getirdiğinde şaşkınca ona bakıyordum.
"ozaman..." birden fermuarımı aşagı indirmeye çalıştığında itmeye çalıştım onu.
"Bırak... Bıraksana yaa" itmeye çalıştım ama yerden kar alıp boynuma bastırınca çığlık attım. Güzel intikam
"Buda benim yanlışım" diyerek az önceki sözünü tamamladı. Benim bi rşey dememi bile beklemeden ilerlemeye başladı. Ben sadece şaşkınca arkasından baktım.
Şuanda cidden donuyordum.
Şaşkınlığımı bir kenara atıp montumun fermuarını çektim. Az önce çok yakındık , şuanda da bir okadar uzak.
Az önce koşarak geldiğim yolu yürüyerek ilerlemeye başladım. Eray yoktu ortada.
Belinay'ın bagırışıyla ona baktım.
Aras Belinay'ın ellerini arkadan tutmuş ve sırtını kendi göğsüne yaslamıştı."
"Davar , bıraksanaa" oww. Belinay beğendigi bir çocuga sinirlendi heh. Devamını düşünemiyorum.
Aras "Gözümü çıkarıyordun"
Belinay " Sanki bilerek oldu" yeni fark ediyordum . Aras'ın boş elinde kar vardı. Kar'ı Belinay'ın suratına sürmeye başladıgında Belinay kafasını iki yana sallayarak debelenmeye başladı.
"Heeey , tamam" diyerek devreye girdim. Benim konuşmamla Aras hafiften Belinay'ı iterek serbest bıraktı.
"Arkadaşına sahip çık" dedi Aras ve elindeki kar'ı hızla yere atıp içeri girdi.
Belinay bana gelip sarıldı.
"Noldu?" dedim benden ayrılırken.
"Elim yanlışlıkla gözüne çarpmış olabilir" dedi sırıtarak.
"Nasıl becerdin.?"
"Bana kar attı. Bende ona kar atmak için arkasından sinsice yaklaştım. Tam kafasına yapıştırıyordum ki bana döndü ve elim gözüne çarptı. Oda sinirlendi işte. Mal"
Benim zeki (!) arkadaşım nasılda.beceriyor böyle şeyleri.
Seray "Hadi içeri" varlıgını unuttuğum arkadaşıma baktım.
Seymen içeri giriyordu. Bende Seray'ı onaylayıp içeri girdim.
Montumu fortmantoya asıp içeri , koltuga oturduk. Busefer Belinay'ın yanına oturmuştum. Eray beyfendi ise istifini bozmadan oturuyordu.
Seray " Size kıyafet vereyim. Üşürsünüz" yeni geliyordu aklıma. Kıyafetlerimi getirmemiştım. Getirmemeyi bırak, kıyafer bile aklıma gelmemişti. Seray'ı onaylayıp
Belinay'la arkasından ilerlemeye başladık. Bir odaya girince bizde girdik. Kız odası olduguna göre Seray'ın odasıydı. Bize kendi kıyafetlerinden verince teşekkür etrim. Belinayda benim gibi teşekkür edince Seray gülümsedi.
"Önemli değil. Belinay sen burda giyin. Eslin sende karşı odada giyin. Aşşagıdayım ben"
"Tekrar teşekkür ederim" diyerek odadan çıktım. Karşı odanın kapısını açtıgımda direk erkekimsi bir koku sardı beni. Çıkaramadıgım , harika bir koku.
Burası Eray'ın odası olmalıydı.
Kapıyı yavaşça kapayıp odayı incelemeye başladım.
Ortada yuvarlak siyah ince bir çarşafla serili yatak vardı. Yastıgı beyazdı. Yatagın iki yanında komidinler vardı. Karşı duvarda ise büyük kıyafet dolabı oldugunu tahmin ettigim , bir dolap vardı.
Güzel bir dizayndı. Sade ve hoş bir görüntüye sahipti.
Üzerimdekileri çıkarıp Seray'ın verdigi kıyafetleri giydim. Tam oturmuştu. Sanırım bedenlerimiz aynıydı.
Gözüme dağınık çalışma masası dikkatimi çekti.
Üst raflar dağınık bir şekilde kitaplarla dizilmişti. Çizgisiz kağıtlar vardı ve yanındada leptop. Dikkatimi leptoptaki fotoğraf çekince o masaya dogru ilerlemeye başladım.
Leptobun kapağını hafif arkaya atıp, ekrandaki fotografı daha net bir şekilde gördüm.
Kızıl bır kız vardı. Eray elini onun omzuna atmıştı. Kızın saçları toplu bir şekilde yere bakarak gülüyordu. Eray ise kameraya bakarak gülüyordu.
İlk defa böyle mutlu gömüştüm onu. Belkide hep muyluydu ama ben daha yeni tanıdığım için hiç böyle görmemiştim. Eray yakışıklı bir çocuktu ve gülmek ona çok yakışıyordu.
Peki onu böyle güzel güldüren kız kimdi?
"Ne işin var burada?" eyvah!
Eray.
----
3 kere bu bölüm silindi. Sinirden yazmayacaktım ama sonra vazgeçip yazdım.
İnsallah begenirsiniz.
Oy ve yorum yapanlara teşekkür ederim. Seviyorum hepinizi <3 :*
Sorularınız olursa çekinmeden mesaj atabilirsiniz. :)

SENİ SEVİYORUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin